Rou Yuerao bir şey demeyince, aslan iblisleri de Ruan Qiuqiu’nun, Rou Yuerao'ya karşı söylediklerini düşündükleri için kimse ona yardım etmek için öne çıkmadı.
Ruan Qiuqiu, zaten aslan iblislerinin ona yardım etmesini beklemiyordu. Böyle bir durumun yaşanacağını önceden tahmin etmişti.
Hayvan derisi çantasından 20 kilo kadar kuru et çıkardı, en yaşlı görünen orta yaşlı kurt iblisine doğru yürüdü ve onun soğuk bakışlarına karşılık vererek zoraki bir gülümsemeyle ''Şey… Kurt Amca, sizinle bir anlaşma yapabilir miyim?'' dedi.
Orta yaşlı kurt iblisi, Ruan Qiuqiu’nun elindeki kuru ete bir bakış attı. Ete bir bakışta taze olmadığını anladı ama yine de isteğini kabul etti. ''Çantayı taşımamı istiyorsun, değil mi? Tamam.''
Kuru eti aldı, büyük çantasına yerleştirdi ve Ruan Qiuqiu’nun kaldırmakta zorlandığı çantayı kolayca havaya kaldırdı. ''Daha fazla vakit kaybetme. Hadi gidelim.''
Orta yaşlı kurt iblisi bunları söyledikten sonra, diğer dört kurt iblisi ifadesiz bir şekilde onun arkasına geçip hepsi birden Ruan Qiuqiu’ya bakmaya başladı.
Ruan Qiuqiu’nun sırtından bir ürperti geçti. Daha fazla oyalanmaya cesaret edemedi, dişlerini sıkıp onları takip etti.
Kurt iblisleri yavaş ve düzenli adımlarla yürürken o da dalgın bir şekilde onları takip ediyordu. Farkına vardığında, çoktan Aslan Kabilesi’nin topraklarını geride bırakmışlardı.
Rüzgar Aslanı Kabilesi’nden kimseyle vedalaşmamıştı. Ve, orada onun yokluğunu fark edecek ya da onu özleyecek kimse yoktu.
Sanki o sadece tuz karşılığında takas edilmiş bir eşyadan ibaretti.
Ancak Ruan Qiuqiu, aslan iblislerinin umursamazlığına üzülmeye fırsat bulamadı. Kurt iblislerinin hızına ayak uydurmak zaten yeterince yorucuydu.
---
Ruan Qiuqiu, kurt iblislerinin Aslan Kabilesi’nin topraklarından çıktıktan sonra hızlanmak için hayvan formlarına geçeceklerini düşünmüştü. Belki de birinin sırtına binebilirim diye umut etmişti.
Ama bu beklentisi boşa çıktı.
Beş kurt iblisinin hayvan formuna geçmek gibi bir niyeti yoktu, onunla konuşmak da istemiyorlardı. Ruan Qiuqiu’yu sadece yapılması gereken bir görev olarak görüyor, ilgisiz bir şekilde onu kabilelerine götürüyorlardı.
Birkaç kez o kadar yoruldu ki adım atacak hali kalmadı. Böyle anlarda ona küçümseyici ve tehditkar bakışlar attılar.
Neyse ki yol boyunca karşılarına tehlikeli hayvanlar ya da kötü ruhlar çıkmadı. Çıksaydı, Ruan Qiuqiu, Ateş Kurt Kabilesi’ne sağ salim varıp varamayacağını gerçekten sorgulardı.
Bu şekilde, yoruldukça ara vererek uzun süre yürüdüler. Ertesi gün güneş batarken, Ruan Qiuqiu’nun ayaklarına sardığı hayvan derileri neredeyse yıpranmışken, nihayet Ateş Kurt Kabilesi’nin sınırına vardılar.
Ormandan çıkmak üzereyken, kurt iblislerinin lideri birden başını çevirdi. Hem ürkek hem de biraz alaycı bir ses tonuyla Ruan Qiuqiu’ya, ''Ormanın bu kısmını geçince, iyileşmeye çalıştığı mağaraya, eşinin yanına varacağız.'' dedi.
“Eşinin” kelimesini vurgulamış ve sözlerini küçümseyen bir gülümsemeyle bitirmişti. Diğer dört kurt iblisi de birden ona dönüp bakmaya başladı, sanki aniden onunla konuşmak ilgilerini çekmiş gibiydiler.
Genç kurt iblislerinden biri Ruan Qiuqiu'ya hafif bir acıma duygusuyla baktı ve sesinde gizleyemediği bir korkuyla, “Kaderin gerçekten çok acımasız. Ölmek üzere olan kocan kadınlarla hiç ilgilenmiyor.'' dedi.
“Ne saçmalıyorsun?” diye araya giren diğer kurt iblisi ona yumruk attı. ''O sakat, uzun zamandır aç. Belki de bir kadını yemeye fazlasıyla istekli olabilir.''
Ruan Qiuqiu: ''…Ah.'' Demek ki o Büyük Kötü Kurt, onu yemek istiyor olabilir.
Kurt iblisi, ifadesinin değişmediğini görünce kısa bir sessizlikten sonra garip bir ifadeyle, ''Yenmekten korkmuyor musun?'' diye sordu.
''Korkmanın bir faydası var mı?'' Ruan Qiuqiu bitkin bir şekilde cevap verdi.
İki gün önce olsaydı, korkudan tek kelime edemezdi ama şu an gerçekten çok yorgundu.
Tek isteği bir taş yatak bulup uzanmaktı. Yoksa bayılıp ölecekti.
Belki de iblisler, bu cevabı beklenmedik derecede cesur bulmuştu. Ruan Qiuqiu, orta yaşlı kurt iblisinin ona bakışlarının değiştiğini açıkça hissetti.
Bir anda nereden çıkardığı belli olmayan buruşmuş kırmızı bir kürk giysisini ona uzattı. ''Bunu giy.'' dedi.
Ruan Qiuqiu: ''?''
''Gelinlik.'' dedi orta yaşlı kurt iblisi.
Ruan Qiuqiu: ''…'' Yani, onun için bir gelinlik mi hazırlamışlardı?
İlk yorum yazan sen ol!
Henüz yorum yapılmadı