Uzun bir yıkımın ardından oraları geçmişlerdi. Tekrarda ağaçlık ile şenlenen topraklara girmişler ve yaptıkları yıkımı artlarında bırakmışlardı. Ama Cevahir'in buna içi sinmiyordu. Emir'in buna sebep oluşu ve yasaklı teknik çağırmasını hiç beklemiyordu. Ve o da anlamıştı ki Emir'in hırsı her şeyi geçerdi. Ona da hak veriyordu çünkü küçüklüğünde hep böyle yetiştirilmişti.
Cevahir arkasına baktı ve ona bir şey söylemek istedi. onun kafasından tuttu ve hepsi bir anda duraksadı. Emir gözleriyle bakıyordu, Ne var?
Cevahir arkasını döndü ve onunda arkasını dönmesini sağladı, İşte sana fırsat. Kara enerji barındıran kişilerin zamanı ve mekanı manipüle edebildiğini duydum. Kanıtla. Her bir bitkinin ve canlının Ölümünü geri getir.
Emir garipsemişti bunu, Bu imkansız çok fazla canlı var Bedenim iflas eder. Bu kadar kullanmasını bilmiyorum.
Cevahir yere oturdu ve söyledi, O zaman sen bunu yapana kadar burada bekleriz.
Emir garip garip bakıyordu ve bir alkış sesi duydu. Beyaz'a döndü.
Beyaz alkışı tutandı ve gülümsüyordu, Hadi Emir. Yap. Yap.
Emir bir iç çekti, iyi madem. Denerim.
Emir yürümeye başladı. yok edilen her bir ağacın ve canlının, çimenlerin ve toprağın olduğu o yere ayak bastı ve durdu. Cevahir ve Beyazda dikkatle izliyordu.
Emir kılıcını oluşturdu ve yere sapladı. Ve bu olurken konuşuyordu, Aslında zamanı geriye almak çok detaylıdır. Her bir canlı üzerinde uygulanan zamanı geriye alırsın. Benim gücüm zamanı geriye almak değil aslında. Kendi üzerlerinde uygulanan zamanın akışını terse çevirmek. Benim yaptığım bu durumda zaman akmaya devam eder ama Yok edilen her bir şey zaman ilerlediği halde onlar zaman geriye akıyormuş gibi nasıl yok edildilerse aynı aşama da devam ederler. gücüm Zaman algısıdır. Zamanı geriye almak bütün bir evrene has bir şeydir. Ben sadece üzerlerinde ki zaman algısını terse akıtıyorum.
Beyaz elini çenesine götürmüştü, Hiç bir şey anlamadım.
Cevahir anlamış gibiydi, Anladım sanırım. Zaman akmaya devam ederken seçtiğin bir cisimde zaman geriye gidiyormuş gibi hareket eder. Ama zaman hala ileri akıyordur.
Emir kafasıyla onayladı. Şimdi her bir canlı nasıl aşamalar ile öldüyse aynı aşamaları yaşayarak geri gelecekler ve bu olurken zaman hep ileriye akacak. sadece onların üzerine Ters zaman algısı yapacağım.
Cevahir ilk defa böyle bir şey göreceği için çok dikkatlice izliyordu.
Emir yine de ekledi, Ama her bir canlı üzerine uygulanan zaman algısını terse aktarmak çok uzun sürer. İndirgenme başlatmam gerek.
Cevahir bu duruma şaşırmıştı, Cidden mi?
Dikkatle izliyorken bir şey fark etti. Ama bunu dikkate almadı ve onun işlemine devam etmesini istedi.
Bir anda koskocaman Bir zaman kulesi yeri parçalayarak içinden çıkmaya başlamıştı ve bu olurken yerde hafif sallanıyordu.
Cevahir hızlıca ayağa kalktı endişeli gözlerle. Koskoca zaman kulesine bakıyordu. Beyazda çok heyecanlı bir şekilde izliyordu.
Cevahir endişeli sözlerle içinden söylendi.
(Sözleri söylemeden mi açtı? Bunun için ustalaşması lazım? Bu işte bir terslik var.)
İndirgenme tekniği tamamlandı. Emir'in bedeni adeta baskı fışkırtıyor gibi gözüküyordu. Aşırı fazla enerji etrafını kaplamıştı.
Cevahir bunu görünce daha da şaşırdı. Onun gözlerine odaklandı. Bir gariplik olduğunu anlamıştı.
Fışkk...
Tepeden biri indi ve onun kolunu kesti. Cevahir yere diz çökerken omzundan kesilip yere düşen koluna baktı korku ile. En sonunda ise diğer eliyle kanamayı durdurmaya çalıştı. O sırada İsimsiz onun önüne ışınlandı. Cevahir şaşırmıştı. Onu garip görmüştü. Bir maskesi vardı. Boynuzları olan bir maske.
Avantaj kendisindeymiş gibi konuşma havasına girdi, Hah. O maske de ne? Bir gariplik olduğunu anlamıştım.
İsimsiz güldü, Alınma ama Seni indirmeye geldim.
Cevahir yine güldü, Bak bu daha komikti. Neden buradasın?
-Anlıyorum çocukları korumak falan filan. Seni öldürdükten sonra kız kardeşine seni öldürdüğümü söyleyeceğim.
Cevahir daha da şaşkındı, Anlıyorum. Emir indirgenme açtığı anda itaat Gerçekleştirdin. Onun bedenine ne zaman itaat enjekte ettin ki?
-Artık Bir şey yapmama gerek yok. Kendisinden üstün olduğum kişilere Tek bakışım ile itaat geçirtebilirim.
Cevahir endişeliydi, Harbi mi? hıh. Bunlarda deney sonucu mu?
İsimsiz güldü, Seni hep takip ediyordum. Gerçi fiziksel bir takip değil. Ve evet. Deneyler sonucunda Bazı yetenekler kazandım. Kendime yaptığım deneyler.
-İlginç. Sende emek olmadan Yetenekler kazanıyorsun. Sadece Deneyler yapıyorsun ve kendine fazla güçler ekliyorsun.
İsimsiz çok ciddileşti, Senin gibi biri bunu anlayamaz. Her bir güç için DNA dizilimime Enjekte ederken bedenimin ve organlarımın iflas etmemesini sağlamamda gerekiyor. Ben tıp okumadım. Ama Bir cerrah kadar bilgiliyim. Sizler bunu anlayamazsınız. ne kadar uğraştığımı. Konu bu değil. Ve evet. Hestavia denen o yaratığı bir çok parçaya ayırdım. Onun bedeninde saklı olan Odak değiştirme gücünü kendi bedenime enjekte ettim. Onun o DNA'sını alırken bedenimin yine iflas etmemesi gerekiyordu. Her bir güç için farklı farklı İflas ettirmeme operasyonları sinirimi de bozuyordu. Ve aklıma başka bir çözüm geldi. Uyum. Adaptasyon.
Artık İflas etmemesi için uğraşmama gerek yok. Bedenimde artık adapte tekniği var.
Cevahir dikkatlice dinlemişti, Sen. Ciddi olamazsın. Her şeyi bu kadar kısa bir sürede-
İsimsiz lafı ağzına tıktı, Size demiştim. Karşınızda kimin olduğunu bilmiyorsunuz. Bu kadar kısa bir sürede çok şey yapabilirim. Ayrıca Panzehir üretecek her hangi bir bilginiz yok. Bir soykırım başlatsam nasıl durdurabilirsin ki?
Ve Cevahir'in aklına o an geldi. İsimsiz'in söylediği o cümle, Size planlarımı söylediğim halde Beni yenemeyişinizi görmek...
Cevahir bu cümlenin şuan daha güçlü bir savunuculuğu olduğunu artık anlamıştı.
(Olamaz.)
Cevahir gülümsedi ve Saf enerjisini kullanarak kolunu iyileştirdi.
-Ne olursa olsun durdurulman lazım. İsimsiz.
İsimsiz kravatı ile oynarken söyledi, Beni yenebilecekmiş gibi konuşma aptal.
Emir bir anda ışınlandı ve Cevahir'in dibinde belirdi. Kılıcını savurdu. Cevahir ışınlanarak bu saldırıdan kaçmıştı.
İsimsiz yürüyorken söyledi, Hayatta kalmak için çocuğu öldüreceksin. Cevahir.
Cevahir duraksadı, Ne? Sen Ne dedin?
-Duydun bir kere. Daha da söylemem.
Emir Cevahir'in dibine girdi ve kılıcını tekrar savurdu. Çok yoğun enerji fışkırtıyordu ve dikkati dağınık Cevahir'in elini kesebildi. Bileğinden kesilmişti.
Cevahir Bağırdı, DUR! Emir.
Emir bunu dinlemiyordu. Emir sürekli saldırıyordu.
Cevahir ışınlanarak İsimsiz'in dibinde belirdi ve onun boğazından tuttu. İsimsiz duraksamıştı, Sen dediklerimi duymadın mı lan?
Cevahir bağırdı. Çaresiz gibiydi ve o çocuğun öyle kendisine saldırmasını istemiyordu.
-Her şeyi geri çek! Hemen!
İsimsiz güldü, Salak mısın lan sen?
Ve Bu boşlukta Emir kılıcını Cevahir'in sırtına sokmuştu. Baskı gücü Şuan Emir'in avantajınaydı çünkü indirgenme tekniği hala aktifti. Cevahir duraksadı. Gözleriyle baktı ve elini İsimsiz'in boynundan çekti, sen, Ne yaptın?
İsimsiz Kravatını tekrar düzeltirken söyledi, Seni dinlemez boşuna çabalama. Cevahir. Sizi yenerken en çaresiz olduğunuz biçimlerde yeneceğim. Korumak istediğin bu çocuğu Hayatta kalmak için öldüreceksin.
Cevahir bu sırada Ağzından ve karnından kanlar akarken Beyaz'a baktı, Onun hiç bir duygu belirtisi göstermediğin ve öylece izlediğini görmüştü. İçinden düşündü.
(Sanırım onda da itaat kullandı)
Cevahir İsimsiz'e sordu kendini yine saf enerji kullanarak iyileştirirken, Neden şimdi?
İsimsiz durdu. Arkasına baktı, neden şimdi mi? Belli bir zaman mı gerekiyordu?
Fışkk..
İsimsiz bir anlık şaşkınlıkla hemen önüne döndü. Karnının içinde bir kılıç görmüştü. Cevahir'e baktı. O hala orada duruyordu. Arkasını döndü. Bir baktı ki kurucu burada. Şaşkındı.
-Kurucu mu? Senin burada ne işin var?
2. Kurucu sert bir dille söyledi, Yaptığın şeyleri geri çek. Gerçi her türlü öleceksin. Burada artık seni kimse kurtaramaz.
Kurucu tekrar İsimsiz'i yakalamış ve onu öldürmek istiyordu. Artık ıskalamak istemiyordu.
İsimsiz olanları anlamıştı ve gülümsedi, Anlaşılan yemi yemedin ha?
-Artık aptal şeylerine kanacağımı mı düşünüyorsun? Üzgünüm ama sonun geldi.
İsimsiz daha da gülümsedi. Adeta Şeytani bir gülümseme gibiydi, Öyle mi sanıyorsun? Onun kız kardeşi ve çocuklara ne olacak?
-Seni yok ederken küçük bir bedel.
-Hep böyle dersin. Kurucu. Ama Cevahir Öyle düşünüyor mu?
Cevahirde Hep kız kardeşini önde tutuyordu. Aynı şeylerin Emir ve Beyaz'ın başına gelmesini de istemiyordu.
Kurucu Cevahir'e baktı. Onunda kendisine baktığını görmüştü. Cevahir hafif kısık ve net bir dille söyledi, Bırak onu. Kurucu.
Kurucu bundan hiç hoşlanmamıştı ve onu bırakmak istemiyordu. Hazır onu yakalamışken...
Kurucu bunu duyunca şaşırdı, Ne? bu imkansız. Onu bir kez daha yakaladım. Bırakmam.
Kılıcını geri çekti kurucu. Ama yine de Cevahir'in isteğini yapmıştı. Bu sırada İse İsimsiz'in bedeni lanet enerjisi ile iyileşti.
İsimsiz Kurucunun omzuna eliyle dokundu, Endişelenme. Senlik bir şey değil. Ama bir iç savaş istemezsin. Bu yüzden beni bırakacaksın.
Cevahir yürüyerek Onların yanına gelmişti ve söyledi, Çocukları serbest bırakacaksın. İtaat'i geri çek.
İsimsiz güldü. Kurucuya baktı, Anlıyorum. Sizi öldürme planım ertelenip duruyor ha? Bu işten sıkılmaya başladım biliyor musun? Çok uzadı bu durum.
İtaat geri çekildi. Beyaz ve Emir'in gözleri normale döndü. İsimsiz bu sırada söylendi, Sanırım tek gelmekle hata yaptım.
Kurucu ona sert sert bakarak söyledi, yine kurtuldun. Ama seni bir kez daha yakaladığımda kesinlikle öleceksin.
İsimsiz rahattı ve yürümeye başlayıp yavaştan uzaklaşıyordu, O zamanlar aramızda ki güç farkından ölecek olan sen olacaksın.
Kurucu bu lafın altında ezilmiş gibi hissetti kendini ve sinirlendi, Sen ne dedin?
-Duydun işte.
İlk yorum yazan sen ol!
Henüz yorum yapılmadı