Gecenin bir vaktinde okulun bahçesindeydi. Her bir duvarın çatlak ve kanlarla dolu olduğu net bir şekilde anlaşılırdı. Burası kapatılmış ve incelenmeye başlanmıştı. Okul kapısının önüne geldi. Bir kaç emniyet görevlisi vardı. Cüzdanını açtı ve yetkililere gösterdi.
-Peki. Geçebilirsin.
Eren durdu önce, içerde garip garip zombi sesleri çıkıyordu. bilinçsiz ve hayvan gibi oldukları anlaşılabilirdi. Kapıdan adımını attı ve Yoğun lanet enerjilerini hissetmeye başladı. Ama onlar teknik kullanamazdı. düşünemiyorlardı. Eren içeri girdi. Uzun koridorlar ve sınıf kapılarını görmüştü zemin katta. Bir üst kata doğru merdivenden çıkmaya başladı. Kanlar her yerdeydi. Merdivenden çıktıkça cesetleri görmeye başlıyordu . ilk katı çıktıktan sonra koridora baktı. Her yer liseli gençlerin cesedi ile doluydu ve çoğu tanınmayacak haldeydi. Dikkatlice bakıyordu. hiç ses etmiyordu ve çok ciddiydi.
-Şuna bak! İnsanlara! Neler olmuş buraya?
onlara basmadan yürümeye başladı ama zordu. ufak tefek boş alanlar vardı hoplaya sıçraya oralara basarak geçiyordu. Koridorun diğer ucuna geldi. Ses bir anda çıkıverip yakınından geliyordu. Garip nefes alıp vermeleri ve sürekli acıktıklarında beyni yenmeyen liseli çocuklara yönelmeleri...
Ama Eren onu gördüğünde tok olduğunu anlayabilmişti. Soğuk kanlılığını korumuş, ve kılıcını sessizce çekmişti. Eren'in kılıcı enerjiye dönüşüp var olma özelliği taşımayan tek kılıçtı. Sürekli kınında durması lazımdı. Turuncu enerjiler saçarken Zombi bunu farketti. Dişlerinden salyalar akıyordu bu da yeni yemek yediği anlamına gelirdi. Vücut tam anlamı ile düzgün çalışıyordu çünkü. Eren ve zombi göz göze gelmişti.
Fışk...
Dibine ışınlandı ve onun kafasını rahatça kesti. bu durumu zombi anlayamazdı çünkü Gördüğü başka bir şey inanmazlardı. Onun ışınlandığını gördüğünde onun yok olduğunu sanmıştı.
Kelle yere düşerken Erende kılıcını kınına soktu. Onun bedeni de yere düşerken Eren bir üst kata çıkmak istedi. fazla Işık yoktu ama yine de Ay ışığından içerisi biraz aydınlanıyordu.
Lambalara baktı. Duvarlar Lambalar hep çatlaktı. Bazı lambalar aşağı sarkıyordu . Üst kata çıktı merdivenlerden. Yine pek bir şey göremiyordu . Ay ışığı buraya hiç vurmuyordu. Camlar örtülüydü çünkü. Eren kılıcını çıkardı. turuncu renkle aydınlanıyordu etraf ve bu olduğu an Eren bir çok farklı zombi görmüştü.
Zombiler bu ışığı gördüğü zaman Erene döndü.
....
Bakmaları ile kellelerinin alınması bir olmuştu. Eren koridorun diğer ucunda gözüktü. ve gözüken tek şey her bir zombinin kellesinin hızlıca alınmasıydı.
Eren kılıcını savurdu ve üstünde ki kanları temizledi. Kınına koydu ve onlara doğru baktı, Anlaşılan Safkan olmayanların kellesini almak ölümlerine yetiyor.
Yukarı baktı, acaba çatı da var mı ?
Olduğu yerden çatıya ışınlandı. Sert bir rüzgar bedenine çarpmaya başlamıştı. Hiç bir şey göremiyordu. Zombilerin bittiğini düşündü. Her birini öldürdüğünü. Ama içi pek rahat değil gibiydi. Bir yanlış vardı sanki. Çok kolay olmuştu bu. Ama bunu fazla kafaya takmadı. Kılıcını kınına koydu. Yürümeye başladı. Kenarına geldi ve aşağı baktı.
-Siktir!
Her bir emniyet görevlisi kanlar içinde ölmüştü. Yerde birisini gördü. Onun Beyin yediğini bile görebiliyordu.
Fışkk..
Anında ışınlanıp kafasını kesmek için hedef almıştı ama, Zombi bundan kaçındı ve sadece omzu gitti. Kolu yere düşerken hafif korku ve sırıtış ile Eren'e bakıyordu.
-Beni avımdan mı ayırıyorsun?
Eren ciddi bakıyordu, Safkan değilsin. Ama konuşabiliyorsun.
Zombi daha da sırıttı, Bunu beklemiyor muydun?
Pençesini çıkarttı ve bu sırada diğer eliyle çenesine akmış kanları sildi.
Eren kafasını hafif eğdi, Utandım biliyor musun? Çok basit bir şekilde keseceğim zombiyi ıskaladım. Bu bir daha olmayacak.
Eren'in kılıcı yoğun bir enerji saçmaya başlamıştı.
-Vay vay. Baskı gücünü mü kullanacaksın?
-Senin gibi bir aptal için bir şey yapmama bile gerek yok. Kılıcıma baktığın an öleceksin.
-Ne?
Kılıcı evrimleşmeye başlamıştı ve eski halinden yeni bir hale bürünüyordu. Garip garip takırtı seslerinin ardından kılıç biraz daha uzun ve ince bir hal almış ve bir sürü desen vardı bıçağının kısmında.
...
Zombi bir anda yere düşüp gözlerinden , Burnundan ve ağzından kanlar fışkırtarak öldü.
(enerji zehirlenmesi) ( Herhangi bir büyü enerjisine sahip biri , Eren'in Evrimli kılıcına baktığında, Enerji zehirlenmesi yaşar)
Eren Durgun kılıcının Evrimini bozmuş ve kılıç eski haline dönmüştü. Ardından kınına koydu kılıcı.
Telefonunu çıkardı ve Asafel'i aradı.
-Alo.
Eren direk konuya girdi, Büyük bir sorun var.
-Ne oldu ?
-Sadece sorunun olduğunu bil yeter. Bunu yüz yüze konuşmalıyız.
-Ev hapsindeyim dediğim gibi.
-Ev hapsinde isen evine geliyorum.
-Hayır . Hayır. saçmalama. Gelmiyorsun.
Eren göz devirdi, iyi o zaman iyi geceler.
-Sana da.
..........
Eren telefonu fırlattı ve yere düşüp parçalara ayrıldı. Bu sırada yürürken kendi kendine konuştu, Git geber.
İlk yorum yazan sen ol!
Henüz yorum yapılmadı