Zakar'ın pençeleri hafif uzamıştı. fiziksel kuvveti diğerlerine kıyasla fazlaydı ama işin içine teknik girince biraz Zakar için zor olabilirdi. Zakar geçmişte yaşanan kendi ırkının soykırıma uğraması nedeni ile insanlara öfke besliyordu.

(Geçmişe biraz dönelim.)

Issız bir yerdi. Her yerde Sis ve duman vardı Bir dağa tırmanıyorlardı. Bu dağ tamamen hayvanlardan arınmıştı. Ne böcek ne de başka bir şey vardı. Ağaçlar kupkuruydu. Sanki bir şey yaşam enerjilerini emmiş gibiydi.

Kurucu bunun anlamını çokta kavrayamamıştı. Kafasını hafif yukarı kaldırdı ve dağın zirvesine doğru bakmaya çalışıyordu. Sis ve kurumuş ağaçlar görüş alanını kapatsada bu enerji sömüren şeye yaklaştığını hissedebiliyordu. Beyaz pelerini uçacak gibi oluyordu ama uçmuyordu. Bastonu ile yukarıyı hedefledi ve gidecekleri yeri gösterdi.

(Bu kurucu bahsettiğimiz kurucu değil. Zombi kralın tanınmasından sonra savunma hattının ilk kurucusu olan kişiydi. Çok yaşlı biri değildi ama biraz yaşlıydı. ellilerinde biriydi. Kolları inceydi. Dirseklerine kadar çekmişti gömleğinin kollarını. Beyaz pelerinini gömleğin üstüne giymiş ve kombin mahveden adında bir kombinle takılıyordu. Yanlarında ise yandaşları vardı. O zamanlar ekip başları yoktu ve kendi yardımına gelen en az 20 kişi ile dağa çıkıyorlardı)

Kurucu hafiften yürümeye başladı. Ağaçları geçtiler. Sisi geçtiler. En sonunda zirveye ulaştılar. Zirve de biraz düzlük vardı ve orada çürük bir ağaç vardı. O ağacın etrafında daha yoğun bir sis vardı. Kendilerine kadar gelmiyordu bu sis. Kurucu yürümek istedi ama etrafta dalgalanan Baskı gücünü hissedebiliyordu. Biraz daha yaklaşırsa bedeni Baskı erimesi yaşayabilirdi. Bunu hissetti ve elini kaldırdı. Bu bir dur işaretiydi. Kurucu iki adım ilerlerdi ve kendi yandaşlarından önde durdu.

-Buraya birini aramaya geldim.

Bu yoğun sisten dolayı ağacın önünde oturan şahıs gözükmüyordu. Sadece bulunduğu alana gölge düşüyordu ama bu onların onu net anlamasına olanak sağlamıyordu.

Hafif bir alaycı gülümseme sesi geldi, hıhı. Sizlerin burada ne işi olabilir?

hafif genç bir sesti. Ergenlikten yeni çıkmış bir ses gibi de olabilirdi. Kurucu bu elemanın genç biri olduğunu anlamıştı.

Kurucu ona ciddi bir bakışla söylemek istedi. İçinden geçenleri desteklemese de insanların geleceğini tehdit eden unsurlarında ortadan kaldırmayı istiyordu.

- Zombilerin kralı olarak nam salan şahıs sen misin?

Çok net bir cevap geldi, evet. Öyleyim. Dökülün bakalım benimle bir sorununuz mu var? Şahsen ses tonunu beğenmedim.

Kurucu ciddi duruşunu bozmuyordu ve aynı ses tonuyla devam etti, Bir denek olarak var oldun ve güçlerin oldu. Bu güçler seni aşsa da zihniyetin değiştirilmiş olabilir. İnsanları karşına alacak bir zihniyete sahip bir denek olabileceğinden senin infazına karar verdim.

Kral bundan hiç hoşlanmamıştı ama içinde bir umut olsa da bunu dile getirdi, anlaşma yapmak ister misiniz? sizlere bulaşmayacağıma dair bir şartınız olacaktır. Bunun karşılığında bende aynını istesem. Böylelikle beni rahat bırakırsınız değil mi?

Kurucu kafasını hafif öne eğdi. Hafif hüzünlü bir ses tonuyla söyledi, bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Örgütün düşüncesini benisemiş mükemmel bir denek olma ihtimalini düşününce gelecekte sorun çıkarabileceğini de düşünüyorum. Bu yüzden geleceği riske atamam.

Kral buna çok sinirlenmişti, kaçırıldım. Küçükken el koydular. üzerimde yıllarca deneyler yaptılar! En sonunda bir yaratığa dönüştüm. Bunu da kaldırdım ve dünyaya salındım. Ve deneyler bitti derken bir de beni tehdit eden büyücüler ile karşılaşıyorum. Adalet bunun neresinde? Böyle olmayı ben seçmedim! Ama hükmümü başkaları veriyor öyle mi? Bunu reddediyorum.

Kurucu hüzünle başını kaldırdı, yaratık mı? İyi bir geçmişin olmayabilir ama, örgütü hiç bir zaman hafife almadım. Yine de sen bu acı için seçilmiştin. Örgüt senin gücünü kullanıp bütün dünyaya zalimlik taslayabilir. Bu yüzden seni durdurmalıyım. Başka insanlar geçmişim kötü diyemesin diye seni buradan çıkmanı engellemeyi düşünüyorum.

Kral sinirli bir ses tonuyla söylemek istedi. Bu düşünceleri hiç benimsememiş ve nefret etmişti, anlıyorum. Sırf böyle olduğum için benim hükmümü kesiyorsun. SANA BİR ANLAŞMA SUNDUM! Buna rağmen anlaşmayı reddediyorsun. Ve hükmüne devam ediyorsun.

-Senlik bir şey değil. Sen örgütü tanımıyor olabilirsin ama ben çok iyi tanırım. Ve senin gücünü de, seni de kullanmayı isteyecektir. O güce ulaşamıyorlarsa o güce ulaşabilecek potansiyele sahip birini seçerler ve güçlendirirler. bunu milyonlarca kişinin geleceği için kendini feda etme olarak görmeni isterim. Bu fedakarlığı yapabilir misin?

Bu fikirleri de benimsemedi ve saçma buldu. Ayağa kalktığını sise yansıyan gölgeden anlayabiliyorlardı.

-REDDEDİYORUM.

Kurucu arkasına baktı ve işaret yaptı, öldürün.

vvuuujjj....

Uzun bir mızrak aninden gölgeye doğru ilerlemişti. Ama... Bir ses.

-bölün!

Kanlar sıçramıştı ve ne olduğunu anlamamışlardı. herkes şaşkınlıklar sıçrayan kaynağın kaynağını ararken mızrağı atan kişinin bedeninin ikiye bölündüğünü görmüşlerdi. Kurucu buna fazla sinirlenmişti ve eliyle dur işareti yaptı, siz saldırmayın!

-Ben halledeceğim. Sizin güvenli bir şekilde gitmenizi istiyorum.

-patron! Sera Öldü!

Kurucu hızla yanıtladı bunu, şapşallar. Hemen gidin buradan!

Herkes kaçmaya başlamışken... Bir kaç ses duymuştu. Hepsi de bir şeyin kesilme sesi ve sıçrama sesiydi. Kurucu tam gölgeye dönecekken donuk gözlerle yine yandaşlarına döndü.

Hepsinin kafası kesilmiş be yukarıya doğru kanlar fışkırırken bedenleri yere düşmüştü. Hafif soğuk hava da, nefesinin bile gözüktüğü bu hava da böyle bir şey yaşamayı beklemiyordu.

-Ne?

Kurucu çok sinirle gölge'ye dönmek istedi, Zombi kralın yere oturduğunu gölgeden görebiliyordu, SEN! NE HALT YİYORSUN LAN!

Kurucu çok sinirli bir şekilde kılıcını oluşturdu. Simsiyah bir kılıçtı. Kılıcın bıçak kısmı bile simsiyahtı ve siyah elektriklenme saçıyordu. Hızlıca ileri atıldı ve anında Zombi kralın önünde belirdi. Işınlanma ile gölgenin oradan kaçtığını görebiliyordu.

Zombi pençelerini gösterirken Kendisininde nasıl bir şeye benzediği artık gözükebiliyordu.

Kendisi tam tamına insan teni renginde, Her şeyi insana benzeyen biriydi. Geniş yeşil bir eşofman giyiyordu. Üzerinde bir şey yoktu ve kasları gözüküyordu. Ama yüzü. Yüzünde tam tamın 5 tane göz gözüküyordu. Kurucu bu görünüşün ardından onun kendine neden yaratık dediğini de anlamıştı. Hayretle ona şaşkınlıkla bakarak ve bir o kadar ilginç bir ses tonuyla, sen?

Onun görünüşüne bakınca onun aynaya bakmak bile istemeyeceğini düşünebiliyordu.

İki gözü normal Dİğer iki göz normal gözlerinin altında ve biri de alnında dik bir şekilde duruyordu. Bu gözleri aynı anda kırpılıp açılıyordu.

Zombi kendine acınmamasını dileyen bir ses tonuyla söyledi, nasıl? İyi gözüküyor muyum? Gerçek bir canavar oldum bak.

Gerçek bir hayatı olmasını isteyen ve hayalleri olan bir ilk okul çocuğuydu. Avukat dizilerini izleyip gaza gelen biriydi ve bu yüzden taa ilk okulda avukat olmak istemişti. Sadece dizilerde havalı gözüktükleri içindi ve bunu kendisinin de yapacağını düşünüyordu. Ne olduysa ilk okulda iken oldu. Doğru formül zombi kral versiyon üzerinde 37 kez denenmiş ve 36 başarısız deneye vücudu dayanabilmişti. Başarısızlıklar vücudunda canlı canlı değişime yol açarken fazlasıyla acı çekmiş. ve kendini defalarca öldürmek istemişti. Bu başarısızlıklardan birinin mutasyonu ise yüzünün görünüşü olmuştu. Hafif dağınık ve kısa saçı vardı. Ama saçı kulağını yarım bir şekilde kapatabiliyordu. Saçı siyah renkti.

Kral anlık bir ışınlanma ile onun arka çaprazında belirdi. Ona sırtını dönmüştü ve konuşmaya başladı. İçinde ki nefreti biraz kusmak istedi, sizleri affetmeyeceğim. Bir insandım. ama artık insan olmadığımı görüyoruz. Buna rağmen gerçek canavarı görmüş oldum. Beni bir tehdit olarak görmeni sağlayan tek şey iç güdündü. Örgütü bahane ediyorsun.

Kurucu hafif gülümsedi ve içinden geçenleri söyledi, Kurucunun Baskı gücünü bile eritme sağlayacak kadar fark açabilen bir deneksin. Tabii ki de normal bir hayat süreceğine inanmıyorum. Belli bir zaman sonra aç gözlülüğünüz dışa vurur ve elinizde ki güçle çoğu şeye hükmetme isteğine sahip olursunuz. Çünkü bu güç le çoğu şey ayağına gelebilir. Sen yükselmeden bu işi bitireceğim.

Kral elini eşofmanının cebine koydu ve arkasını dönüp onun gözlerine baktı, cidden böyle düşünüyorsun ha?

Kral çürümüş dallardan bir tah koltuğu oluşturdu. Tahta yürüdü ve oraya oturdu. Tek bacağını diğer dizinin üstüne attık ve ellerini tahtın iki yanına koydu.

-Gücümü kıskanmış olabilme ihtimalin var mı? Aç gözlülükten bahsettin ama kurtarmak istediğin geleceklerde milyonlarca aç gözlülüğü görmezden geliyorsun.

Kurucu bir iç çekti, ikna olamayacağını bildiğim için... iyi ki bunu yapmışım.

Kral bunu duyunca anlaşmalı teknik aklına geldi ve ne olabileceğini düşünmeye başlarken dışardan belli etmiyordu, ikna edemeyeceğini biliyor muydun? Anlaşma sunduğum halde bunu kabul etmeyen sendin. Savaş kaçınılmaz.

-LANETLİ İNDİRGENME.

( Anlaşmalı tekniğin neye dayalı olduğunu bilmediği için bütün tuşlara basayım gibi bir düşüncesi vardı ve direk anında en büyük yeteneğini aktif etmek istedi.)

BÖLÜM NOTU

devam edecek.




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu