Geçmişte büyük acılar yaşamış bir kişi, zamanla çevresindeki diğer çocukların neşeli ve sorunsuz hayatlarını “şanslı” olarak tanımlamaya başlar. İnsanları yalnızca şanslı veya şanssız olarak ayırt eder hale gelir. Bu düşünce onu öylesine ele geçirir ki, varlıkları sadece bu sınıflandırma üzerinden görmeye başlar. Doğumda sahip olunan zenginlik, güç, fiziksel özellikler—fakirlik, zayıflık, kıvırcık ya da düz saç gibi ayrıntılar bile bu "şans" kavramının parçası olur.
Bu takıntı zamanla derinleşir ve onu tüm "şanslı" doğanlardan nefret eden biri haline getirir. Onlara karşı öylesine bir öfke beslemeye başlar ki, içlerinde barındırdıkları ayrıcalıklardan ötürü onları yok etmek ister. İlk hedefi ise büyü alemidir; çünkü ona göre, bu alemdeki herkes, doğuştan gelen bu "şanslılık" düzeninin bir parçasıdır. Amacı, büyü aleminde bu kavrama göre yeni bir düzen kurmak ve tüm şanslıları yok etmektir.
Bu takıntı, onu karanlık bir yola sokar ve kendi içinde yeni bir güç arayışına sürükler. Dünya onun gözünde şanslılar ve şanssızlar olarak ikiye bölünmüştür; ve o, bu düzeni değiştirmek için büyü alemine karşı acımasız bir savaş başlatmaya karar verir.
Düşüncelerinizi başkalarıyla paylaşın
Vay vay vay bı tane daha he
çok iyi la devamke
Yazım hataları dışında konusunu sevdim. Tavsiye ederim
Eline sağlık çok güzel seri, başarılar.
Çok beğendim. Başarılar dilerim.
sagolasın tam gaz devam