Giriş
Şaşkınlıkla kafasını kaldırıp baktı, ne ?
-Aman aman. cidden bunun olacağını mı sandın?
Cevahir ayağa kalktı. Şaşkındı ve içinde ki öfke dışarı çıktı, SEN NASIL ÖLMEDİN LAN! ÖL! ÖL! ÖL!
-hhaaahaha. Saçmalamayı kes lütfen .
Fex hafif yürüdü ve onun önünde durdu. Kendi kalbini gösterdi, Sen kafam yerine, Kalbimi hedef almalıydın.
Cevahir gözle görülemeyecek hızda enerjisinden kılıcını oluşturmuştu ve kılıcın etrafında yoğun Eflatun renginde enerji parlıyordu. Enerji çıkışı ne kadar fazlaysa bir o kadar baskı gücü kullanılmış demektir.
(Baskı gücü bir kişinin kalkanıdır ve Soydan soya farklılık gösterir. işte bunu İsimsiz şans diye yorumlamıştır ve bu haksızlığa bir dur demek istemiştir )
Fex eli ile hızlıca onun kılıcını tuttu. Cevahir şaşırdı donuk bir şekilde, Sen? Gerçek gücünü kullanmadın? Beni yemledin?
-İstediğim bir yemleme değildi. Şimdi tek sorun senin enerji biçimleme olayın. Onunda bir çaresi var. Ardından baskı gücün sıfıra inecek ve baskı büyülerini kullanamayacaksın. Kalkanın kırılacak.
Cevahir sinirle baktı, Sen? bunlar olduğunda bile beni yeneceğini mi sanıyorsun?
-Haahaha. komik olma Cevahir. İşte bu yüzden sana bir hediye getirdim.
-Hediye mi?
Eliyle kendi arkasını gösterdi Fex. Ama orada hiç bir şey olduğu yoktu. Cevahir'in arkasından Yeri parçalayarak içinden çıkmıştı Hestavia. Havaya zıpladı Cevahir'in dibinde belirdi.
-Has. Yanlış yeri gösterdim kusura bakma .
Cevahir çok sinirliydi. Ama bu içinde olan bir şeydi. Yemi yememesine rağmen başka bir yemi yemişti. Bu olaya sinirlenmişti.
Cevahir içini biraz sakin tutmaya çalıştı .
Fex bu sırada söyledi, Kılıcım yüce patronumun Kanı ile enjekte edilmişti. Bu da kız kardeşinin ölmemesini sağladı. Ama artık Yüce patronuma itaat edecek. Belki gerçek savaşın sadece güç değil de, içinde ki duygular ile olduğunu da anlarsın.
-Kız kardeşinle savaşırken o hissettiğin duygular.
-Ne saçmalıyorsun?
-Arkana bak.
Kız kardeşi Elif Fex'in yanına doğru yürümüştü ve ten rengi de yeşile hafiften bürünmüştü .
-Yüce patronumun anlaşması şu şekilde. Seni öldürmek aşırı zor ve yorucu olduğu için bununla uğraşmak istemiyor. Ama artık kız kardeşin esir alındı. Normal hayatına devam etmesini sağlayacak itaat emrini zayıflatacak. Ama bir hatan ile itaat emrinin zayıflığı geri çekilecek ve tam anlamı ile Yüce patronuma itaat edecek.
-Yüce patron?
-Artık o yücelerin yücesi, Dünyanın hükmedicisi ve zombilerin yöneticisi. Mecbur kalırsa bütün insanlar zombiye dönecek . Bunu yapabilecek bir gücü var .
Cevahir işin ciddiyetini anladı. İsimsizin gerçek mana da durdurulması gerektiğini ve zekasının ve gücünü kavradı. Onun acil bir şekilde önlenmesi gerektiğini de savunuyordu ve bir çelişki duygusu yaşadı. Eğer kendisi savaşa dahil olmayacaksa Savaşı büyük oranla o kazanırdı. Ama savaşa dahil olursa kız kardeşinin kendisi ile savaşması bile zorlanabilirdi. Bunun hiç bir şekilde gerçekleşmesini istemiyordu. Ve anladı. Hestavia ise Teklifi reddederse diye önlem olarak gelmişti. İtaat emri artık onun bedenine de yerleştiğini anlamıştı.
Kısacası doğuştan normal bir insan, şanslı şanssız kavram takıntısı yüzünden Kendini yüceltmiş ve bu yüceliğe layık olmak içinse çeşitli güçlenmeler yaşamıştı. Şanslı ve şanssız doğan her iki kavramdan insanları iyi gözetleyip arada ki farkı bizzat görmüştür. Bunu ağır bir haksızlık olarak görmüştür. Herkes şanslı doğamazdı ama herkesin Şanslı doğması önlenebilirdi.
-Kabul ediyorum.
- Ciddi misin? Kız kardeşini insanlığın geleceğinden daha mı çok önemsiyorsun?
Buna cevap vermedi. Yürümeye başlayıp kız kardeşinin elini tuttu ve yavaştan uzaklaşmaya başladılar. Enerjisel bir dönüşüm ile ortadan kayboldu Hestavia. Bunu Fex bile bilmiyordu ve aşırı şaşırmıştı.
-Heeeeeeeee?? yok oldu?
Cevahir sokak sokak gezerken telefonunu açtı. En azından anlaşmayı kabul etmişti ve kız kardeşinin ölmesinde ki öfkesi biraz dinmişti. Ama artık bir esirdi. Tek yanlışı ile Kız kardeşinin bir zombi olarak devam etmesine mal olurdu. Bunu hiç istemiyordu bu yüzden Savaş dışında kalmayı tercih etti.
İsimsiz bir güzel planı ile oynatmıştı ve bu işe yaradı .
-Alo.
Cevahir içli bir sesi vardı ve hala o beyin darbesini gözünden çıkaramıyordu, Bu gece Sende kalabilir miyim? Asafel?
-Sapık mısın lan ? Kapa telefonu .
-Dur!
bu ses tonu çok ciddiydi.
Asafel de ciddileşti , Bir şey mi oldu ?
Cevahir'in gözleri sulanmıştı, yok bir şey . Evet ya da hayır .
-Peki. Gelip neler olduğunu anlat .
Asafel 1.65 boylarında 6. ekip başı, Sarı uzun düz saçlı biriydi. Genelde görevlere gitmezdi. Evinde oturur kendi düzeyinde bir tehlike olduğu zaman giderdi. Kitlesel zombi göçleri buna örnektir. Aç kalan zombiler kitlesel bir göç başlatır ve yaşayan şehirlerde ki insanlara yol alırlardı. bu tür görevlerde kitlesel imha için görevlendirilen Asafel olurdu.
İlk yorum yazan sen ol!
Henüz yorum yapılmadı