“Olan bu.”

Odamdaki Vanessa’ya baktım. Çok dikkatli bir şekilde gözlerini bana dikmiş beni dinliyordu.

“Tedaviyi kabul edersen ne olacağını biliyorsun. Sakinleştirici yiyip duracaksın, terapiye gideceksin, ruh gibi olacaksın; buna yaşamak denilmez.”

Derin bir iç çektim. Son günlerde kendimi öldürmeyi devamlı düşünüyordum. Artık gerçekten gücüm kalmamıştı.

Vanessa ellerimi tuttu.

“Bak Xanthus, aklından ne geçtiğini biliyorum ama hayır, bunu yapma. Seni kaybetmek istemiyorum.”

Ona baktım. Buruk bir şekilde gülümserken ona aşık olduğumu hissettim. Karanlığın içinde ki ışık oydu.

“Birlikte gidelim, buradan uzaklaşalım. Biz aynıyız, birbirimizi sadece biz anlıyoruz.”

Gülümsedim. Vanessa ile geçirdiğim zamanlarda -anlatmadığım süreçler- onu daha da tanımıştım. Onunda ailesi ile ilgili bir çok problemi vardı. İzlerimiz aynıydı.

“Evet, de kaçalım buradan.”

Sheldon içeri daldı ve ona baktım.

“Kiminle konuşuyorsun yarım saattir sen?”

Ne kadar aptalca bir soruydu. Karşımdaki Vanessa’yı görmüyor muydu?

“Vanes-“

Sevdiğime döndüğümde yoktu.

“Vanessa?”

Kaşlarımı çatarak ayağa kalktım.

“Xanthus… Vanessa öleli üç sene geçti.”

Gözlerim fal taşı gibi açıldı.

Olamazdı! Öyle bir şey olamaz! Vanessa buradaydı, ölmedi!

“Hayır, hayır. Gerçek olmalı! Sahte olamaz!”

Sheldon’un gömleğinden tutarak yakaladım.

“Aldın! Aldın onu benden!“

Titremeye başladım. Tekrar odanın içine geri dönerek etrafa bakındım.

“Hayır, hayır! O buradaydı, tam burada! Onu hissettim! Onun sesini duydum! Ellerinin sıcaklığı, gülüşünü, bakışını seyrettim! Hayır, HAYIR!”

Sheldon’u ittirdim.

“Vanessayı aldın benden! Beni tek anlayan oydu!”

Tekrar gömleğinden tutarak duvara yasladım.

“O benim tek mutluluğumdu! Senin yüzünden! Senin yüzünden onu kaybettim!”

Birileri beni tuttuğunda ne olduğunu anlamadım.

“Geri ver onu! GERİ VER!”

Gömleğini düzeltti.

“Üzgünüm evlat.”

Doktorlar mı desem, yoksa tımarhane görevlileri mi desem bilemedim fakat birileri beni tutarken onlardan kurtulmaya çalışıyordum.

Sheldon’u tam şu anda öldürebilirdim.

“Bırakın lan beni! BIRAK!”

Kolumu çekiştirdim ama bana resmen gömlek giydirdiler, deli gömleği!

“Öldüreceğim onu! Bırakın beni!”

Hızla nefes almaya ve vermeye başladım. Öfkeden gözümün önünü göremez oldum. Sadece karanlığın içinde Sheldon’u görüyordum. Bana gülüyor ve daha fazla sinirlerimi bozuyordu.

“Öldüreceğim lan seni! Kurtulduğumda seni öldüreceğim!”

Ağzıma bir maske taktılar, resmen köpek muamelesi görüyordum!

Vanessa… onu kaybettim! Vanessa’m, tatlı Vanessa’m artık yok!

Gözlerim hâlâ Sheldon’u görüyordu, devamlı gülmeye devam ediyordu.

“Senin yüzünden… senin yüzünden… aldın… onu benden…”

Siyah bir oda.

Kimse yok.

Etrafıma bakındım. Sadece beyaz bir kapı vardı. İlerledim, aralıktı. Yutkundum.

“Vanessa? Orada mısın?”

Arkamdan sesi geldi, çok sevdiğimin sesiydi.

“Girme, oraya girme Xanthus.”

Onu dinlememezlikten geldim, nedenini bilmiyordum.

Vanessa’yı arkamda bıraktım ve aralık kapıdan içeri girdim.

Oda bembeyazdı. Kapı yoktu, geri dönüşü olmayan bir kapıydı.

Annemi gördüm.

Yutkundum.

“Her çıktığın kapıyı kapatsaydın nasıl olurdu Xanthus?”

“Her şey daha iyi olurdu.”

Açık bıraktığım kapıdan içeri herkes girmişti. Bütün kötülükler ve iyilikler.

“Keşke o kapıları kapatsaydım.”

Annem gülümsedi. O kadar güzeldi ki o kadar büyüleyiciydi ki gözlerim doldu.

Onu özledim.

Onu çok özledim.

Ağlamaya başladım.

“Beni kurtarmanın bir yolu yok, değil mi anne?”

Güzel gülümsemesi ile başını sallayarak onayladı.

Bir kez daha beyaz bir oda. Ama bu sefer gerçek.

Etrafta beyaz minderlerden başka hiçbir şey yok. Gerçektende tımarhaneye yatırılmıştım. Belli ki hemde en ciddisine.

Asıl burada kafayı yerdim lan ben. Her yer bembeyazdı, hiçbir şey yoktu odada.

Kapıyı gördüm, ayağa kalkarak yaklaştım ve birkaç defa vurdum. Camı falan yoktu, dışarıyı asla göremiyordum.

“Açın kapıyı, lütfen; ben iyiyim. Yalvarırım.”

Gözlerim doldu. Daha önce hiç bu kadar kötü hissetmemiştim kendimi.

Burada kimse yoktu, bir anlığına Sheldonu bile özleyecektim.

Yapayalnız hissettiriyordu, Vanessada yoktu.

“Lütfen… yalvarırım.”

Gözümden yaşlar aktığında dizlerimin üzerine çöktüm. “Lütfen… çıkarın beni…”




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu