Rou Yuerao sözlerini bitirdiğinde, orta yaşlı bir aslan iblisi hemen onunla hemfikir olduğunu dile getirdi: "Evet, en kötü ihtimalle, o kurt iblisi ölünce gelip seni alırız."

Bu sözlerden sonra, Ruan Qiuqiu'nun kararını dikkatlice vermesini ve ne seçerse seçsin kararına saygı göstereceklerini söyleyen şef bile ona umutla bakıyordu.

Sanki evlenmeyi reddederse, Rüzgar Aslanı Kabilesi'ne büyük bir haksızlık yapmış olacakmış gibi davranıyorlardı.

Ruan Qiuqiu, Rou Yuerao’ya baktı. Onun söylediklerine karşı ne diyeceğini bilemedi. “Eğer bu kadar kolay olduğunu düşünüyorsan, neden kendin kurt iblisiyle evlenmiyorsun?” diye sormaya bile gerek görmedi. Çünkü Rou Yuerao'nun bu fikri engellemek için zaten bir sürü bahane hazırladığı kesindi.

Sonuçta, Rou Yuerao, şanslı kadın başroldü. Onun istediğine karşı gelen herkes bir şekilde kötü bir sonuçla karşılaşıyordu. Ruan Qiuqiu ise sadece arada harcanacak yan karakterdi. Yanlış bir adım atarsa, sonu trajik olacaktı.

Aslında, Ruan Qiuqiu biliyordu ki, Ateş Kurt Kabilesi'nin eski reisiyle evlenmek isteyen kişinin gönüllü olması zorunlu olmasa, bu aslan iblisleri onun fikrini bile sormazdı. Büyük ihtimalle onu bayıltıp zorla kurtlara teslim ederlerdi.

Eğer evlenmeyi reddederse, aslan kabilesi onun mezarı olacaktı.

Üstelik, romanın tarifine göre bu dünya zaten oldukça tehlikeliydi. İnsanların, iblislerin ve az sayıda olsa da çok güçlü ve kana susamış kötü ruhların yaşadığı bir dünyaydı.

Ayrıca, bu dünyada eski çağlardan kalma her türlü yaratık vardı. Kabileyi terk edip tek başına yaşamak pek mantıklı olmazdı. Kışın ormanlar çok tehlikeliydi. Her yerde açlıktan kıvranan vahşi hayvanlar ve kötü ruhlar dolaşıyordu.

Ruan Qiuqiu derin bir nefes aldı.

Bu tehlikeli dünyada hayatta kalmak zaten başlı başına zordu. Bir de kadın başrole kafa tutmanın bir anlamı yoktu. Rou Yuerao ile bir adam yüzünden kavga etmek ve planlar kurmak tamamen gereksizdi.

O, zorlamayı sevmeyen biriydi. Birkaç sebze ekip, biraz et bulup sakin bir hayat yaşamak onun için yeterliydi.

Yine de Rou Yuerao'nun bir konuda haklı olduğunu düşündü. Eski korkunç kurt iblisi hakkında biraz kötü hissetmişti...

Ama şu da bir gerçekti ki, bir zamanlar korku salan ve güçlü olan Bay Büyük Kötü Kurt, artık sakat kalmıştı ve avlanma yeteneğini bile kaybetmişti. Yaşamak için sadece birkaç günü kalmıştı. En azından onun yanında olursa, tehlikede olmayacağını düşündü...

Yine de, Ateş Kurt Kabilesi'nin neden bu kurt iblisi için bir gelin istediğini ve neden bu gelinin gönüllü olması gerektiğini bir türlü anlayamıyordu.

Bunu düşünmeye başladığında, Ruan Qiuqiu’nun başı tekrar ağrımaya başladı. Önünde bir tuzak olduğunu bilmek ama yine de oraya atlamak zorunda kalmak gerçekten can sıkıcıydı.

Ama şu an için başka bir seçeneği yoktu.

Ruan Qiuqiu’nun hala sessiz kalmaya devam ettiğini gören şef dayanamayarak sordu: "Ruan Qiuqiu, kararını verdin mi?"

Ruan Qiuqiu derin bir nefes aldı. Reisin bulanık ama hala kurnazca bakan küçük kahverengi gözlerine bakarken ellerini sıktı ve "Pekâlâ, kabul ediyorum." dedi.

"Ne?!" Reis bir an şaşkınlıkla donakaldı. Ruan Qiuqiu’nun uzun süre sessiz kalmasından, evlenmeyeceğini düşündüğü için bu tepkisi şaşırtıcıydı. “Gerçekten mi? Evlenmeye razı mısın?”

Ruan Qiuqiu içinden büyük bir acı hissetti. İstemezse başka bir seçeneği mi vardı ki? ''Kabile için kabul ediyorum. Ama Reis, bir kaç şartım var.'' dedi.

Aslan iblislerin Reisi, onun sözlerini duyunca gözlerini kısarak sordu: ''Ne şartı?''

Reis yüz ifadesi gayet dostça görünüyordu ama Ruan Qiuqiu nedense ondan bir tehlike sezdi. Titrememek için kendini zor tuttu. Gözlerini hafifçe aşağıya indirip, "Eşyalarımı yanıma almak istiyorum." dedi.

"Bu sorun olmaz." Reis, başını sallayarak bu isteği onayladı.

Ruan Qiuqiu dişlerini sıkarak ekledi: "Ayrıca, 10 kilo tuz, 15 parça hayvan postu ve 50 kilo kurutulmuş et istiyorum."




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu