Cevahir dik dik bakıyordu onlara. Başka bir yere gelmişlerdi. Beyaz etrafına bakınca ağaçlık alandan hiç bir şeyin gözükmediğini anlayabiliyordu. Emirde etrafına göz gezdirdikten sonra olayı anlamıştı.
-Ne yani Temas etmeden başkalarını ışınlayabiliyor musun?
Cevahir eliyle geçiştirdi, ahah yok canım. Sadece şanstı.
Emir daha sert baktı, Bence sen gücünün bir kısmını herkesten saklıyorsun.
Cevahir ciddileşti, Gram alakası yok. Şimdi. Buraya gelmemin asıl sebebi Baskı'yı yönetebilmeniz. Öncelikle kara enerji taşıyan kişiler yasaklı büyüye erişimi vardır. Örnek verecek olursam.. Hmm... KARA GÜNEŞ. Evet bu. Adı buydu. Bunu çağırabilirsin.
Emir mal mal bakıyordu, Bana yasaklı teknikleri mi öğreteceksin lan sen? Senden çok yasaklı teknik biliyorum.
Cevahir eliyle işaret etti, Ama uygulama da berbatsın. Bu da ne kadar zayıf olduğunu gösterir.
-Zayıf mı dedin?
Cevahir sert bir bakış attı ve biraz baskılanmasını dışarı saldı. Bu da kendi vücudunun etrafında bir enerji dalgalanması olarak gözüküyordu. Eflatun rengindeydi.
-O zaman gel de ... Biraz kapışalım ha?
Emirde biraz Baskılanmasını saldı ve Kara enerji bedenini sarıp sarmaladı. Daha yoğundu. Bu sırada ise kılıcı enerjiden biçimlenmiş ve elinde duruyordu.
-Hİç sorun değil. Pembe kafa.
Cevahir bu benzetmeden hiç hoşlanmamıştı ve kendisinden yaşça küçük bu çocuğun böyle saygısızlığını da hazmedememişti. Kendisini Her zaman bir tanrı olarak görmek isterdi. Ama ona göre tanrı her şeyi kusursuz yapandı bu yüzden böyle bir şey yapamazdı. Hiçliğini en mükemmel şekilde her ayrıntısını öğrenmiş ve bunu kusursuz yapmayı seçmişti. Ve böylece kendisine Hiçliğin tanrısı diyordu.
Cevahir gözle görülemez bir hızda kılıcını oluşturmuştu. Anında ileri atıldı ve kılıcını çok sert ve hızlı bir şekilde savurdu.
Emir tabii ki bu hızı tahmin edememişti. Hareket bile edememiş anca kılıcını hafif savunacak şekilde tutmuştu. Ama bu da yeterli gelmemişti. Bu saldırı ile uçtu ve ağaca çarptı. Ağaç yıkıldı ve devrilmeye başladı. Yavaş devriliyordu çünkü bu ağaç çok uzundu. Burada ki her bir ağaç uzundu. Çünkü şuan ormandaydılar.
Emir Ayağa kalkmışken Kafasında bir el hissetti ama kafasını çevirmedi. Gözüyle bakıyordu. Bu sırada Cevahir'in gözlerinin Enerji saldığını fark etmişti.
-Çocuk. Daha hızıma yetişemiyorsun. Nasıl benden güçlü olmayı beklersin?
-KARA FIRTINA.
Bir baskı büyüsü başlatıldı ve artık her yer mor mor renkli Kasırgalar ile donatılmıştı. Yavaştan donatılmış olan bu kasırgalar bir dakika da tamamlanırken Cevahir her bir oluşumu gözleriyle izlemişti. Ona bir tavsiye vermek istedi.
-Tebrikler. Artık ölüsün. Bu kadar yavaş bir saldırı türü olamazdı.
Emir güldü, Hahah. Komiksin pembe kafa. Ama herkes izler. Birbirimiz ile Ölümüne kapışmıyoruz. Beni öldürmek istemiyorsun Tabi ki oluşturacağım baskı büyüsünü izleyecektin.
Bunu duyunca şaşırmıştı, Harbi mi? Hiç böyle düşünmemiştim.
Emir kılıcını Cevahir'e doğrulttu ve oluşan bütün kasırgalar her bir ağacı yok ederek Cevahir'e ilerlemeye başlamıştı.
Cevahir kılıcını ters çevirdi ve bıraktı. Kılıcı yere saplandı ve yerde hiçlik sembolleri oluştu. 6 gen şeklinde bir hiçlik sembolünün her köşesinde de bu sembolden vardı.
Cevahir bunlar olurken söyledi, Hiç bir işe yaramayacak. Saf enerjiye göre 15 kat daha yoğun olan bu enerji diğer bütün saf oluşumlardan 15 kat daha güçlü oluyor. Bu yüzden yasaklı tekniğin normal bir kasırgadan 15 kat daha güçlü. Ağaçları saniyesinde yok edişine bakarsak Dünya da oluşabilecek şiddette bir kasırga bile olmayabilir. Ama biliyorum ki Soylarınız fazlasıyla kısıtlandı ki bu tekniği Yarım yamalak kullandın.
PPPPPPPPPPPPPPOoooooooooofffffffffffffffffffffffffffffffff......................
Kasırgalar Cevahir'in Hiçlik savunma mekanizmasına çarptı (çokgen hiçlik). Anında Hiçlik Tarafından yutulup çekilmişlerdi ve kasırgalardan eser kalmadı.
Emir Endişelenmişti. Bir yasaklı tekniğin Hiç bir şekilde rakibine zarar verememesine. Ama Cevahirde haklıydı. Yarım yamalak kullandılar çünkü Kardelen soyu Kısıtlanmıştı. Bu bir lanet gibiydi ve bu kısıtlama soylar tarafından sürekli aktarılmıştı.
Cevahir'in bu tekniği odak değiştirmekten çok daha farklıydı. Bir süpürge gibi içine çekiyordu. Kendisi bu alanın içinde olduğu sürece hiç bir şekilde zarar görmezdi çünkü Kendisine gönderilen her bir şey anında var oluştan siliniyordu. Bu da darbenin şiddetini önemsiz kılıyordu. Bu tekniğin tek sorunu Baskı gücü idi. Baskı gücü Bu Savunma mekanizmasından Daha yüksek bir saldırı ile çarpışırsa baskı gücü yüksek olan Hamle bir diğerini yok ederdi. Ama Cevahir Hiçliği kullanmasını aşırı iyi biliyordu bu yüzden o her şeyi bilirdi kendisi ile ilgili. Emir'i şuan bir Karınca gibi görüyordu. Yaz altında sıcaktan kavrulmuş ama bir o kadar aç ve yemek bulmak için debelenen. Emir'in kendisini yenme çabasını tamamen böyle görüyordu. Belki de biraz egosu vardı.
Emir kılıcını indirdi ve her tarafın kasırgalar ile yok edildiği düz bir alana çevrilmesini görüyordu. Cevahir ise hafifçe gülümsüyordu. Etrafına baktı.
-Vay vay.
Emir hızlıca söyledi, Sen? Ne biçim güçlerin var? Deney ürünü olmadığına emin misin?
Cevahir bir iç çekti, Ne o? İlk defa güçlü birini mi görüyorsun? Bütün büyücüler ve kurucuların aksine Şu an en güçlü olmamın sadece 2 Nedeni var.
Anlatıyım da iyi dinle hıyar.
-Hı?
-Öncelikle elinde olmayan şeyler ile hiç bir zaman ilgilenmemelisin. Oysa ki Hala elinde ki bir şeyi mükemmelleştirmek için bir fırsat vardır. Ben Hiçlik Tekniğinde her bir tekniği ortaya çıkardım ve Hepsini idrak ettim. İşte bu da beni Soyumun en güçlü insanı yapıyor.
-2.Nedene gelirsek, Bir şanstan daha çok sahip olduğun bir şeyde ustalaşmak çok zordur. sokak futbolcuları ile ünlü futbolcular arasında farklar vardır. Bir topu doksana atmak istersin ama bir kaç denemede sadece 2 ve ya 3 defa sokarsın. Ama Ünlü futbolcular bu işe yıllarını verdiler. Onlar isterse her bir şutunu 90'a asabilirler. İşte arada ki fark bu. Ustalaşmak. profesyonel olmak. bir Cerrah Tavsiyesi aldın. Beyninde bir tümör var ve onun güvenli bir şekilde oradan çıkarılması gerek. Sana iki seçenek sundular. 2 yıllık bir cerrah ve 20 yıllık bir cerrah. Söyle hangisini seçerdin. İşte olay bu. Doğuştan bir cerrahta doğsan işi Her zaman daha deneyimli olana verirsin. Olay bu. Bu iş Şansı geçti.
Emir dikkatlice dinlemişti ve ilk defa ona katılıyordu, Ne? Sen o zaman onun Şanslı tabirinde değilsin?
-Onun şanslı tabiri hiç bir zaman deneyim olmadı. Ona göre Hayatına doğduğun andan beri emek harcayarak ilerlemelisin. Biz bu güçleri doğuştan kazanmadık. Bize aktarıldı. İşte onun şans kavramı sadece doğuştan bunlara sahip olmamız ile alakalı. Pek önemli bir şey değil. Onu yok edeceğim. Uygun bir fırsatta. Kız kardeşim aradan çekildiğinde sadece ben ve o kalacağız. Ve onu haklayacağım.
Emir'in kılıcı ters biçimleme ile enerjiye dönüşürken, Emirde bunları sorguluyordu iç dünyasında. Yere odaklanmış bakıyordu.
Cevahir onun yanına yürüdü ve alnına bir fiske vurdu, Sen, Bunları unutma!
-Vvvvvvvvvvaaaaaaaaaaaaaaayyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy... Ne efsane tekniklerdi öyle. Hayran kaldım. Sadece bir tane kullandın ama çok güzel bir teknikti.
Cevahir somurtarak Beyaz'a baktı.
-Ha? Sen burada mıydın?
Beyaz'ın heyecan duygusu yarıda kalmıştı, Ne? Dalga mı geçiyorsun?
-Ciddiydim.
Cevahir kılıcını yerden çıkardı ve bütün o semboller gitmişti.
-Bu sadece bir kısmıydı.
Bu sembol aslında Cevahir'in etrafını sarar ve onu korurdu. Ama bu bir savaş değildi ve sadece kılıcın etrafında duran şeyleri korudu.
Ve Emir anladı. Şanslı tabiri bile kişiden kişiye farklılık gösterirdi.
İlk yorum yazan sen ol!
Henüz yorum yapılmadı