Sisli bir ormanda başlıyordu her şey. Yerde nemli yapraklar hışırdıyor, ağaçların gövdesinden sızan yağmur damlaları zemine düşerken hafif bir çatırtı sesi oluşturuyordu. Küçük bir bebek, at arabasında, bir yetişkinin kucağında taşınıyordu. Bebek ağlamıyor, yalnızca korku dolu, geniş gözleriyle etrafı dikkatle inceliyordu. Yanındaki adam, ter içinde ve yüzü endişeyle gerilmiş bir hâlde, arabayı dar patikada sallanmadan sürmeye çalışıyordu. Sis, gökyüzünden süzülen ay ışığını kırıyor, her adımda etrafı daha da belirsiz hâle getiriyordu.Bu yolculuk kısa bir süre devam etti fakat uzaktan gelen bir ses bu fırtınalı geceyi daha da bastırdı.
“Buraya kadar,”.
Aelir bir anda gözlerini açtı, ter içinde ve nefes nefese bir hâlde yastığına gömülmüştü. Kalbi hâlâ hızlı hızlı atıyor, göğsü derin nefeslerle dolup taşıyordu. Elleri titriyordu ve yataktan doğrulurken, rüyanın bıraktığı huzursuzluk hâlâ zihninde yankılanıyordu.
Bir süre sessizce oturdu, ormanın sisli patikalarında ve at arabasında yaşanan sahneleri tekrar gözlerinde canlandırdı. “Bu… gerçek olamaz,” diye fısıldadı kendi kendine, ama rüyanın etkisiyle tüyleri diken diken olmuştu. Aklında tek bir soru vardı neden rüyasında bir bebeği görmüştü.
Aelir derin bir nefes aldı, ellerini yüzüne sürdü ve yavaşça yataktan kalktı. Artık kendini toparlaması, günün geri kalanına hazır olması gerekiyordu. Ama kafasının bir köşesinde, gördüğü rüyanın anlattığı şeyin bir anlamı olabileceği hissi hâlâ duruyordu.
Hemen hazırlanıp Yaşlı Gurkant’ı aramaya koyuldu.Aşağı kata indiğinde Gurkant’ı kapıdan girerken,elinde bir mektup ile gördü ve onu selamladı.Gurkant karşısında duran Aelir’in korkuyla kaplı yüzünü farkedip sordu.
“Ne oldu Aelir,bir sıkıntın mı var ?”
Aelir bu soru üzerine gördüğü rüyayı Gurkant’a korkuyla anlatmaya başlar.
Rüyayı Aelir’den dinleyen Gurkant,
“Demek at arabası ve bir bebek,bu rüya ne anlama gelebilir ki ?”diye rüyayı içinden bir anlama dayandırmaya çalıştı fakat bu anlamı kendisi de bir türlü çözemedi.
Ve sözlerine devam etti,
“Aelir,her gördüğümüz rüya bir anlam taşır,bazen geçmişten bazen gelecekten bize haber yollar.Bu gördüğün rüya umarım ki senin için hayırlı bir şeydir”
Aelir bu duyduklarından sonra biraz da olsa rahatlama şansı bulur.Sonrasında aklına Gurkant’ın ellerinde tuttuğu mektup gelir ve merakla sorar.
“Peki Yaşlı Gurkant elindeki mektup kimden geldi ?”
Gurkant,
“Henüz okuma fırsatım olmadı ama üzerinde yazanlara göre Kont Cedric’ten gelmiş olduğunu biliyorum”
Aelir bu sözleri duyduktan sonra içerisindeki merak giderek daha fazla artar ve Gurkant’dan mektubu hemen okumasını ister.
……
Gurkant,elindeki mektupta yazanları kendi içerisinden okumaya başlar.
“
Sevgili Gurkant,
Umarım bu mektup sana ve küçük dostun Aelir’e huzur içinde ulaşır. Ne yazık ki, Espera’dan gelen resmi bilgiler doğrultusunda sizi ve bulunduğumuz yeri ilgilendiren bazı ciddi olaylar olabileceği konusunda uyarma ihtiyacı hissettim. Görünen o ki, bölge halkını ve güvenliği tehdit edebilecek bazı karanlık işaretler ortaya çıkmakta.
Haberler, Argahan Krallığından gelen resmi bir bilgilendirme üzerine yayıldı ve bu da durumun ciddiyetini artırıyor. Senin ve Aelir’in, özellikle de onun henüz genç ve savunmasız oluşu nedeniyle, dikkatli olmanız gerektiğini düşünüyorum.
Güvenliğiniz benim için önemli, bu konuda seni ve Aelir’i korumak için elimden geleni yapacağımı bilmeni isterim. Yakın zamanda tekrar görüşmek umuduyla.
Saygılarımla,
Cedric Espera
Espera Kontu”
Mektubu okumayı bitirdiğinde Gurkant’ın içini büyük bir endişe kaplamaya başlamıştı çünkü eğer bu kadar önemli olmasaydı Cedric Espera’nın bu mektubu ona yollamayacağını biliyordu.Yine de bu endişesini Aelir’e hissettirmemeye çalışan Yaşlı Gurkant,Aelir’in daha fazla korkmasına engel olmak adına konuşmaya başladı.
“Yaşlı dostum Cedric Espera seninle tanıştığına memnun olduğunu ve en kısa zamanda tekrar ziyaret etmek için sabırsızlandığını söyledi.”
Aelir’in yüzünde istemsizce bir gülümseme belirdi ve sordu,
“Başka,başka ne yazıyor Yaşlı Gurkant ”
Gurkant,“Senin artık kılıç kullanmayı öğrenme zamanının geldiğini ve sana kılıç kullanmayı benim öğretmem konusunda ısrarcı oldu ” diyerek devam etti.
Aelir’in gözleri yavaşça dolmaya başladı,ağlamak üzereydi bu duydukları sabah gördüğü kabusu unutturmaya yetmişti.
Aelir,“Lütfen Yaşlı Gurkant bana yardımcı ol.Eğer ki ustam sen olacaksan bunu başarabileceğime inanıyorum.”dedi içinde Gurkant’a duyduğu büyük sevgi ve saygıyı hissettirerek.
Gurkant karşısında duran çocuğa tekrar baktı.
Tanıştıkları zaman gördüğü gözler hâlâ oradaydı.
Gurkant arkasını döndü ve gözlerinden akan bir damla yaş ile beraber ağzından şu sözler döküldü.
“Öyleyse hazır olsan iyi edersin,çünkü küçük dostum olman farketmez,benim gibi bir savaşçı öğrencisine asla merhamet etmez.Yarın sabah erkenden uyan, başlıyoruz.”
…..


İlk yorum yazan sen ol!
Henüz yorum yapılmadı