Ucuz otel odasında iken yüzümü yıkayıp saçlarımı ıslattım muslukta. Aynada kendime baktıktan sonra sulu ellerimi silkeledim ve ıslak yüzümü havluya sildim.

Aslında James ile uğraşmak istemiyorum, o da ergendi o zamanlar. Belki değişmiş olabileceğini sanıyorum ama böyle düşündükçe kendimi kötü hissediyorum. Xanthus’a çektirdiği acıyı düşünmeden edemiyorum.

Xanthus’u, onun elinden sadece okulun deposunda kurtarmadım. Bahçede, sınıfta, koridorda. Yemekhanede. Bahçede yüzüne toprak fırlatır, gözlerini açamayınca yere düşürür tekmelemeye başlar dururdu. Sınıfta kafasına kağıt atıyordu, arkasına oturup derste sürekli onu sözlü taciz edip duruyordu. Saçlarını çekiştiriyordu. Koridorda Xanthus’un kafasını tutar yüzünü dolaplara vururdu. Yemekhanede yemeğini başından aşağı dökerdi.

Her seferinde müdür’e şikayet ettim, hiçbir zaman bir şey yapmadılar. Çünkü zengin oğluydu ve eminim ki şu an zengin şerefsizlerden birisi olmuştu. Sürekli baba parası yiyen bir oğlandı.

Bu kadar şeye rağmen nasıl onu serbest bırakayım? Artık çocuk değil, yirmi dört yaşında koca bir oğlan. Ne yapsam bir çocuğa yapmış olmayacağım. İçim bu konuda rahat.

Üstümü giyindikten sonra otel odasından çıktım. Merdivenler aşağı indim ve dışarıdaki otoparktan arabama binip eski okulun yolunu tuttum.

Okula vardığımda binanın dışına uzun uzun baktım. Her yerde onunla ilgili o kadar fazla anı var ki düşünmeden edemiyorum. Bu okulun önünde onu kaldırdığım günü. Her şey orada başlamıştı. Keşke onunla daha önceden konuşsaydım, belki yapabilirdim.

İçeri girdim. Koridor sessizdi, herkes derste olmalıydı. İçim titriyordu, koridorlarda Xanthus’un sesini duyuyorum.

Müdürün odasına girdim. Güler yüzle karşıladı. Bu eski müdürdü. Altı sene geçmiş ama hâlâ değişmemiş.

“Sheldon! Nerelerdeydin, uzun zaman oldu.”

Yalandan gülümsedim, sürekli bunu yaparım zaten.

“Kusura bakmayın, habersiz gittim. Eski kasabama gitmem gerekiyordu. Neyse, artık buradayım.”

Bana oturmamı söylediğinde oturdum. Oda hâlâ aynıydı. Pekte sevmezdim burayı. İçimi daraltır durur, sanki mafya odasıymış gibi. Oysa sen sadece bir müdürsün.

“Seni hangi rüzgâr attı buraya?”

“James Wilson. Hatırlar mısınız? Onun hakkında bilgi almak isterim.”

Yaşlı adam biraz düşündü. Kim olduğunu çıkaramadı, sonra ona biraz James’in özelliklerinden bahsettiğimde yüksek bir sesle onayladı.

“Sen gittikten birkaç hafta sonra okuldan atıldı.”

Kaşlarımı çatıp müdüre baktım. Böyle bir şey olamazdı, Xanthus’a yaptığı şeylerden dolayı okuldan atılmazken, başka ne yapmış olabilirdi ki atılmıştı?

“Ne oldu?”

Yaşlı adam derin bir iç çekti. Utanırcasına başını eğdi, bana bakamadı. Daha da meraklandım.

“Çok kötü bir şey yaptı, akıl almayacak bir şey. Kızlar tuvaletine girmiş, birinci sınıf bir kıza…”

Yutkundum.

“Yapacağı belliydi. Ben size defalarca dedim, Xanthus’a neler yaptığını hatırlamıyor musunuz? Onu neredeyse depoda öldürecekti ve hiçbiriniz hiçbir şey yapmadınız. Disiplin kurulu toplandı ve yine de onu suçsuz çıkardınız. Sırf birkaç para için olanlara bakın. Masum bir kız, masum bir oğlan. Madem sik kafalı bir ergenin sorumluluğunu alamayacaksınız neden bu masum insanlara kıydınız?”

Öfkeyle derin nefes alıp verdim. Saçlarımı geriye attığımda yaşlı müdürün şaşırdığını fark ettim. “Kusura bakmayın.”

“Sheldon… Bu olay yedi sene önce oldu.”

“Yedi ya da geçen sene, ne fark ediyor? Xanthus’u geri getirebiliyor musunuz? Ya da o masum kızın eski neşesini kazandırabilir misiniz? Olay kaç sene önce olduysa olsun, bunu oldu bitti diye kapatamazsınız. Eğer beni dinleseydiniz…”

Soluklandım. Boşa konuştuğumu biliyorum.

“Eğer dinleseydiniz James çocuk ıslah evine girip aklını başına toplayabilirdi. Ama babası zengin, kamuoyu öğrenmesin birkaç para vereyim ellerine. Küçük kızda konuşmasın diye aynısını yapayım ama bu onun tüm çocukluğunu mahvetti.”

Ayağa kalktım. “Size daha fazla bir şey söylemeyeceğim. Eğer daha fazla paranın kölesi olmaya devam ederseniz, sırf elinize birkaç kuruş daha para geçsin diye gencecik çocukların hayatını karartmaya devam ederseniz bu okulu mahvederim. Sizin de hayatınızı zindana çeviririm. Bunu yaparım Bay Mark. Eğer kulağıma öyle bir şey gelirse beni yakınınızdan geçerken görmekten korkun.”

Odadan çıktım. Öfke ile dolup taşmıştım. O kızı merak ettim. Şu an yirmili yaşlarında olması gerekiyordu, nerede ne yaptığını merak ediyordum. Sonunun Vanessa gibi olmuş olmamasını diledim.

Umarım çok mutluydu.




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu