Sadece ağaçlardan oluşan büyük bir yapı taşı belirmişti. Bu yapı taşı büyük bir saray gibiydi ama Sadece dallardan ve ağaçlardan oluşan bir şeydi. Kendileri bu yapı taşının içinde kalmışken, Kurucu ise kılıcın ters durmamasına rağmen nasıl indirgeme açabildiğini düşünmüş ve buna çok şaşırmıştı.
Ama zombi kral'ın hatasıyda buydu. Anlaşmalı tekniğin neye dayalı olduğunu bilmiyordu ve her şeyi pür dikkatle onun yapacaklarına odaklamıştı.
Kurucu sakinliğini korudu ve elini silah şeklini vererek Zombi krala doğrulttu. Kral dikkatle izliyordu ve onun yapacaklarını merak ediyordu. Bu sırada kurucu sakin bir dille anlatmaya başladı, minimize tekniğim sana deyerse, Baskı gücü ile sıfırlasan bile anlaşmalı teknik sayesinde seni düşürmeyi başarabileceğim.
Kral direk bir bit yeniği olduğunu düşündü çünkü birisi birini yenmek istiyorsa kozunu öylece anlatmazdı.
Kurucu hafif sırıttı, bom.
Minimize teknik fırlatıldı. Siyah galaksi tasarımı olan bir ok gibiydi. Bu ok Onu delip geçti. Kendisi bundan kaçamamıştı. Omzu parçalanmış ve artık yoktu. Kanlar sıçrarken hafif silkelendi. Dizlerinin üstüne çöktü ve sinirle baktı, sen! gerçektende cani biri misin? anlaşmaya uy. aramız düzelsin!
Kurucu onun önüne yürüdü ve yukardan bir şekilde egolu baktı, güçsüz tarafın böyle söylemesi normaldir. Bir sıkıntı var. Bu ateşimin seni öldürmesi gerekiyordu. Baskı gücü ile savunamadın çünkü Baskı gücünü aktif edemedin. Anlaşmalı teknik buydu. Sana söyledim ama her şeyi söylemedim. Arada fark var. Şüphe duygusu kendini koruma da biraz sıkıntıya yol açabiliyor he.
Simsiyah kılıcını elinde belirtti. yukarı kaldırdı. İki eliyle tuttu, son sözün var mı?
Kral Sinirle acı içinde ona çaresiz bir şekilde bakıyordu,
-SINIRLANDIRILMIŞ BASKI BÜYÜSÜ: 10. AŞAMA: TANRI MÜHÜR!
Kurucu hızlıca geri atıldı ve kılıcını indirdi. Aşırı şaşkın ve korku içinde bakıyorken Kral'ın indirgenmesi bozuldu ve yapı taşı parçalanıp yok oldu. Kendisi mumyalanmaya başlamıştı. Öylece etrafını saran şeyler bir mumyayı sarar gibiydi. Bu şeyler sarmayı bitirdi ve kral'ı mühürledi. Kurucu onun kurtulmak için kendisini mühürlediğini anlamıştı. Kendini hissiyat olarak düzeltti ve sakinliğini korudu, şaka olmalı. Öldüremedim mi?
Sınırlandırılmış mührün onun bir süre sonra tekrar gün yüzüne çıkacağını gösteriyordu. AMA... Asıl sorun şimdi başlamıştı. İndirgeme açan kral'ın sayesinde dünya da rastgele ortaya çıkan zombiler var olmuş ve bu sayı milyonları geçmişti. İradesiz zombiler asil köylü güçlü güçsüz demeden her bir yere saldırıyordu. Bu zombiler karşına kim çıkarsa çıksın... Öldürmek istiyordu. Çünkü yeni doğmuş ama uzun yıllardır hiç bir şey yememişler gibi beyin istiyorlardı. Herkes her bir insana saldırıyorken direk katliam olmaya başlanmıştı. Kurucu bundan bir haberdi. Çünkü bulunduğu bölge de zombi çıkmamıştı.
Bir yarasa gökyüzünde belirdi. Yavaşça kurucuya yaklaşıyordu. En sonunda sesi duyuldu ve kurucu arkasını dönüp yarasaya baktı. Elini uzattı ve yarasa işaret parmağına kondu. Ve öylece konuşmaya başladı.
- Ekibini bir araya toplayın toplantı yapmalısın. Bunun için herkese haber verebilirim. Onay veriyor musun?
Kurucu dik başlılığını korudu, neden?
Yarasa konuşmaya devam etti, kral'ın sağladığı teknik ile zombi istilası başladı.
Kurucu bunu duyunca inanmadı ama bunun mümkün olabileceğini düşünebiliyordu.
-Onay veriyorum. Herkesi bulunduğum bu zombisiz alana toplayabilirsen sevinirim.
-Onayın alındığına göre bütün ekibine bu bilgileri yollayacağım. Buraya gelemeyenlere ise savaşın başladığını söyleyeceğim. Ve insanların ölmemesi için savaşmalarını söyleyeceğim.
Yarasa uçup gittikten sonra kurucu bu yarasaya hayran kalmıştı. Ne olduğunu da bilmiyordu.
İlk yorum yazan sen ol!
Henüz yorum yapılmadı