Lu Ziran, onların sözlerinden dolayı biraz utanmıştı. Burnuna dokuntu. ama... her iki samur postunu da Rou Yuerao’ya vereceğini söylememişti.

Avlanmaya çıkmadan önceki planına göre, bu iki samur postunu ona vermeliydi ama işler o zamandan beri değişmişti.

Geçtiğimiz birkaç gün içinde, Lu Ziran avlanırken beklenmedik bir şekilde gelecekle ilgili bir rüya gördü.

Rüyanın ilerleyen kısmında, Ruan Qiuqiu’nun da bir rolü vardı. O, kabilede zihinsel sorunları olan, çok fark edilmeyen bir kadındı. Sanki ruhu eksikti. Rüyada, eski Ateş Kurt Kabilesi reisiyle evlenmeyi, Lu Ziran için reddetmişti ve bu yüzden tüm kabiledeki iblisler tarafından nefret ediliyordu.

Daha sonra, kışın sona ermek üzere olduğu bir dönemde gelen yaratık akını sırasında, ondan nefret eden bir aslan iblisi tarafından itilmişti. Düşerken, ona sinsice saldırmak üzere olan bir yaratığın önünü kesmişti.

Ruan Qiuqiu’nun bu fedakarlığı sayesinde, Lu Ziran o yaratığı öldürmüş ve özünü emmişti. Ardından, gücü büyük ölçüde artmış ve iblisi kralı olma yoluna girmişti.

Bu rüya oldukça netti. Sanki gerçekten de gelecekte olacakmış gibi hissetmişti.

Uyandıktan sonra, o rüyadan öğrendiklerini kullanarak Lu Ziran, aslan iblislerini iki boynuzlu şimşek canavarlarının geçeceği yere önceden tuzak kurmaya yönlendirmişti. Bu sayede, iki boynuzlu şimşek canavarı avlamayı başarmışlardı.

Daha sonra, Lu Ziran rüyanın gerçekliğini defalarca test etti. Rüyada ne olduysa gerçekte de olacağını doğruladıktan sonra, Ruan Qiuqiu’ya karşı tavırları fark edilir şekilde değişmişti.

O aptal Ruan Qiuqiu’yu sevmemişti ama şimdi garip bir şekilde o kadar rahatsız edici olmadığını düşünüyordu.

Sonuçta, Ruan Qiuqiu onun yükselişi için yakında ölecekti.

Bunun karşılığında, ona samur postlarından birini vermeyi planlıyordu.

Ruan Qiuqiu, ona bir şey vereceğini öğrendiğinde büyük ihtimalle çok heyecanlanır ve mutlu olurdu, değil mi?

Aslan iblisler, Lu Ziran’ın burnuna dokunup konuşmamasını utanmış olmasına yordular.

Li Amca, Lu Ziran’a takılarak omzuna dokundu: ''Tamam, tamam. Sen ve Yuerao burada kalıp sohbet edin, bu av yığınının kalanını bize bırakın. Biz hallederiz. En iyi et parçalarını sonra sana gönderirim!''

Li Amca’nın sözlerini duyan aslan iblisler, avları çevik bir şekilde toparlayıp uzaklaştılar.

Bir anda ortalık temizlenmiş, geride sadece Lu Ziran ve Rou Yuerao kalmıştı.

Rou Yuerao birkaç adım öne çıktı ve başını utangaçça, bir ceylan gibi eğerek fısıldadı: ''Zi-Ziran, döndün… Bir yerini incittin mi? Avlanma nasıl geçti?''

Lu Ziran, Rou Yuerao’nun çekici yüzüne baktı ve nazikçe gülümsedi. ''Hayır, bu sefer çok kolaydı. Güçlü olduğumu biliyorsun.''

Rou Yuerao hafifçe tebessüm etti: ''Bu çok iyi.''

Lu Ziran, elindeki daha büyük samur postunu ona uzattı: ''Bu samur postu senin için.''

Rou Yuerao’nun gözleri parladı ve yumuşak postu kabul etti: ''Ziran, teşekkür ederim. Çok beğendim.''

Göz ucuyla, Lu Ziran’ın elinde daha küçük bir samur postu tuttuğunu fark etti. Hafifçe şaşkın bir şekilde sordu: ''Ziran… O küçük postu kime vereceksin?''

Lu Ziran, büyük elinde tuttuğu hayvan postunu sıktı. Kısa bir duraklamanın ardından, ''Ah, onu Ruan Qiuqiu’ya vereceğim.'' dedi. ''Sen ondan kırmızı bir saç bandı almıştın, hatırlıyor musun? Bu hayvan postunu ona bir tazminat olarak vereceğim. Bugün neden bizi karşılamaya çıkmadı acaba?''

Lu Ziran’ın Ruan Qiuqiu’dan bahsetmesi üzerine, Rou Yuerao’nun dudaklarındaki tebessüm silindi. Hafifçe somurtarak, biraz mutsuz bir şekilde, ''Ateş Kurt Kabilesi’nden iblisler geldiler. 300 kilo tuz karşılığında eski reisleri için bir insan gelin istediklerini söylediler…'' dedi.

Rou Yuerao sözünü bitiremeden, Lu Ziran birden heyecanla onu böldü: ''Biliyordum!''

''Ziran?'' Rou Yuerao, onun tepkisini garip buldu. Başını kaldırıp sordu: ''Li Amca sana bunu çoktan anlattı mı?''




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu