Duştaydım. Sıcak ve temiz suyu tenimde hissetmek beni kısa süreliğine rahatlattı.
Gözlerimi açtığımda akan suyun karardığını, pis bir suya dönüştüğünü gördüm. Hayır, gerçek değil bu. Gerçek değil. Gözlerimi sıvazladım, art arda sıvazladım ancak su gerçekten pisti. İçinde çıyanlar yüzmeye başladığında hızla sudan çıktım ve düşmemek için duvara tutundum.
Gerçek olamaz... çıyanlar nereden geldi?.. Küvete daha fazla bakmadım. Çabucak kurulandım ve temiz kıyafetlerimi giydim. Bay Sheldonun verdikleri. Hala utanıyordum.
Aynayı seyrettiğimde bir süre kendime baktım. Gözlerimin altı gerçekten çok fazla morarmıştı.
Bileğimi açtım. Uzun bir çizgi, üzerinde yan çizgiler. Tanrım, neden ölmemişim? Tekrardan uyuşturucu içip her şeyi bitirmem mi lazım?
Saçlarım ıslak ve dağınıkken banyodan çıktım. Sarah merdivenlerde oturmuş oyuncaklarıyla oynuyordu.
“Xanthus, bugün bizimle mi uyuyacaksın?"
Başımı sallayarak onayladım. Kıkırdayıp gülümsedi.
"Sarah! Hadi yemeğe gel!" Sheldon mutfaktan seslendi.
Aşağıdan küçük kızın sesi geldi. "Tamam baba!"
Hızla nefes alıp verdim. Eğer aşağıdaki Sarahsa, burada merdivenlerde oturan kim? Kolumla gözlerimi sıvazladım ve açtığımda karanlık bir cüsse gördüm. Bana bakıyordu.
Nefes alış verişim dahada hızlandı. Buna dayanamıyordum. Hızla Bay Sheldon'un bana söylediği odaya geçerek kapıyı çabucak kapattım ve sandalyeye oturdum. Saçımdan sırtıma akan soğuk damla ile irkildim.
"Xanthus."
Omzumda bir el hissettiğimde yerimden sıçradım ve o eli aniden ittirdim. Kimse yoktu. Kapı açıldığında başımı oraya çevirdim. Bay Sheldondu.
O muydı gerçekten? Şükürler olsun.
"İyi misin?"
Kapının kolunu hala tutarken endişeli bir yüzle bana baktı. Terlediğimi ve hızla nefes alıp verdiğimi gördüğünde yanıma geldi. Sıcak elini omzuma yerleştirdi.
“Çok korkmuşsun, sorun ne?"
Bunun gerçek olup olmadığını anlayamadım. Yanımdaki gerçekten o mu? Yoksa olmayan bir şey mi? Ya tekrardan kapıdan onun girdiğini görürsem?
Sessiz kalıp ona cevap vermedim. Konuşamayacak kadar korkmuştum. Yukarıdan adım sesleri duyuyordum ama evin bir katı daha yoktu.
"Gel, yemek yiyelim."
Benim için endişelenip başka bir sandalye çekerek yanıma oturdu.
“Xanthus, seni Sarah gibi görüyorum, çocuğumuşsun gibi; bu yüzden senin için endişeleniyorum, böyle görmeye dayanamıyorum."
Gözlerim doldu ve onları her zaman ki gibi tutamadım. Yanaklarımdan akıp gittiler.
"Korkuyorum."
Tüm vücudum titriyordu.
Kolunu sırtıma sarıp kendine çekti ve sarıldı. Ne yapacağımı bilemedim ancak bu çok iyi geldi. Tereddüt ederek kollarımı ona sardım.
Saçlarımı okşadı, yüzümü omzuna yasladı. Daha da ağladım. Artık yapamam. Yapabileceğimi hissetmiyorum. Tüm bu korku her geçen gün vücudumu sarmaya devam ediyor. Damarlarımdan kan akması gerekirken korku akıyor. Her zaman tetikte uyumaktan çok bıktım.
"İyi olacaksın, sana söz veriyorum. Seni iyileştireceğim."
Bay Sheldon'un gitmesini istemedim. Burada kalsın, her hangi birisi burada olsun istedim. Gerçek ve güvenilir birisi. Yalnız kalmaktan korkuyorum! Küçük bir çocuk gibi Bay Sheldon'a, lütfen sizinle uyuyayım, diye ağlamak istedim.
bay sheldon size güveniyorum