Küçük bir binanın önünde durmuşlardı. Kurucu eliyle gösterip Beyaz ve Emir'e söyledi, işte burası Benim Laboratuvarım. Virüsü incelenmesi için burayı kullandım.

-Virüs mü? Ne virüsü?

Emir mal mal bakıyordu, Sen mal mısın? Zombi virüsü. Böylece ölü şehirlerde ki zombiler öldürülüp tekrar oralar insani olarak yaşama açılabilir.

Kurucu onayladı kafasıyla, Bu doğru. Amacımız bu. Ve sizi dünyanın en iyi bilim adamı ile tanıştıracağım.

Kurucu yürümeye başladı ve kapıyı açtı .İçerinin tertemiz olduğunu gördü. Bembeyaz duvarlar ve zeminin ardından Emir ve Beyaz büyülenmiş gibiydi. Kurucu bu sırada sordu, Bir sorun mu var ?

Atre ona doğru döndü. Çok soğuk bir bakışı vardı, Her şeyi kavradım.

Kurucu yine sordu, neler oluyor Atre? Araç gereçlerin nerede .

Atre hafifçe bir silah doğrulttu kendisine, bütün şanslılar yok edilmeli. Her biri.

İkisi de şaşırmışken bu sözün İsimsiz'e ait olduğunu biliyordu Kurucu . Şaşkınlıkla baktı , Ne? Nasıl? burası fazlasıyla gizli bir yerdi? İmkansız. Buranın yerini nasıl buldu?

Emir kafasını eğdi. İçinden düşündü, sanırım bu İsimsiz çok belalı biri . Nasıl biri olduğunu bilmiyorum ama...

pof.

Silah ateşlendi. Ama bundan daha hızlı bir sürede Kurucunun Baston formunda ki kılıcı Baston formunu yitirip Sapsarı enerjiler saçarak mermiyi havada kılıcı ile ikiye böldü. Hızlıca tek ayağı ile güç alarak ileri fırladı ve kılıcının sap kısmı ile boynuna birazcık sert bir darbe indirdi.

Onu uyutmayı umuyordu ama böyle olmadı. Eliyle hızlıca kurucuyu itip Silahı tekrar doğrulttu ama bu sırada silahı ikiye bölecek bir darbe yapmıştı.

Emir ve Beyaz mal mal izliyordu ama hiç korkmamışlardı. Ne de olsa Kurucu denen büyücülerin en üst seviyesi olarak adlandırılan bu adam buradaydı.

Silahın yarısı elindeydi ve silahı yere bıraktı.

Kurucu şaşkınlıkla ona bakıyordu ve kılıcını indirdi, Sen zombiye dönüşmüşsün.

Hafifçe kafasını kaldırdı soğuk bakışı devam ediyordu, şanslılar ölecek .

Derin kanlar sıçradı. Kurucu Kılıcını yukarı doğru savurmuş ve onu boydan bir şekilde kesmişti. Kılıcı Baston formuna dönerken Emir ve Beyaz'a baktı. Sıkıntı var mı?

-Kurucu!

Kısık bir sesti ve hemen az önce deştiği yoldaşına baktı. İçinden düşündü, Bu konuşan zombi mi?

Yanına yürüdü ve eğildi.

-Bir ailemin olduğunu biliyorsun... Değil mi?

Kurucu donup kaldı. Bir şey diyemedi ve gözleri sulanmaya başlamıştı , Bu iş... Çok ciddi.

Ayağa kalktı Kapıdan sertçe adımlarla çıkarken konuştu, Ne yapmak istediğini kendiniz seçin. Bu işin sonucunda ölümde olsa , üzerlerinizde bir yük var.

Bu konuşma esnasında ikisi de onu takip ediyorlardı ve kaldırımda yürümeye başladılar .

-Sizler bir dönem en güçlü sayılan kişilerin soyundan geliyorsunuz. Kısacası yine buna potansiyeliniz var. Bu sorumluluğu almak istiyor musunuz? Büyük güç büyük sorumluluk getirir.

Emir tersledi ,Kalsın. Sorumluluk almayı pek sevmem .

Kurucu yakasına yapıştı ve sinirle bağırdı, Burada kişisel zevklerinden önde tutman gereken şeyler var .

-Emir rahattı, Hayır yok. Hayat bir tercihtir. Bu güçle doğmayı ben seçmedim. Neden sorumluluğunu ben alayım?

-Ama bir şekilde Gücün var. az vicdanın varsa İnsanların hayatlarını yitirmesi seni de üzer.

-Hayır üzmez. Duygularımı çok önceden kaybettim. Artık kimsenin yitip gitmesi beni üzmez. Ben sadece Beyaz ile takılmak için buradayım. Çünkü başka arkadaşım yok . Beyaz ne yaparsa bende o şeyi yaparım . Tek varlığım o.

Beyaz gülümsüyordu, ah. Evet. Bende ailemin benden gidip deney faresi olmalarını kendime yediremiyorum. işte bu yüzden intikam almak istiyorum .

Kurucu mal mal bakıyordu, Şimdi siz... İnsan hayatları için değil de intikam ve arkadaş takılması kafası ile mi bakıyorsunuz bu duruma?

Beyaz güldü, Evet. Ne olmuş ?

-Yok bir şey.

Kurucu durdu. Laboratuvara bakarak şu soruyu sordu, Peki nasıl oldu da? işler ters gitti?

....................................................

- Oranın ses cihazları ve kameralar ile izlendiğini biliyordum . Bende onu manipüle edeceğimi sanmasını sağlamak için ona onun istediğini yapacak bir istekte bulundum . Virüsün elinden alınmasına sinirlenen biri Nasıl olurda araştırmanın tamamlanmasını isteyebilirdi ki? İşte kurucu bunu düşünerek Onu manipüle edeceğimi sandı .Herkesin zekası vardır. Ama onu iyi kullanan kazanır.

-Ee patron . Sonra ne oldu ?

- Onu öldürdüm ve yerine bir varyant yerleştirdim. Bu olurken kameralar bozulmuş olmalı . yaşlı moruk zombiye çevirdiğimi düşünüyor . Her neyse . Artık o araştırmayı yapabilecek ne bir alet var ne de bir laboratuvar. Virüste ortadan kaybolduğu için, Artık böyle bir endişem kalmadı . Sadece benle uğraşmaları sıkıntı olurdu. Benle uğraşırlarken Diğer aptal zombiler ile de uğraşmaları gerek. Böylece zaferim daha kesin olacak .

-Patron sen kesinlikle 200 iq adamsın ha.

Yemek masasında otururlarken İsimsiz ayağa kalktı ve boş tabağı orada bıraktı , yapmam gereken işler var . Burayı siz halledersiniz değil mi?

-Evet Patron.

-Nasıl istersen Patron!

Bu yemekhane aslında bir Okulun yemekhanesiydi. Okulun bahçesine çıktıktan sonra duraksadı. Enkaza dönüşen okula baktı. Her yerden çığlıklar geliyordu her bir yerden. Burası bir lise okuluydu. Çığlıklar Hem zombi hem de kaçışan öğrencilerin sesiydi.

Çok sinirli bir bakışı vardı bu kolej lisesine.

-Siz Şanslı veletler ...

-YOK OLUN!

İnsan sesleri kesilmiş ve sadece Etrafta gezen zombilerin garip sesleri kalmıştı. Garip nefes alıp vermeleri Eklemlerinin sürekli çıtlaması gibi seslerdi.

Okulun içine girip koridorlara bakıyordu. Duvarlar, dolaplar, kapılar. Her bir yere kan sıçradığını görebilirlerdi. Her yerde kanlı cesetler vardı ve hepsinin üstünden iyice ezerek geçiyordu.

Onlara imrenerek bakıyordu ve Bazılarını tekmeleyerek geçiyordu.

....

En sonunda okulun çatısına çıkmıştı ve orada duran bir öğrenci görmüştü. Duraksadı ve daha sinirle baktı .Ses tonundan da kızgın olduğu anlaşılırdı.

-ATLA!

-Çocuk ağlıyordu .

-Lütfen. Lütfen yapmayın... Bayım!

Onun dibine ışınlandı ve saçını çok sertçe tuttu, Sen ne zırvalıyorsun çocuk?

Fışkk.

Kalbine Kılıcını sapladı. Sırtından girip göğsünden çıkmıştı. Kılıcını geri çekti ve bir sürü kan yere aktı. Bunu yaparken çok zevk almıştı ve yüzünde ki ifadeden belli oluyordu .

Ceset yere düşmüştü ama tatmin olmadı. Cesedin saçlarından tutup çatıdan aşağı fırlattı.

Arkasını döndü Çok garip duran bambaşka bir güneş gözlüğü takmıştı. İtaat emri yerleştirilen zombi bedenlerine bir itaat verdiğinde kendi gözleri Simsiyah ve Göz bebeği kırmızı renge bürünürdü. Onun Gözüne bakan itaat tekniğinin aktif olduğunu anlayabilirdi . bunu anlamanın engellenmesi gerekirdi. .Ama sadece belli zamanlarda gözlüğü taksa yine de gözlerini gizlemek amacı olduğu anlaşılabilirdi. İşte bu yüzden gözlük bir çare değildi.

Telefonunu cebinden çıkardı ve tuşlara tıkladı ... Ardından telefon çaldı.

Anında karşıda ki konuşmadan konuştu , Bana maske lazım...

-Hayır aptal! Sade olsun .Siyah renk olsun. gözümün önünü görebileyim.

-Efendim. Bandanaya ne dersiniz. Sadece gözünüze takarsınız .

-Sen bana tavsiye verebileceğini mi düşündün. Maske diyorum. Beğenmezsem gırtlağını sökerim.




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu