Eğer Bay Acil Durum Yemeği İnsan formunda kalsaydı, sadece mahrem yerleri örtülü şekilde duramazdı, değil mi?

Neyse ki, insan formuna geçtiğinde beline sarılı gri gümüş renginde bir hayvan postu beliriyordu.

''Hayvan postu'' demek pek doğru sayılmazdı. Muhtemelen Bay Gri Kurt’un kendi kürküydü…

Nasıl bir mistik yapısı vardı acaba? Acaba bu kurt postu çıkarılabiliyor muydu?

Ruan Qiuqiu’nun düşünceleri tuhaf bir yöne doğru kaymaya başladı…

Şimdi ki Bay Gri Kurt evli bir kurt olduğuna göre, iblis formunu mu daha çok seviyordu, yoksa insan formunu mu? Ruan Qiuqiu, Bay Gri Kurt’un iblis formunun boyutunu değiştirebildiğini hatırlıyordu…

Peki ya insan formu… O kurt postu çıkarılabiliyor muydu?

Ruan Qiuqiu’nun bilinci yavaş yavaş bulanıklaştı. Bir iblisin ya da kötü bir varlığın gelip onları öldürmesinden korkacağı için uyuyamayacağını sanmıştı, ama gerçekten fazlasıyla yorgundu.

Uykuya dalarken aklından ne geçtiğine bile dikkat etmedi. Zihninde yalnızca Bay Gri Kurt’un güzel gri-mavi gözleri ve insan formundayken o kurt postunu çıkarıp çıkaramayacağı düşüncesi vardı. Bu şekilde yavaşça derin bir uykuya daldı.

--

Mağaranın dışı zifiri karanlıktı. Gökyüzünden dev kar taneleri süzülerek düşüyordu ve mağara girişindeki kan izlerini yavaş yavaş örtüyordu. Bir süre sonra sadece bembeyaz kar örtüsü kalmıştı.

Yoğun kar yağışıyla birlikte soğuk bir rüzgar da esiyordu. Yapraklarının çoğunu dökmüş ağaçların üstüne kar yığıldı, ve çok kısa sürede dünya beyaza boyandı.

Orta yaşlı bir kurt iblisi, dört ayağı üzerinde mağaraya doğru sessizce yaklaşıyordu. Yavaşça, Ruan Qiuqiu ile Yuan Jue’nin yaşadığı mağaraya yaklaştı.

Yuan Jue’nin mağarasına 20 metre kala durdu. Gece görüşü iyiydi, bu yüzden mağaradan gelen hafif ışığı görebiliyordu.

Kurt iblisi dikkatlice çevresini kokladı, sanki bir şeyi onaylıyormuş gibi.

Bir an sonra, orta yaşlı kurt iblisi aradığı cevabı bulmuş gibiydi. Gözlerinde hafif yeşil bir ışık parladı.

Yavaşça, Ruan Qiuqiu ile Yuan Jue’nin yaşadığı mağaradan uzaklaştı. Ormanın kenarına ulaştığında ise adımları hızlandı. Kalabalık olan Ateş Kurt Kabilesi’nin yerleşim alanını dolanarak koşmaya devam etti. Kabilenin sınırlarının öteki ucundaki bir mağaraya vardı. Bu mağara bir uçurumun yakınındaydı, ama oldukça güvenliydi.

Kurt iblisi, mağaranın önündeki aydınlık alanda insan formuna geçti. Bu, Ruan Qiuqiu’yu Rüzgar Aslan Kabilesi’nden Yuan Jue’nin mağarasına getiren kurt iblislerinin başında bulunan orta yaşlı kurt iblisi idi.

Kalın hayvan derilerinden yapılmış bir perdenin önünde durdu ve saygılı bir tonda seslendi: ''Şaman.''

Perdenin arkasından yaşlıca bir ses geldi. ''Lin Xun? İçeri gir.''

Lin Xun adlı orta yaşlı kurt iblisi onaylayan bir mırıldanma çıkardı, kalın hayvan derisini kaldırdı ve mağaraya adım attı.

Dışarısı çok karanlık olmasına rağmen, şamanın mağarasında özel bitkiler vardı ve bu bitkiler ışık yayıyordu. Bu mavi bitkiler, sabah sefası çiçeklerine benziyordu. Balık pulu inceliğinde lamba kapakları, bu bitkilerin üstüne yerleştirilmişti. Masaların kenarlarına yerleştirilen bu bitkiler, parlak bir mavi ışık yayıyordu.

Bu benzersiz mavi ışık, tüm mağarayı aydınlatıyordu. Bu garip ışığın altında, yüzü boyalı sembollerle kaplı olan şamanın yüzü daha da başka dünyaya ait gibi görünüyordu.

Yaşlı şaman, tepesinde kurt başı oyulmuş bir asayı tutuyordu. Lin Xun içeri girdiğinde, taş bir sobanın yanında oturmuş kendini ısıtıyordu. Şamanın buruşmuş eli titredi, sesi sıkılaştı ve sordu:

''Nasıl gitti? O insan, ölmüş mü?''




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu