Önceki bölüm
Belki kaderinde Yüksek bir Tanrı olmak vardı.
Belki de bir düşüş...
.
.
.
.
.
.
Shu Nox Lumin, gökyüzünde yükselen ışığın içinde yavaşça belirirken, Hermes’in varlığı ona yardımcı oldu. Dokuz gök katmanından geçerken, altındaki dünyada yılların akıp geçtiğini izledi. Yüzünde hem hüzün hem de kararlılık vardı.
Halkından uzaklaşmak zor olsa da, görevi Akademi’deki sınavlarını tamamlamaktı.
Hermes hafifçe gülümsedi:
-Tekrar hoş geldin, Lumin. Artık yeni bir yol başlıyor. İsmin var ve artık konuşabiliyorsun. Ama bil ki, Akademi’nin sana hazırladığı sınavlar Shu halkınınkilerden farklı olacak.
Lumin başını salladı. Taş bedeni, gökyüzünde süzülürken, gölgesi hâlâ halkının üzerine düşüyordu. İçinde garip bir sıcaklık ve huzur vardı. Yıllar boyunca izlediği onların büyümesini ve gelişmesini bir kez daha gözden geçirdi.
-Onları bırakmak zor… ama her zaman ilerlemeliyiz. Sonsuza kadar aynı yerde dönüp duramayız.
Hermes, onu Aşkınlar Akademisi’nin devasa kapılarının önüne getirdiğinde, Lumin derin bir nefes aldı. Kapılar, eski motiflerle süslenmiş, gökyüzüne yükselen bir görkeme sahipti. İlk kez geldiği o anki gibi, ama bu sefer yanında yılların tecrübesi ve halkının inancı vardı.
En önemlisi artık bir heykel olarak anılmayacaktı. Bir isim sahibi olmuştu ve dilinin bağı çözülmüştü.
-Girişin açık, Lumin. Bu Akademi senin ikinci evi olacak. Yeni doğanlar, tanrı çocukları ve yarı-tanrılar seni bekliyor. Hazır mısın?
Lumin, gözlerini gökyüzüne kaldırdı.
-Hazırım…
Ve kapılar ardına kadar açıldı.
Mitolojilerin Yüce Tanrıları – Bilgelik Dersleri
Akademi’de zaman, Lumin için sadece bir gün geçmişti. Shu halkından ayrılmasının üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen, gök katmanlarında her şey farklı bir ritimle ilerliyordu.
Lumin, taş bedeniyle ikinci dersin yapılacağı devasa ders salonuna doğru yürüyordu.
Hermes, uzaktan bir köşede sessizce gözlemliyordu. Artık onun görevi bitmişti; Lumin’in sınavını ve öğrenme sürecini sadece izleyecekti.
Salona girdiğinde, ortada ışıkla çevrilmiş bir varlık belirdi. Uzun beyaz sakalı, derin bakışları ve parlayan gözleriyle Bilgelik Tanrısı salonu dolduruyordu. Etrafında eski semboller ve yüce yazıtlar dans ediyordu.
-Hoş geldin, Shu Nox Lumin.
Derin ve yankılı bir sesle konuşmasına devam etti. Aynı zamanda sözlerini sınıfa söylüyordu.
-Bugün mitolojilerin yüce Tanrılarını tanıtacağım. Ancak dikkat edin, bu bir ders değil, aynı zamanda bir sınavdır. Sadece bilgiyi öğrenmek yetmez, onları anlaman gerekir.
Küçük bir ışık patladı ve Yunan mitolojisinin Tanrıları — Zeus, Athena, Poseidon — siluetler halinde ortaya çıktı. Lumin, taş gözleriyle onları inceledi. Aynı zamanda devasa amfide kendisine boş bir yer bulmuş ve yerleşmişti.
Bilgelik Tanrısı, kadim sesiyle konuştu. Her kelimesi devasa amfide yankılanıyordu.
-Her Tanrı kendi mitolojisinin ruhunu taşır. Güçleri, görevleri, karakterleri… Bunları sadece bilmek değil, hissetmek zorundasınız. Bazıları zaten onları tanıyor. Bazılarınız ise ilk defa öğreniyor.
Lumin derin bir nefes aldı. Taş bedeni, içindeki enerji ile birlikte hafifçe titreşti. Bir ışık halkası ortaya çıktı; halkada mitolojilerin simgeleri, sembolleri ve gücün farklı yansımaları dönüyordu.
-Şimdi Mısır mitolojisine geçelim. Ra, İsis, Osiris… Onların hikâyelerini, insanlarla ilişkilerini ve güçlerini kavramalısınız. Onlardan ders çıkarmalısınız. Böylece sizler de güçlü birer Tanrı olabilesiniz.
Lumin, her bir Tanrıyı zihninde canlandırdı; sadece gözlem yapmakla kalmadı, her biriyle sessiz bir bağ kurdu. Bu bağ, bilgiyi öğrenmekten çok daha fazlasını sağlıyordu: sezgi ve kavrayış.
Bilgelik Tanrısı, Lumin’in dikkatle izlediğini görünce hafifçe başını salladı ve onayladı. Yüce Tanrı Konseyi'nden ona dikkat edilmesi söylenmişti.
-Başka bir Tanrı dünyasına geçerken, sadece güçlerini değil, felsefelerini ve seçimlerini de anlamanız gerekir. Her Tanrı farklıdır; birini yanlış yorumlamak, hem dersini hem de sınavını kaybettirebilir.
Bir anda İskandinav Tanrıları — Odin, Thor, Freyja — siluetler halinde ortaya çıktı. Lumin, taş gözleriyle onların ihtişamını ve gücünü hissetti. Odaklandıkça enerjisi, dersin simgeleriyle uyum sağlamaya başladı.
-Her bir mitolojiyi hissetmek, onların gücünü kavramak için sadece gözler değil, kalp de gereklidir, dedi Bilgelik Tanrısı.
- Sizin göreviniz, onları anlamak ve kendi yolunuzda doğru şekilde kullanmaktır.
Bilgelik Tanrısı saatlerce anlatmaya devam etti.
Dersin sonunda, Bilgelik Tanrısı hafifçe gülümsedi.
-Bugün bir başlangıç yaptınız. Bu ders, sadece isimleri öğrenmek değil; gücü, karakteri ve seçimleri kavramak içindi. Gelecek derslerde, farklı mitolojilerle etkileşimleriniz sizi daha da geliştirecek.
Lumin, taş bedeniyle başını salladı. Artık sadece Shu halkı için değil, tüm mitolojilerin yüce Tanrıları için hazır bir gözlemci ve öğrenici olmuştu.
Hermes, uzaktan sessizce izliyordu; Lumin’in her hareketini kaydediyor ve bir sonraki sınav için notlar alıyordu.
Fakat Shu Nox Lumin'in henüz bundan haberi yoktu.
O sadece yenidoğan bir Tanrıydı. Hermes saklanmak istediğinde onu fark etmesi imkansızdı.
En azından bir süre daha...
......
Tanrı Sınıflandırma Sistemi – Akademi Düzeni
1. Seviye Temelli Sınıflama:
Tanrılar, güç, etkileri ve mirasları doğrultusunda beş ana seviyeye ayrılır:
1. Çöp Tanrılar (Minor Deities)
Görevleri küçük ve yerel olaylara odaklıdır.
Genellikle küçük topluluklar tarafından ibadet edilir.
Enerjileri sınırlıdır; akademide yeni doğan ve deneyimsiz tanrılarla eşleştirilir.
2. Normal Tanrılar (Standard Deities)
Belirli alanlarda (örneğin;. savaş, aşk, deniz) etkili olur.
Orta seviyeli enerjilere sahiptir, bazı kendi çocuklarıyla beraber akademide görünür.
3. Orta Seviyeli Tanrılar (Intermediate Deities)
Geniş etkisi vardır, toplulukları üzerinde büyük güç kullanabilir.
Kendi alt sınıf çocuklarını eğitir; akademide ders ve gözlem için önemli referanslardır.
4. Yüksek Tanrılar (High Deities)
Çok geniş etkisi olan, mitolojilerde ana tanrılar arasında yer alan varlıklardır.
Çocukları hem güce hem de stratejiye odaklıdır.
Akademide ders anlatabilir, sınavlarda gözlemci rolü oynar.
5. Yüce Tanrılar (Supreme Deities)
Evrensel güçlere sahip, neredeyse efsanevi varlıklar.
Sadece çok özel durumlarda görünür.
Akademide öğretmen, danışman veya sınav belirleyici olarak görev alır. Aynı zamanda Yüce Tanrı Konseyinde yer alırlar.
Evrenin işleyişine kimi zaman müdahale ederler.
......
2. İçsel Kategoriler – Aydınlık, Nötr, Karanlık:
Her seviyedeki Tanrı, doğasına göre üçe ayrılır:
Aydınlık (Light)
İnsanlık, yaşam ve gelişim odaklıdır.
Destekleyici, rehberlik eden enerji taşır.
Nötr (Neutral)
Kendi görevlerine odaklanır; müdahale etmez veya sadece dengeyi korur.
Akademide gözlemci ve denge sağlayıcıdır.
Karanlık (Dark)
Güç ve kontrol odaklıdır; bazen yıkıcı veya korkutucu.
Çocukları güçlü ama genellikle disiplinli ve tehlikeli olur.
---
3. Akademide Sınıflar
Tanrılar ve çocukları, hem seviye hem içsel kategoriye göre sınıflara ayrılır.
Her sınıf kendi akademik salonda ve kendi seviyesine uygun sınavlarda bulunur.
Öğrenciler; yeni doğan tanrılar, Tanrı çocukları veya Yarı Tanrılar, sınıflandırılmadan önce ilk dersler, gözlem ve testler ile hangi seviyeye uygun oldukları belirlenir.
Sonraki gün...
Akademideki üçüncü günün ders saatinde, Shu Nox Lumin taş merdivenlerden yeni sınıfına doğru ilerledi.
Bilgelik Tanrısı dersin sonunda karma sınıfı, sınıflandırmıştı. Bundan sonra sınıfta, aydınlık, karanlık ve nötr Tanrılar veya çocukları bulunmayacaktı.
Shu Nox Lumin'in yeni sınıfı, Normal Seviye Tanrılar için ayrılmıştı; Nötr enerji taşıyan öğrenciler burada toplanacaktı.
Aslında Shu Nox Lumin, Yenidoğan bir Tanrı olduğu ve inanan sayısı 10.000 kişi bile olmamasına rağmen enerji seviyesi Çöp Tanrıların seviyesinden yüksek çıkmıştı.
Sınıf büyük, yarı dairesel bir salon gibiydi. Duvarlar boyunca eski mitoloji tabloları asılıydı; her biri farklı bir uygarlığın Yüce Tanrısını gösteriyordu.
Orta kısımdaki geniş alan ise öğrencilerin güçlerini sergilemesi için ayrılmıştı.
Öğrenciler yavaş yavaş sınıfa yerleşti. Lumin, taş bedenine rağmen rahatça hareket ediyordu. Çevresinde diğer Normal Seviye Nötr Tanrı çocukları vardı:
Aetherion: Yunan mitolojisinin bir yıldırım tanrısının çocuğu; saçları fırtına bulutları gibi dalgalı, gözleri gri-mavi.
Sivara: Hint mitolojisinin bir gölge tanrısının kızı; sessiz ve dikkatli, elinde hafifçe parlayan bir asa taşıyordu.
Nimue: Kelt mitolojisinin su tanrısının çocuğu; uzun turkuaz saçlı, zarif ve hareketlerinde su akışı gibi akıcı.
Raelin: Mısır mitolojisinden bir tanrı çocuğu; gözleri altın sarısı, enerjisi hafifçe ışık saçıyordu.
Öğrenciler birbirine meraklı bakışlar atıyor, kimisi sessizce kendini tanıtmayı bekliyordu.
Lumin, diğerlerinin konuşmalarını gözlemleyerek etrafındaki enerjiyi hissetti; kendi gücünün sınıf içindeki etkisini fark etti. Ne düşük seviyede ne de çok yüksek seviyede...
Sınıfa giriş yaptıktan kısa süre sonra, Bilgelik Tanrısı ayağa kalktı. Uzun beyaz sakalları ve derin gözleri vardı; sesi hem sakin hem otoriterdi.
“Bugün, sizlere farklı mitolojilerin yüce Tanrılarını tanıtmaya devam edeceğim. Ama önce, kendi aranızda tanışmanız ve güçlerinizi birbirinize göstermeye başlamanız gerekiyor.
Tanrı çocukları yavaş yavaş birbirine yaklaştı. Her biri kısa bir tanıtım yaptı:
-Ben Aetherion. Yıldırım enerjisi üzerimde baskın.
-Ben Sivara, gölgelerden öğrenirim. Sessiz ama keskinim.
-Nimue, suyun gücünü kullanırım.
-Raelin, ışık ve güneş enerjisi üzerimde yoğun.
Lumin sessizce başını salladı, kendi adını henüz söylemedi. İsimsiz bir varlık olarak zaman geçirmişti. O bile henüz güçlerini bilmiyordu. Kendisini nasıl tanıtacağından emin değildi.
Sıra ona geldiğinde ise..
Gözleri ve enerjisiyle kendini ifade etti. Sonra çekingen bir sesle konuştu.
-Ben... Shu Nox Lumin... İsmimi yeni kazandım. Aslında... İsimsiz bir sanatçının son eseriyim.
Sınıf, onu bölmeden ve acele ettirmeden dinledi. Fakat onun Yenidoğan bir Tanrı olduğunu fark ettiler.
Sınıf, Shu Nox Lumin'in kendi enerjisiyle sınıfın dengesini değiştirebildiğini hissetti.
Bilgelik Tanrısı, öğrencilerin birbirini tanımasını ve küçük güç gösterileri yapmasını izledi. Her güç gösterisi, sınıftaki diğer öğrencilerin enerjileriyle karşılaştığında hafif bir titreşim yaratıyordu.
-Unutmayın, güç sadece gösteriş için değil, kontrol ve bilgelik için de vardır. Buraya eğlenmeye değil öğrenmeye geldiniz.
Bu etkinlik, öğrencilerin hem birbirini tanımasını sağladı hem de Lumin’in sınıftaki ilk gözlemini ve etkileşimini güçlendirdi.
İlk yorum yazan sen ol!
Henüz yorum yapılmadı