Gölgeler, daha güçlü hale gelebilmek için kendi ırklarının sağladığı stiller kullanırlar. Öğrenmesi yüzyıllar süren bu stiller, Gölgeleri kademeli değil, direk katlayacak güç sahibi yaparlar.
Bir mahkeme ayarlandı. Yuukka’yı savunanlarda vardı ve bunlar sadece Yaz takımıydı. Geriye kalan kraliyetler ise diğer tarafta, yüksek iş adamlar ve devletleri yönetenlerde vardı.
Mahkeme hazırdı.
Cevahir ve Yuukka yan yana duruyorlardı, kürsüye geçtiler en sonunda.
‘’Cidden burada ne işimiz var.’’
‘’Belli değil mi? Konu benim.’’
Suçlamalardan 2 ay geçmiş, ve bu süre zarfından çok ileri geri bir şey yaşanmamıştı.
2 ay içinde küresel bir suçlamadan dolayı artık göz ardı edilemez olan gerçekleşti. Tarihin en büyük mahkemesi kuruldu. Ve hepsi de sadece Yuukka içindi.
‘’SESSİZLİK!’’
Derin bir sessizlik oluştu. Ardından mahkemeyi yöneten savcı konuşmaya dahil oldu.
‘’Yuukka Sermante, ve onu barındıran yaz Takımı kraliyet liderleri...
Yuukka’nın, Gölgeler diyarından gelen ziyaretçi olduğu doğrulanmıştır. Farklı bir ırkla aramıza mesafe koymak için gereken önlemleri alsak da, Gölge ırkından biri olan Yuukka Sermante’yi Muhafaza etmeniz epey dikkat çekmiştir. Teker teker dinleyeceğim.’’
Yuukka ayağa kalktı. ‘’Söz alabilir miyim?’’
‘’Söz senindir.’’
‘’Öncelikle, Ben bir melezim. Gölge ve insan meleziyim. Bu yüzden insanlar beni yabancı görmemeli. İnsanlar için hizmet edenler tarafından büyütüldüm. Bu direk olarak onlar için savaşan biri olduğum anlamına gelir. Güçlerim olağan üstüdür ve işinize çokça yarayabilirim.’’
‘’Güçlerinin içinde, Gölgelerin kullandığı güçlerde var. Herkes bilir ki, Gölgeler neredeyse bütün diyarlara diz çöktürecek istilalar gerçekleştirmiştir. Öyle istilalar ki, günümüzde bile unutulmamış durumdalar.’’
‘’Efendim. Öncelikle her koyun kendi başından kesilir. Ne ben oyum. Ne de o ben. Onlar güçleri tarafından esir alındılar. Bunu kendi iradeleri ile yaptıklarını sandılar. Ama bilmediler ki, güce kölelerdi. Maraka’dan öncesine dayanan bir tarihtir bu. O zamanın Gölge kralı, Maraka ile savaşında kaybetmiştir.’’
‘’Maraka bütün herkese hükmedecek gücün sahibidir. Beni bu halde yargılamak yerine, Maraka’nın uyanmasına engel olan çözümler üretmeliyiz.’’
Sonbahar takımının kurucusu ve en yaşlı olan kurucu ayağa kalktı. ‘’Maraka mühürlü. Ve uyanamaz. Neden onu tehdit olarak söyleniyorsun?’’
‘’Detayları anlatmayacağım. Ama Maraka mührünü kıracak.’’
‘’İmkansız! Onun mührü, tanrı mühür yeteneği ile desteklendi.’’
İç çekti. ‘’Anlıyorum. Maraka’yı hafife alıyorsunuz.’’
‘’Mührün içinde kalan bir iblisi tehdit olarak algılayacak değilim. Diyarımızda 4 kurucu ve bir sıfırıncı kurucu bulunuyor. Diyarımızı korumaya yetecek gücü zaten barındırıyoruz.’’
Gerçeği bir kendi biliyormuş gibi söze devam etti. ‘’Ve buna inanıyorsunuz. Acınası bir durum.’’
En sonunda Sıfırıncı kurucu, Savcının yanındaki boş koltuğu çekti ve oturdu. Ardından etrafına bakındı. Bu kalabalığı hiç görmemişti. Sıradan bir mahkeme değildi. Bütün büyü çağını ilgilendiren bir mahkemeydi.
Mikrofonu düzeltti ve kendisi konuşmaya başladı. ‘’Değerli diyarımın insanları. Öncelikle mutlak barışı sağlamak için buradayım. Ve bütün benliğimle kendimi buna adadım. Çelişkili sorular kafanızı kurcalamış durumda. Bunu anlayabiliyorum.
Sonuçta bilinmeyen gerçekler şüphe uyandırırlar. Size Sıfırıncı kurucu olarak bütün güvenimi sunuyorum. Melez Gölge olan Yuukka’nın, Gölge kriterlerini taşıdığını düşündünüz. Sonuçta bu bir sürü psikolojisi. Aynı cinsten biri bir harekette bulunursa, bu hareketi tamamen o cinse yüklemek...
Sadece aptallık olur. Bu yüzden bu önyargıyı kırmaya geldim. Olası tehditler biraz gün yüzüne vurdu. Maraka’yı duydunuz. Gölgelerin kralını duydunuz. Güçlerinin ne denli çok olduğu ortada. İnsan diyarının baş edemeyeceği şeylerde mevcut ve bu bizim sınırımız. Ama sınırımızı her geçen gün genişletiyoruz.
İnsanların daha iyi bir hayat yaşaması için bütün benliğimi ortaya koydum. Ve tam anlamıyla 9 farklı diyar ile anlaşmalar yaptım. Bu benim görevim ve yerine getirmekten memnunluk duyuyorum. Bunun karşısında minnet görmeyi beklerim.
Bu beklediğim minnete ihtiyacım yok ama başkalarının ihtiyacı var. Yuukka Sermante, güvenilir bir yoldaşımızdır. Gölgelerin kralını indirmek isteyen ve kişisel sebepleri olan, dertlerinin sizlerinkinden daha büyük olmasına rağmen kendi başına göğüs geren biridir. Şüphesiz kraliyetlerin iyiliği için yanımızda olacağını söyleyebilirim.
Onun can dostu Cevahir. 8 kutsal soydan gelen 8. Liderimiz. Kendisi sorumluluğu üstlenerek Liderlik vasfını kabul etti. Ama onun üzerine yük olmuyoruz. Sonuçta yeni ve genç. Onlara yine öğretmek benim görevim.
Benim gücümü, Ulu büyücü olmamın, insanlar arasında ne denli farklı seviyede bir gücüm olduğunu, potansiyeli olanlara göstermek ve onlara öğretmek istiyorum. Sonuçta ben ölümlüyüm. Diyarlar ben öldükten sonra da bozgunculuk çıkarmaya devam edecektir. Öğreterek kendi birikimimi Bütün liderlere aktarmak istiyorum. Ama bundan önce, daha yüksek potansiyele sahip Yuukka Sermante’yi bizzat eğiteceğim. İnsanlığın geleceğini o koruyacak. Sonuçta insanlar gibi kısa bir hayat sürmeyeceğini Gölge genlerinden anlayabiliyorum.
Diğer diyarları merak ettiği ve keşfetme isteğinin olduğunu da biliyorum. Ve bu bilgiye dayanarak sadece sizlerin önünde tek bir isteğimin kabul edilmesini isterim.
‘’Yuukka ile, diyarları gezen gezginler olmak istiyorum.’’
Şaşırmışlardı. Hatta Yaz takımı kurucusu buna epey şaşırmıştı. ‘’Efendim. Siz giderseniz...’’
Gülümsedi. ‘’Biraz olsun kendinize güvenin. Sayın Yaz kurucusu. Gücünüzün çok olduğunu biliyorum. Dünya bir olup kendi düşmanlarını püskürtebilir. Ben geleceği düşünerek, daha iyi bir yöntem ve birikimlerimi aktarmak istiyorum. Sonuçta ben ulu büyücüyüm. İnsan diyarının temsilcisiyim. Konseye, İnsan diyarının da olması gerektiğini kabul ettiren kişiyim.’’
‘’Şaka mı bu? Evrenler arası konseye İnsanlarında katılabileceği kabul edildi mi?’’
Gülümseyerek savcıya baktı. ‘’Ve bu sadece benim sayemde oldu. Sınırlarımı hızla genişletiyorum. İnsanlara saygı duyan diyarlar ve düşmanlarımızı püskürtmek için yardım etmeye hazır diyarlar mevcut. Sizler için müttefikler bile edindim. Yaşadığım müddetçe barışlar devam edecek. Bir gezgin olma hedefinde olan Yuukka ile geziye çıkacağım. Ve bu yolu sadece onlara bildiklerimi öğretmek için kullanacağım.’’
Yuukka bile aval aval bakıyordu. ‘’Kabul etti mi?’’
Cevahir gülerek onu sarstı. ‘’Oğlum kabul etti. Buna sevinmeliyiz.’’
Yuukka da Onu sarsmaya ve sevinçten garip hareketler yapmaya başladılar.
İlk yorum yazan sen ol!
Henüz yorum yapılmadı