Giriş
Omzunu siklelerken yürümeye devam etti. Etrafını kaplayan tonlarca zombi ordusunu ayrıştırarak öldürmüştü. Ardından yüzündeki maskeyi çıkardı.
‘’Kızdım bak. Seni yanıltmak neredeyse bütün büyü enerjimi harcamamı sağladı.’’
Sıfırıncı kurucu yanıltıldı daha doğrusu. Bu bir zihin manipülasyonu, erişim değil ama duyguları yanıltır.
Yanılsama diye adlandırdığı yetenekti bu. Bir kişinin o şeyi yaparken, yaptığını zannetmesi, ama sonuç olarak yapılan şey hiç yapılmamıştır.
Sonuçta bütün o kızıl gezegene gönderilme, öncesinde ve sonrasında yaşanılanlar sadece yaşanıldığı zannedilen olaylar olmuştu. Hiç gerçekleşmediler aslında. Ama konuşmalar ikisinin zihninde hala yer ediniyordu.
Anthea, Zemheri ve Fex onun yanına kadar geldi.
‘’İyi misiniz? Efendim.’’
Fex’e döndü. Gülümsedi. ‘’Sıkıntı yok. Halledeceğim. Gerçekten de ulu büyücü adını yansıtıyor.’’
Paltosunun kapüşonunu arkaya doğru atıp saçlarını sallandırdı. Ardından kızıl gözleri ile bakınmaya başladı.
‘’Biraz sorun yaratacağım.’’
Anthea yere diz çöktü. ‘’Efendim. Emrettiğiniz gibi liderlerden birini öldürdüm. Ama Sıfırıncı kurucu bizi salıverdi.’’
‘’Çünkü benim işimi bitirdiğini düşündü. Ama bu gerçekleşmedi. Onu yanılttığım için hayattasınız şu an. Bu bizi durduramaz.’’
‘’Lider Cevahir’i öldürmenizi istiyorum. Böylece Zhuxin lider kontrolden çıkacaktır. Ardından onun da ipini kesin.’’
‘’Sebebini sorabilir miyiz efendim?’’
‘’Çünkü tam anlamıyla, Sıfırıncı kurucunun şu an onlar üzerinden plan yapıyor olması. Planlarını bozmak için ölüm gerekiyor. Yapabilirsiniz değil mi?’’
Anthea kafasını sallarken zemheri onu uyardı. ‘’Dikkatli ol. Cevahir 8 kutsal soydan geliyor. Liderlerin çoğundan güçlüdür.’’
Anthea ciddi duruşunu koruyarak ayağa kalktı. ‘’Kendin için endişelen. Bizlerin aksine senin varlığın her lider tarafından biliniyor.’’
Gülümsedi Omai. ‘’Bilmelerinin önemi yok. Zemheri yarattığım ilk safkan. Onun üzerinde çok uğraştım.’’
‘’Şimdi Ebvabil şok olmasın diye saraydan önce onu göreceğim.’’
‘’Neden Bütün herkese evrim yeteneğini kullanmıyorsun? Neredeyse dünya genişliğinde baskı alanı açabilirsin.’’
İç çekti ve sadece kendisinin anlayabildiği bir şeyi açıklığa kavuşturdu.
‘’Bunu yapacağımı bildiği için kendisi beni engelleyen bir teknik kullandı. Teknik aşırı güçlü bir şartlı tekniğe bağlı. Yani ben bozamam. Onu öldürmem gerekecek.’’
‘’Yeni bir safkanın peşinden koşuyorum. Bunun için epey uğraşacağım gibi. Tekniğini varyant olarak seçtim.’’
Şaşırdılar. Varyant tekniği güçlü ve kullanılması zor bir teknikti. Çünkü istediği birinin klonunu kendin kontrol etmen ile sağlanan bir teknikti.
‘’Bu zor... Olmalı.’’
‘’Bir tane laboratuvarım yok edildi. Geriye 6 tane kaldı. Ayrıca elimde bir zehir büyüsü var.’’
Kapsülü çıkarıp Yuukka’nın geninden oluşturduğu garip bir büyü kapsülünü gösterdi. ‘’Gölgeler dünyamıza geldiğinde bunu baskı alanı ile kullanacağım. Gölgeleri anında öldüren bir büyü.’’
‘’Yuukka’ya işler bu o zaman.’’
‘’Sefaletten kurtulmak için ölenler benim için önemsiz. Bize bu kadar yakın olan Gölgelere güvenmiyorum. Ayrıca öleceğim ve dünyayı ben koruyamam. Bu yüzden herkes kendini korumalı.’’
‘’Sadece engelleme yeteneği ile aktif edilen bir büyüm var. Rastgele evrim. İnsanlara direkt olarak bağlama büyüsü ile çeşitli cisimlerin güçlerini elde edecekler. Bunun yanında hepsine, baskı gücü ve lanet enerjisi enjekte edilecek. Aynı anda Baskı alanı kullanarak iradelerini de güçlendirmem gerekiyor. Böylece evrimi kabul edebilen iradelere sahip olacaklar. Ama bu kısmen işe yarayabilir. Yaramazsa bana itaat eder hale gelecekler. Çünkü irade büyüsünün kombinasyonunu tamamlayacak zamanım yok.’’
‘’Benden bu kadar. Geri kalan zamanımı kaynak enerjimi değiştirmek için kullanacağım.’’
‘’Başaramazsam, geleceğimi değiştiremezsem...’’
‘’sakin olun efendim. Başarısız olmayacaksınız.’’ Dedi Anthea.
‘’Ayrıca Gölgelerin saldırısını beklemiyordum. İrade testleri neredeyse tamamlanmış geriye 8 tane denek kalmıştı. Onlara evrim yeteneğimi kullansaydım, tam irade ile safkanlara bürüneceklerdi. Ama hepsi öldü.’’
‘’Kendinizi üzmeyin efendim. Hala Yardımcı kurucusunuz. Ve öyle biliniyorsunuz. Şeytani enerji için yapılacak tek bir koz var. Ve bunu bozmayın.’’
Aslında şeytani enerji için gereken planı sadece Omai biliyorken, bir başkasının bunu ima etmesinin tek bir nedeni vardı.
Maraka’nın, safkanlarının da zihnine girebildiğini düşündü ve bu yüzden iç çekti. ‘’Anlıyorum.’’
‘’Her şeyi bilsen bile gerçekleştireceğim. Maraka.’’
Göğe baktı ve aşırı güçlü inmiş görünmez perdenin varlığını hissedermiş gibi söylendi. ‘’Bu büyük perdeyi indirmen ne kadar sürdü. Kırması benim tarafımdan imkânsız gibi görünüyor.’’
Diğer safkanlar, liderlerini aşan bir tekniğin varlığına hala inanmak istemiyorlardı.
Ebvabil’in indirdiği perde, o alanın içinde baskı alanı adından tekniğin hiçbir şekilde kullanılmamasını sağlıyor.
Gülümsedi ardından ve enerji manipülasyonu kullanarak maskesinin yeni versiyonunu oluşturup yüzüne taktı. Kapüşonunu da örttükten sonra yürümeye başladı.
‘’Sizi yeni safkanımla tanıştırayım.’’
Bir geçit açtı ve hepsi içeriye girdiler. Ardından yeri belirsiz laboratuvarın önünde buldular kendilerini. Etrafta her yer kum, adeta bir çöl gibiydi.
‘’Burası da neresi böyle?’’
‘’Engelleme yeteneği hakkında her bilgiye sahibim. Bu yüzden yapı taşımı parçalara böldüm.’’
Zemheri anlamıştı. ‘’Yapı taşınızın tek gözlü ağaç olduğunu sanıyordum.’’
‘’Zaten öyle. Ağaçlari içeriye dikiyorum ki kimse görmesin. Ama alan içinde avantaj sağlıyor.’’
İlk yorum yazan sen ol!
Henüz yorum yapılmadı