Ruan Qiuqiu, kurt kocasının ona ilk sözlerini söylediğinde ne diyeceğini düşünmüştü.

Adını mı söyleyecekti yoksa kendini mi tanıtacaktı?

Onun ilk sözlerinin ''Ona yaklaşmamasını'' söylemek olacağını asla tahmin edemezdi.

Bir metre mi?

Söylentilere göre tüm iblislerin ve insanların ondan bir metre uzak durması gerektiği gibi mi?

Demek ki onun gözünde o da diğer herkesle aynıydı, öyle mi?

Ruan Qiuqiu kendini biraz küçümseyerek dudaklarını büktü. Neden içinin burkulduğunu bilmiyordu. Hayal kırıklığıyla Bay Gri Kurt’un yüzünün bir tarafını çimdikledi. Dişlerini sıkarak bağırdı. ''Reddediyorum!''

Tabi bunların hepsi bir hayaldi. Ruan Qiuqiu ona yukarıdan bakmıyordu ama o, kendisinden uzak durmasını istemişti.

Olmaz, bunu kabul edemezdi.

Eğer Bay Acil Durum Yemeği uyanık olsaydı Ruan Qiuqiu bu kadar küstah olmaya cesaret edemezdi.

Ama şu anda o baygın bir kurttu. Bir cümleyle onu uzak tutabileceğini sanıyorsa, sadece rüya görüyordu.

Garip bir şekilde, ona yaklaştığında bacaklarındaki kramplar eskisi kadar acı vermiyordu.

Ruan Qiuqiu Bay Gri Kurt’u taş yatağa taşımak için mücadele etti.

Sonrasında fark etti ki büyük kurt mağaranın girişinde, rüzgarı engellemek için bedenini kullanmadığından şiddetli rüzgar mağaranın içine doluyordu.

Çok büyük olmayan bu kapı deliğini kapatacak bir şey bulmalıydı.

Ruan Qiuqiu birkaç saniye tereddüt etti, sonra taş yatağın yanına yürüdü. Gri kurdun sıkıca kapalı gözlerine bir bakış attı. En sonunda kırmızı düğün kıyafetini aldı ve ''Benden uzak dur'' diyen o huysuz Bay Yemek Stoğu’nun yakışıklı yüzünü ve üstünü örtüverdi.

''…''

Yatağın yanında durdu. Hafifçe kızaran yüzüyle dişlerini sıktı ve üzerinde olan iki parça hayvan postunu çıkardı. Hızla yanında getirdiği yedek hayvan postunu giydi.

Bu işlem bir dakikadan kısa sürdü.

Cildi havayla çok kısa bir süre temas etmişti. Gri kurt ne görebilir ne de baygın haldeyken herhangi bir ses duyabilirdi. Ama Ruan Qiuqiu yine de onun önünde kıyafet değiştirdiği için garip bir utanç hissetti.

Sonra üstünden çıkardığı hayvan postunu aldı ve neredeyse ölerek aldığı karı taş tencereye boşalttı.

Ruan Qiuqiu karın sıcak suya dönüşmesini beklerken kemik bıçağını kullanarak eski, kirli ve yırtık kürk kıyafetlerini parçalara ayırdı. Daha sonra kemik iğnesiyle bu parçaları bir araya dikerek soğuk rüzgarın çoğunu kesebilecek kadar büyük bir hayvan postu elde etti.

Oldukça fazla çaba harcayarak küçük bir taş tabureyi mağara girişine sürükledi. Yorulan kollarını esnetti ve diktiği hayvan postunun köşelerini mağara duvarındaki iki oyuk içine yerleştirdi. Neyse ki, tanrı ona merhamet etmişti. Bu oyukların yerleri tam da onun işine yarayacak konumdaydı.

Ruan Qiuqiu, bilinmeyen bir hayvanın tendonlarından yapılmış iplikle büyük hayvan postunu mağara duvarına sabitledi. Ardından, taş tabureyi de hayvan postunun önüne dayadı ve böylece soğuk rüzgarın çoğunu engelledi.

Tüm bunlarla uğraşırken, taş tenceredeki su kaynamıştı bile.

Ruan Qiuqiu çeyiz çantasından iki küçük kase ve bir tahta leğen çıkardı. Önce bir kaseye su doldurdu ve soğuması için bekletti. Sonra diğer kaseyi yarıya kadar suyla doldurdu ve içine biraz yumru kök unu ekledi.

Bir an tereddüt ettikten sonra et pişirmeye karar verdi.

Kemik bıçağını yıkadı, öğleden sonra kuş tarafından gagaladığı et parçasını çıkardı, kararmaya başlayan kısmını kesti ve geri kalanını büyük bir çabayla şeritler halinde doğradı.

Bıçak kullanma becerisi fena değildi. Ancak mevcut koşullar daha fazlasına izin vermiyordu. Kemik bıçak yeterince keskin değildi. Bu etin hangi hayvandan geldiğini bilmiyordu, ama çok sertti. Bu şekilde kesmek yapabileceği en iyi şeydi.




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu