“........Eve.”

“Hepsi şu evlilik sözleşmesi yüzünden.”

Durumu merak ettiğini görünce, ona her şeyi açıkladım.

Büyükbabam ile Grandük Kallakis'in babası arasındaki evlilik sözleşmesi, herkesin bildiği bir ‘sır’dı. Sadece birkaç kişi detayları biliyordu.

Charlie burnunu kırıştırdı. Normalde gün ışığında parlayan o güzel yüzü, şimdi bariz bir şekilde endişeliydi.

“Evlenmek zorunda mısın? Sözleşmeyi yok etmesi için bir bilge falan tutamaz mısın?”

“Şey.......” diye mırıldandım.

Charlie, Gilbert’in babasıyla evleneceğimi ve Gilbert'i Kallakis evinden kovacağımı bilmiyordu. Neyse ki Charlie daha fazla soru soramadan Reina dikkatleri kendisine çekti.

“Bu büyük bir kayıp. Eve çaba gösterseydi, imparatoriçe bile olabilirdi.”

Göğüslerimin bedenini soran bir prensle evlenmektense bir devrim başlatmayı tercih ederdim.

“Sizi endişelendirdiğim için özür dilerim. Takip edildiğimi bilmiyordum.” dedim.

Zihnim çoktan çalışmayı bırakmıştı.

“Neden senin hatan olsun ki? O pisliği durduramadığım için üzgünüm. Her neyse, söylentiler hiçbir zaman söylentiden öteye geçemeyecek. Kont Bertrand çapkınlığıyla ünlüdür ama asla genç efendi kadar kaba olamaz. Umarım bir yerlere takılıp kafasını kırar.”

Baştan beri gergin olan Reina, Charlie'nin bedduasını duyunca kahkaha attı.

“Ahaha—Ah, pardon. Gözümde canlandırdım da… Çok komik.”

Onun kahkahası sayesinde, etraftaki hanımların da yüzleri gevşedi, ortam giderek sakinleşti.

Kısa süre sonra herkesin Gilbert hakkında aynı düşünceye sahip olduğu ortaya çıktı.

"Maevia'ya böyle davranıyorsa, diğer kadınlara neler yapıyordur kim bilir?"

“Gözlerindeki o bakışı gördünüz mü? Kesinlikle vahşiceydi. Eğer biz orada olmasaydık, Maevia'yı zorla yanında götürmeye çalışabilirdi."

"Kallakis adını nasıl böyle lekeleyebilir? Grandük ne halt ediyor?"

Charlie, hanımların konuşmalarını dikkatle dinlememi ister gibi bana baktı.

“Maevia, neden muhafızlarının sayısını artırmıyorsun?”

“Böyle bir şey bir daha yaşanırsa, saçlarının prensinki gibi görünmesini sağla."

Reina bir kez daha kahkahalara boğuldu ve başını eğdi. Ona hafifçe gülümseyerek cevap verdim:

"Bu taktiği unutmayacağıma emin olabilirsin."

Birden Charlie elimi tuttu.

"Eve, başına bir şey gelirse mutlaka bana söyle. Bana o kadar çok yardım ediyorsun ki, sadece alan taraf olmak beni utandırıyor. En azından senin için bunu yapabilirim."

"Ama ben sana hiçbir şey vermedim ki?"

"Bu kadar alçakgönüllü olma! Her zaman benimle ilgilendin değil mi? Parti için eşlik edecek birini bulamadığımda, kız kardeşimin buluştuğu adamın ne kadar aşağılık biri olduğunu bana söylediğinde... ve daha niceleri!”

“Pekâlâ. Zamanı geldiğinde senden yardım isteyeceğim.”

Coşkuyla başımı sallayınca, Charlie’nin yüzüne geniş bir gülümseme yayıldı.

“Güzel. Kafa dağıtmaya gidelim mi?”

O gece eve saat on birde döndüm.

---------

Derin, odaklanmış mavi gözler.

Adamın duruşu asildi fakat aynı zamanda kayıtsızdı. Yeraltı dünyasını yöneten, gölgelerin arasından çıkmış bir tanrı gibi görünüyordu. Gerçekçi olmayan bir güzelliğe sahipti—tıpkı davranışları gibi.

Üç saat geçmişti.

“Raporun ne hakkında olduğunu düşünüyorsun?

“Bana sorma.”

Şövalyeler oturdukları yerde kalmış, nefeslerini tutarak gözleriyle iletişim kuruyordu.

Sorgulamak hadlerine değildi ama lordlarının üç saat boyunca boşluğa bakmasına neden olan raporu merak etmeden de duramıyorlardı. Bunun bir rapor olduğunu bilmeselerdi, bir hazine haritası sanabilirlerdi.

Gruptaki en genç şövalyenin yüzünde endişe belirdi.

Lordları uzun zaman sonra nihayet odasından çıkmıştı. Bu onları sevindirmişti ama görünen o ki durumu daha da kötüleşmişti.

Özellikle de zihni.

Kallakis Hanesi'nin efendisi olmak, küçük bir krallıkta devasa bir bölgeyi yönetmek gibiydi. O kadar absürt bir güce sahipti ki, neredeyse komik kaçıyordu.

500 yıl öncesine kadar kuzey bölgesi vahşi hayvanlarla kaynayan karlı beyaz bir alandan ibaretti.

Ancak ilk Grandük Kallakis, canavarları en kuzeydeki bölgeye sürmeyi başararak kuzeydoğu ve kuzeybatı da dahil olmak üzere büyük bir toprak parçasını yaşanabilir hale getirdi. O zamandan beri Kallakis ailesi kuzey bölgesini yönetiyordu ve önceki Grandük 'Esmeralda' takma adıyla hüküm sürüyordu.

Grandük odasından nadiren çıksa bile, İmparator bile kendi bölgesine girdiğinde ona tepeden bakmaktan acizdi.

Ama bu sadece ‘Grandük Kallakis' olduğu için değildi.

Aedis Kalid Kallakis olduğu içindi. O sadece bir lord değildi.

O, Kuzey Gökyüzünün Efendisi

Canavarların Kralıydı.

İmparatorluk ailesi, Kallakislerin gücünü asırlarca gizlemişti. Ta ki Gilbert, Kuzey'den ayrılana kadar...

Ayrıca Grandük'ün kendilerine karşı ayaklanmasını engellemeye çalıştılar. Gilbert bir Kallakis olmasa bile, dünyayı ele geçirmek için yeterli güce sahipti.

Aslında, kaderinde kahraman tarafından mağlup edilmesi gereken bir kötü adam olmak vardı, ancak Aedis Kallakis, gücünü göstermek yerine sıradan ve ilgisiz biri gibi yaşamayı tercih etmişti.

Aniden, odanın içindeki gölgeler kaotik bir şekilde hareket etti.

Karanlığın içinden çarpık, küçük bir siyah kuş çıktı.

“Gyak! Gyak!”

Grandük isteksizce gözlerini rapordan ayırdı.

Tam o anda, karga kanatlarını çırpıp havada titredi ve bir görüntü yansıttı.

Grandük’ün evlatlık oğlu Gilbert, başkentte ortalığı kasıp kavuruyor ve kendini kontrol etmeden hareket ediyordu.

[“Sakın beni görmezden gelmeye cüret etme! Gelecekte hangi pozisyonda olacağımı biliyorsun!”]

Kan çanağına dönmüş gözleri görülmeye değerdi.

[“Kallakis hanesinin efendisi olacağım! Seni kendi ellerimle öldüreceğim!”]

Sahne, bir seramik vazoyu bir hizmetlinin yüzüne fırlatması ve kan akmasıyla sona erdi.

Grandük raporu yavaşça bıraktı.

Odadaki hava buz kesti.

Şövalyeler bakışmayı bıraktı, kimse bir şey söylemeye cesaret edemedi.

Sonunda, Grandük başını kaldırdı ve kayıtsız bir sesle mırıldandı:

"Ne kadar alçalabileceğini görmek için bekliyordum… ve bu gerçekten iğrenç."

“Şu anda nefes almazsam öleceğim.”

Nefeslerini tutan tüm şövalyeler aynı düşünceye sahipti. İçlerinden biri, gerekirse on dakika boyunca nefesini tutabileceğini bile söylemişti.

Bu durumdan hoşnut olmayan Grandük, unvanını devralmadan önceki selefini hatırladı.

Yeteneklerini sergilediğinde bile ondan korkmayan tek kişi oydu. Yine de ardında gereksiz bir evlilik sözleşmesi bırakarak ona büyük bir karmaşa miras bırakmıştı.

Hayır, zorlandığı yalnızca basit bir sözleşme olsaydı, bu kadar büyük bir sorun olmazdı.

İlk başta hiçbir şey yapmayı düşünmüyordu.

Uzun zamandır korkmuş bir çocuğa bakmak zorunda kalmamıştı ama Rahen hâlâ hiçbir şeye karışmamasını ister gibiydi.

Gilbert başkente gitmeden hemen önce Rahen, yalvarırcasına ona seslenmişti:

"Lütfen bu seferlik Gilbert'a inanın. O hep gölgelerde yaşadı, bu yüzden ışığı hiç görmedi.
Başkente gittiğinde, kesinlikle bir kahraman olarak geri dönecektir.
Lütfen onu durdurmayın ki gerçek potansiyelini bulabilsin."

O zamanlar Grandük sessiz kalmıştı. Sonuçta, Gilbert’in İmparatorluğu mahvedip mahvetmemesi umurunda bile değildi.

Gilbert ve Rahen'in yaşamasına izin vermişti. Onları topraklarından sürmeyerek zaten yeterince hoşgörülü davranıyordu.

Ama şimdi, daha önce hiç tanımadığı biri başkentten onunla bağlantı kuruyordu. Ondan sahneye çıkmasını istiyordu.

“...Gyak?”

Karga, Grandük’ün yüzündeki ifadeyi görünce başını eğdi.

Göz açıp kapayıncaya kadar yeniden rapora döndü.

Bu, Maevia Astin Morgana hakkında bilgi içeren bir rapordu.

"Sana evlenme teklif etmiyorum, sana benimle evleneceğini söylüyorum."

Grandük, daha önce hiçbir şeye bu şekilde zorlanmamıştı.

Karşısındaki, korkusuzca ve pervasızca hareket ediyordu.

“Ah, ne kadar sinir bozucu.”

Kâğıdı cebine koyarken kısık sesle mırıldandı. Şövalyeler incinmek istemedikleri için nötr bir ifade takınmaya çalıştılar.

Tam o sırada, Grandük'e sadakat yemini etmiş olan yardımcısı içeri girdi ve tek dizinin üzerine çökerek sonsuz bir sadakatle başını eğdi.

“Lordum, her şey hazır.”

“Güneş doğar doğmaz yola çıkıyoruz.”

“Lordum......”

“İlk ben gideceğim.”

Grandük ayağa kalktı. Yüzünde kayıtsız ama bir o kadar da tehlikeli bir gülümseme vardı.

Evlilik.

“Karımın ellerinin kirlenmesine izin veremem.”

Bu iş zahmetliydi ama eğlenceli görünüyordu.




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu