Giriş
Gusta’nın parçalarından neredeyse her iş adamının haberi vardır. Büyücülere sızmamasının tek nedeni ise yardımcı kurucunun organizasyonu olmasıdır. Yerlerini bilmediğinden, ve işini hızlı halletmek istediğinden dolayı, görevi verdiği liderden pek fazla umudu yoktu.
Bu yüzden bir müzayede düzenlemek istiyordu. Önce bütün parçaların bir araya getirilmesi yerlerinin belirlenmesi gerekiyordu. Ve bunun çok ses çıkarılması gerekiyordu. Öyle bir ses ki, bu aleti tanıyan başka türden birileri olabilir mi düşüncesi...
Öncelikle Liderlerin en güçlüsü olan 1. lider olayı hızlıca ele aldı.yüksek iş adamlarına ve laboratuvar farelerine bilgiler verildi. Müzayede yapılacak alan seçildi. Bütün yüksek iş adamları bütün bağlantılarını kullanarak aletlerin yerlerini hızlıca buldular. Tabi Emir her yerin bilgisini bir fotoğraf gibi edindiğinden, süre zarfı uzadıkça bilginin doğruluğu azalacaktır. Kısacası Yardımcı kurucu, bu araştırılırken büyü kullanılmasını istememişti. Kraliyet çapına kadar büyük kullanılan bu büyünün enerjisi, çok uzak yerlerden bile hissedilebilirdi.
Tırlar kullanıldı. Olağan üstü bağlantılar kullanıldı. Deli parasının gözden çıkararak yüksek iş adamlarını bile cezbedecek miktarı gözden çıkardı.
Şimdi tek yapması gereken, müzayedenin açılması ve taliplerin birer birer gelmesiydi. Ofisine gelip oturdu en sonunda. Tableti eline aldı ve her bir yere yerleştirilen kameralara erişim sağladı.
İçerisinin biraz boş olmasından canı sıkkın değildi. Çünkü bu müzayede bir günluk bir şey değildi. Alıcılar vermek istediği miktarı ve isimlerini görevlinin listesine yazdırırlar ve uzaklaşıp giderler. Müzayede 7 gün sürecek ve çok gelip çok giden olacaktı. Ve 7 gün sonunda en büyük teklifi verene satılacaktı. Tabii ki satılmayacaktı. Bu bir yemdi.
Bağlantıları kullanarak aletin parçalarını getirttirecekti. Ama sahte olma ihtimalleri de vardı. Yalan rakamlarda olacaktı tabii ki. Kandırmaya çalışanlar olacaktı.
Ama daha önemlisi. Sunulan para birimi.
Bacak bacak üstüne attı ve çayını yudumlamaya başladı. Gülümseyen ifadesi aşırı rahat olduğunu kanıtlıyordu.
Kapı çaldı. Ses etmedi çok. Nazik sesle söyledi sadece. ‘’Gelebilirsiniz.’’
Cevahir ve Emir girdi içeriye. Cevahir cebinden aletin parçasını çıkardı. Elinde sıkıca tutmaya başladı. ‘’Bizi çağırmışsınız.’’
Eline baktı. Aleti gördü. Gülümsedi. ‘’Neden çağırdığımı düşünmüşsünüz. Bu güzel oldu.’’
Çayını masaya koydu ve ayağa kalktı. Önüne kadar gelip elini uzattı. ‘’Rica etsem alabilir miyim?’’
Cevahir net bakışını üzerinden çekmiyordu. ‘’Sadece bir şey sormak istiyorum.’’
‘’Dinliyorum.’’
‘'Aleti ele geçirdiğimizin bilgisini hiçbir zaman vermedik. Nasıl oldu da bunu anlayabildin?’’
İyice gülümsedi. Ellerini arkasında bağladı bu sefer. ‘’Çünkü ben... Yardımcı kurucuyum.
‘'Kraliyetimde olan biteni sadece ben bilirim.’’
Tek elini tekrar uzattı. ‘’Şimdi rica etsem verebilir misin? 8. Lider Cevahir.’’
Elindekini uzattı ama pek istemiyor gibiydi. İç çekti ve vermek zorunda kaldı. Eline aldı.
‘'Şimdi çıkabilirsiniz.’’
Emir ve Cevahir dik dik bakındılar. Ardından ses etmeden çıktılar. Kapıyı kapattı çıkarken. Koridorda yürürken Cevahir sessiz kalamadı. ‘’İlginç.’’
Emir bir şey diyemedi. Çünkü aklına hiçbir şey gelmiyordu. Cevahir sordu kendi kendine. ‘’Nasıl öğrendi ki?’’
‘’Bilemiyorum.’'
Yardımcı kurucu ise bu sırada bir telefon açtı. ‘’Merhaba. İsim vermeyelim olur mu? Kendini tanıtmana gerek yok. Ben tanısam yeter.’’
‘’Kim... Kim o?’’
‘’Gusta aletinin 5 parçasından birinin müzayedeye getirilirken çalındığını söylemek istedim. Rica etsem bunu bir haber ve ya dijital kanallarda yayabilir misiniz?’’
‘’Sende kimsin be?’’
‘’Merak etmeyin. Kanıtımda var. Bu telefon numarasına fotoğrafı göndereceğim. Şimdilik bu kadar.’'
Yanına bakındı. Duvarın dibine girip duvara dokundu. Ardından kapı genişliğinde bir alanda duvar kendi kendine dönmeye başladı.
Duvara bağlı duran bir adam gün yüzüne çıkmaya başladı. Yere eğildi ve ona doğru hafif gülümseyerek bakındı.
‘’Ya... Yardımcı kurucu. Lütfen?’’
‘’Merak etme. Gusta parçalarını işe dönüştüren herkesi öldüreceğim. Ama şimdilik, her şeye rağmen gülümse.’’
Telefonu çıkardı ve onun fotoğrafını çekti. Bu adam, tam anlamıyla, 8 bodrumlu göktelenin sahibiydi. Yuuka ve Cevahir’i hapis diyarına hapseden kişiydi.
‘’Ne? Neden? Fotoğrafımı çektin? Ne düşünüyorsun?’’
‘’Tanınır bir iş adamısın. Rastgele bir fotoğraftan çok, yalan bilgi olsa bile senin suratından dolayı, bunu haber yapmak isteyecekler. Söylesene...
Kukla olmak nasıl bir histi?’’
‘’Haa? Sen çıldırmışsın. Ne diyorsun? Ne kuklası? Haber yapmak mı? Ne diye yapcakmışsın ki? Sen yardımcı kurucusun. Böyle işlere bulaşmazsın.’’
Gülümsedi. Buna diyecek bir cevabı yoktu. Duvara tekrar dokundu ve duvar tekrar dönmeye başladı. Duvar tekrardan kapanırken duvara entegre edilmiş geçit aktifti ve adam artık, geçidin içinden zorla geçirildi.
Bütün bilgileri haber ajansına attı. Ardından tekrar oturdu ve çayını yudumladı. Kameraları izlerken kimlerin geldiğini de izliyordu. Şimdiden insanların ilgisini çektiyse, 7 gün sonunda devasa bir isim listesi, adres bilgileri, yaptıkları en büyük yatırım ve işlere de bilgi erişimi sağlardı.
Bu bilgilere erişen haber ajansı, çok büyük bir kanaldı. Kendilerine gelen telefonun kraliyet sarayının içinden geldiğini bilselerde, tam anlamıyla kimle konuştuklarını bilemiyorlardı.
‘'AAH. Patron. Ne yapmalıyım.’’
Yanına patronu geldi. Bu sırada yarım tostundan bir ısırık aldı. İş adamını tanımıştı. ‘’Anlıyorum.’’
‘’Ee?’’
‘’Bunu kullanalım.’’
Elinde devasa mikrofon olan başka biri geldi. ‘’Yönetmenim. Çekimler bitti.’’
Tostundan bir ısırık daha aldı. ‘’Olmuşmu diye bakacağım kimse bir yere gitmesin. Setten ayrılmayın.’’
‘’Anladım efendim. Ama eşi doğum yapacakta... Hemen baksanız...’'
İç çekti. ‘’Peki. Geliyorum.’’
Hızlı adımlar ile uzaklaşırken tekrar söyledi. Sesi biraz yüksekti. ‘’Dediğim gibi bunu kullan. Tamamen sana kalmış. İş bitince olmuş mu diye bakacağım. Hızlı ol. Gün sonuına kadar baskıya hazır olsun.’’
‘’Peki efendim.’’
Tasarımı ve her şeyi ona bırakıyor, ama sevmediği yerleri şöyle yap böyle yap diyordu.
İlk yorum yazan sen ol!
Henüz yorum yapılmadı