Teyat'ın gözlerinde sadece boşluk ve ruhsuzluk vardı.
Bomboştu.
Teyat ormanın içinden her zaman gittiği uçuruma doğru ilerlerken birden kendisinin yaşadığı o ilginç olaylar aklına akın etti.
Zihninde konuşan sesin bana vereceği güç neydi ve o kimdi?
Neden bana benim bir parçam olduğunu söylemişti?
Teyat'ın zihni kafa karıştırıcı sorularla doluydu.
Teyat ormanda, belirlediği yöne doğru sakın adımlarla gitti.
Uçuruma doğru ilerliyordu ki birden önünde bir kız sesine ait olan çığlık çıktı.
Çığlıklar ve bağırışlar kulağına doğru akın etti.
Teyat görmezden geldi ama bu sesler onun yolunun üzerindeydi.
İç geçirip,lanet okuyarak adımlarını biraz yavaşlattı ve sesin geldiği yere doğru gitti.
Görüş alanına bir takım şeyler girdi.
Gördüğü şey siyah bir araba ve yanında duran, önünde bağlı duran,ergen kızlara bakan ve onlarla konuşan iki adamdı.
Teyat'ın solgun ve ruhsuz yüzünde aniden bir sırıtma belirdi.
Sessizce mırıldandı.
"Eğer yolumda engel varsa,o engeli yok edmem lazım "
•
Teyat yavaş adımlarla olay yerine yaklaştı ve olay yerine ait olan kişilerin arka tarafındaki bir ağacın arkasına saklandı.
Olan biteni çözmeye çalıştı.
Arabanın yanındaki siyah saçlı adamın sesini duydu.
"Dostum, ne dersin, kızların tadına bakalım mı?"
O anda gri saçlı adam güldü.
"Evet, uzun zamandır genç kızların tadına bakmamıştım."
Cidden,ne adi insanlar var.Pardon parazitler.
Ağaca bağlanmış ve ağızları tıkanmış olan bir takım lise okul forması giyen kızlar,adamların söylediklerini dinlediler ve dehşet içinde gözlerini açtıp, boğuk çığlıklar attılar.
Adamlardan biri tam ileriye doğru gidip, işini halledecekdeki arkadan dostça ve güven verici bir ses duydu.
"Merhaba Bay Parazitler,sizlere benim için, saygıdeğer bir insanın bana sorduğu ama cevaplayamadığım bir sorum var."
Adamlar aniden arkalarına döndüler ve ellerini arkasına saklamış kanlı bir çocuk gördüler.
Adamlar aniden panikledi.
"Kimsin sen,Bu halin ne?"
Teyat aniden onun sözünü kesti.
"Teşekkür ederim Bay Parazitler,işte cevabını bulamadığım o soru,insan olmak ne demek?"
Adamlar afallamıştı, birden ceplerinde silahlarını aramaya başladılar ama bulamadılar.
Ama ikisi de ceplerinden bıçaklarını çıkardılar.
"Çabuk kim olduğunu söyle,Son şansın, velet, yoksa senin ve bu kızlarla birlikte organlarını kesip,satarım-"
Birden sesi kesildi çünkü Teyat arkasına sakladığı silahı aniden yanındaki adama doğru ateşledi.
Şaşkın gözlerle olanları izleyen ,hayla canlı duran adam birden ellerini havaya kaldırdı.
Korku dolu gözleri ile kekeledi.
"S-s-sakin ol dostum, fakir birine benziyorsun ve olmalısın, sana para verebilirim, ailenin hayatını kurtarabilirim"
Ve Teyat adamın havaya kaldırdığı ellerinden birini sıktı.
Ellerinden kan akan adam, acı içinde çığlık atarak, boşta olan eli ile vurulmuş olan elini kavrayarak kendisini yere attı.
İstediği cevabı söylemediği için adamın eline soğukkanlılıkla sıkan Teyat, soğuk ve karanlık bakışlarla yerde kendisine doğru dehşet içinde bakan adama doğru sakın ve yavaş adımlarla yürüdü.
Adam Teyat'ın kendisine doğru geldiğini fark edince korku içinde kendisini yerde,geriye doğru sürükledi ve devam etti.
"Kahretsin, söz veriyorum sana ne istersen vereceğim,l-l-lütfen öldürme beni, söz veriyorum olanları hiç kimseye söyleyemem,bırak beni!"
Hayla yerde, korku dolu sözlerini umursamadığı adama doğru karanlık bir şekilde baktı.
"Soruma cevap vercen mi? Bekleyenim var."
Adam korku içinde kekeledi.
"E-evet,evet insan olmak..ah şey evet insan olmak,en üstün olmak demek-"
Korku dolu çıkan kelimeleri yarıda kesildi.
Teyat aniden diğer elini sıktı ve adama yaklaştı.
Yerde acılar içinde kıvranan adam,iki elinin mermiler tarafından deşilmesi ile daha da acılar içinde çığlık attı.
"Üstün mü? Kim,insanlar mı? İradesiz varlıklar mı? Cidden ne aptalcana."
Soğuk sesi ile ağzından bu kelimeleri çıkarttı.
Ve Teyat son kurşunu da adamın kafasına sıktı.
Bu sahneye tanık olan kızlar korkudan boğuk sesler çıkarıp, çığlıklar atmaya devam ediyorlardı.
Lakin buna rağmen Teyat,hafif ve samimi bir gülümseme ile kızlara doğru dönüp, gülümsedi.
Samimi bir gülümseme verdikten sonra, sıkılan mermi ile bıçağı bırakan adamın bıçağını almak için silahını bırakıp, öne doğru eğilip, bıçağı aldı.
Ve ağaca bağlı bir şekilde kendisine faltaşı gibi açılmış gözlerle bakan kızlara doğru gitti.
Teyat'ın kendilerine doğru geldiğini fark eden kızlar korku içinde gözlerini açtılar ve daha boğuk sesler çıkardılar.
Ve bıçağı kızları öldürmek için değil, yardım etmek için aldı.
İki kızında ağızlarını açtı.
"Lütfen bizi öldürmeyin, size yalvarıyorum-"
Teyat umursamaz bir tavırla ağacın arkasına geçti.
"Kes sesini, sizleri öldürmek gibi bir niyetim yok.Sadece yolumun üzerinde oluşan engelleri ortadan kaldırdım ve..
Bir an durakladı ve sonra konuştu.
"Ve biraz da hobi gereği."
Umursamaz bir ses tonu ile dedi.
Kızlar korku içinde kekelediler.
"A-anlıyorum efendim.Teşekkür ederiz bizi kurtardığınız için."
Kızların bu duygusal halini gören Teyat, yüzünde bir gülümseme belirtti.
"Tamam, artık özgürsünüz,ne yapıyosanız yapın"
İki kız ayağa kalkıp birbirlerine sarıldılar, içlerinden biri konuşmak için ağzını açtı.
"Nerede olduğumuzu bilmiyoruz. Bu ormanda kayboluruz
Teyat onlara kayıtsızca baktı.
"Umurumda değil..."
İki kız da şaşırmıştı.
"Ha?"
"Polis yakında burada olacak, burada bekleyin"
İki kız birlikte başlarını salladılar.
Teyat iki kıza da bezmişlik bir Bakış attı.
'Niye bu kadar birbirlerine benziyorlar?'
Kızlar,ikiz oldukları için birbirlerine çok benzedikleri için, kızların ikiz olduğunu aklından geçirmeden bu salak soruyu içinden sordu.
Derin bir iç çekti.Kızlar sarılmalarını devam ederek, ağacın dibine doğru gidip, sırtlarını ağaca yasladı.
Teyat, amacına doğru ilerlemeye devam etti.
O anda kızlardan biri Teyat'a bağırdı.
"P-özür dilerim, adınız nedir?"
Bağıran kızın yanındaki ikizi birden sinirlenerek sessizcene ikizine kızdı.
"Aptal, bizi öldürecek, bırak gitsin."
Teyat'ın sırtı kızlara dönüktü. O anda düşündü.
'Ha? Tamam.'
Teyat sırtı kızlara dönük şekilde, yerinde durarak ismini söyledi.
"Teyat."
İsmini soran kız, yüzündeki korkudan eser kalmayarak samimi bir yüz ifadesine büründü.
"Teyat... Teşekkür ederim."
Teyat arkasını döndü ve sıcak ve güven verici bir gülümseme verdi.
"Ne demek."
Ve aniden Teyat'ın bacağına bir kurşun saplandı ve acı içinde yere yığıldı.Merminin gelmesinin sebebi Polislerin gelmesiydi.Polisler
çoktan sessizce gelmişti ve özgür olma hayali yarıda kesti.
Polisler aniden Teyat'ın üzerine çullandı.
Bazı polisler kızlara doğru koştu ve onları korudu.
Adını soran kız Teyat'ın polis tarafından vurulduğunu ve kelepçelendiğini görür görmez onu görmezden geldi.
Teyat'ın amacı suya düştü.
Kahpeler sizi de ekledik lan kara listeye.