Emir diğerlerinin yanına geldi. Hepsine teker teker göz gezdirmişti. Hepsi durgun bir şekilde zombiye bakıyordu. Emir kafasını zombiye çevirdi çünkü neden öyle baktıklarını merak etmişti. zombi titriyor ve dişlerini sıkıyordu. titremesi çok belirgindi ve dikkat çekiyordu. Emir bunun nedenini sormak istedi ama diğerleri nereden bilebilirdi ki.
Zhuxin kılıcını hafif kaldırdı. Ama sessizlik yüzünden kılıcın sesi bizzat duyulmuştu. Zombi elini kemiriyorken kafasını kaldırıp Zhuxin'e baktı. Ardından gözleri, siyah renge bürünüp evrimleşti.
Kendisine emir verildiğinin kanıtıydı. Zhuxin direk elini geriye attı ve diğerlerine bağırdı, geride durun!
Ama nafile. Emir çoktan koşmaya başlamıştı. Zombi bir anda ortadan kayboldu. fışşş..
Beyaz gözlerini kapatıp açtı ve bir anda zombiyi önünde gördü. Ve akıllarda şu soru, Beyaz'ı hedeflemesini sağlayan bir emir mi verildi kendisine. Bu henüz bilinmiyordu ama Zhuxin anlık bir refleks ile Beyaz'ı korudu ve onun pençesini kesti. Zombi yere indi ve Zhuxin'e baktı. Ardından tekrar Beyaz'a bakarken pençesini iyileştirdi. Zhuxin Beyaz'ın yanından ayrılmıyordu çünkü onu koruması gerekti. Beyaz'ı gözüne kestirdiğini düşündü ve buna göre önlem almaya hazırdı.
Kılıcını sıkıca tuttu.Ama fiziksel zarar pekte işe yaramıyor gibiydi. Bunu anlasa da yine Zhuxin kendi yeteneklerinin fiziksel olanları bile aşırı iyi olduğunu düşündüğü için, iradesiz bir zombiye yetenek kullanmak istemiyordu. Bu yüzden fiziksel darbeler ile devam etmeye hazırdı.
Ama Emir, kafasını hafiften indirdi. Sessizlik hakim oldu. Ve ağzından şu sözler dökülüverdi, HAKİMİYET!
Vuujjj.
Ve zaman algısını, minimize teknik değilde. Kendi normal tekniği olarak kullandı. Birine yedirmesi gerekmiyordu. Gözü ile baktığı kişinin ve ya istediği bir kişinin, Zaman algısında donma başlatırdı. Zamanda donan zombi, ama diğerleri bundan etkilenmedi. Ve Emir yanına atılarak kılıcını onun boynuna doğru savurdu.
fffıışşkkk.
Zombinin kellesini almayı başardı. Zombinin kellesi yere düşerken diğerleri öylece izlemiş ve bakakalmıştı.
Beyaz donuk sözlerle Emir'e bakarken sormak istedi, bu ne?
Emir'in içinde ki savaşma hırsı çok belliydi ve yüzünde kocaman bir sırıtış vardı, bu benim tekniklerimden bir tanesi. Zaman üzerinde ki hakimiyetim!
Zhuxin direk içinden söylenmeye başladı, kısıtlamanın kalkması ile hatırladığı bir teknik mi?
Feliar yürümeye başladı ve Emir'in sırtına vurup onu pohpohladı, vay vay. Genç adam. O neydi öyle ha?
Emir arkasına dönüp ona baktı, itiraf et çok havalıydım değil mi?
Feliar eliyle işaret yaptı, mükemmeldi.
Emir anında duygu değiştirdi ve ciddi bakarak söyledi, ha bu arada. Bir sorunumuz daha var.
Beyaz'a döndü ve ona söyledi, Yenn Sekarex burada. Bizi takip edip gözlemliyormuş. Büyü şehrine gideceğimizi biliyor.
Beyaz öyle şaşkın bir bakış attı ki Emir bunu garip bulmuştu. Bu sırada Diğerleri bilmiyorlardı ve gelip sormak istediler. Zhuxin onun omzuna dokundu ve kendine bakmasını sağladı, o da kim?
Emir net bir bakış ile söyledi, o bir, safkan.
Zhuxin bunu duyunca şaşırdı. Onu hemen yok etmek istiyordu. Sonuçta tehlikeli ve durdurmak istedikleri adamın adamlarından biriydi.
Zhuxin hissedemediği lanet enerjisi yüzünden de endişeliydi bu yüzden Emir'i sarsarak sorusunu tekrarladı, nerede?
Emir gülümsedi.
.....
Herkes Emir'i takip etmişti. En sonunda biraz büyük bir zindan gördüler. İçerisinde birini görüyorlardı. Turuncu gözleri ile kendilerine baktıklarını görebiliyorlardı.
Yenn ciddi bir bakış attı. Bu bakış Zhuxin'e idi. Çünkü onun bir kaptan olduğunu biliyordu. Yüz yüze gelmeseler bile. İkisi de birbirini isim olarak tanıyordu.
Yenn içinden söylendi, kısa boylu orta yaşlarda bir kız. Kılıcı da anlattığı ile aynı. Bu Zhuxin.
Zhuxin sert bakışının ardından içinden söylenmeye başladı, hissedemediğim bir lanet enerjisi, safkan! Ama hangisi?
Zhuxin ortamın gergin olduğunu biliyordu ama biraz rahatmış gibi davrandı, bir safkansın değil mi?
Bu soru karşısında soğuk bakışının ardından cevapladı, kaptan Zhuxin olmalısın değil mi?
Yenn ayağa kalktı ve demirliğe tutundu, amacınızı biliyorum.
Zhuxin sert bakıyordu, amacımızı biliyorsun? Bizi takip mi ediyordun?
Yenn göz devirdi. Bir şey demedi.
Zhuxin Emir'e döndü ve sordu, bu kutsal kara zindan mı?
Emir bunu kafasıyla onayladı. Zhuxin çoktan bir plan yapmıştı ve anlatmak istedi, iyi dinle Emir. Saldırımı ona yönlendireceğim. Sende saldırım gittiği anda kara zindanı bozacaksın ve tekniğim ona isabet edecek. Hazır mısın?
Emir şaşkındı ama ciddileşti. Planı sevmişti ama zamana ayak uyduramazsa ıskalanabilirdi.
Kılıcını beline taktı ve elini Yenn'e yönlendirdi, hazır mısın? Emir.
Emir kollarını gevşetti, hazırım. fırlat.
puf.
Zhuxin minimize tekniğini fırlattı. İlerliyordu. Demirliklere değmesine saliseler kala Emir kutsal kara zindanı bozdu.
....
Fışşş...
Yenn bir anda ortadan kaybolup olağan üstte bir hızda Zhuxin'in önüne ışınlanmıştı. Zhuxin bile bunu fark edememişti. Yenn var olan tüm fiziksel gücü ile onun yüzüne yumruğunu çaktı. Sağ gözüne gelmişti.
Zhuxin bu etki ile anında ortadan kayboldu. Bu sert darbenin etkisi o kadar ağırdı ki Zhuxin direk uçuverdi.
Zhuxin ağaçlara çarpa çarpa anca durmuştu. Ve sağ gözü kör olmuştu. Oturmuş vaziyette yüzü kanlar içindeydi. şaşkındı. Yüz ifadesinden çok iyi anlaşılıyordu.
Feliar anca görmüştü ki bağırdı, ZHUXİİİİİN!
Feliar koşmaya başlamıştı. Çok hızlı koşsa da şu an Zhuxin çok uzaktaydı onlara göre.
Yenn ışınlanmış onun önüne ve yere diz çökmüştü, sende kimsin lan? Planının işe yarayacağını mı sandın?
Zhuxin tek elini sağ gözüne götürdü. Artık kör olmasından dolayı ağır mental bir duygu binmişti üzerine ve bu etki yüzünden ağlamak istemişti. Ama bu ağlama yüzünde ki şaşkınlığa vuruyordu. Sağ gözünü tutarak ayağa kalktı. Çok donuk ifadesi vardı ve bu şaşkınlıktı. BU DA KİM? BİR SAFKANIN FİZİKSEL GÜCÜ BU MU? baskılanmasını devreye sokamadan ve kendi hızından daha hızlı bir rakibi mi vardı? Kaptan olduğu halde mi?
Yenn sırıtmaya başladı ve ayağa kalktı. Ondan uzun duruyordu. Ve ilk defa bir şeyi fark etti, onun sağ gözünde, hava elementinin sembolü vardı. Bunu ilk defa görmüşlerdi.
(Sanırım sizde yeni öğrendiniz, tabi öyle olacaktı. Söylemedim çünkü daha.)
Zhuxin anca kendini mental olarak toparlamıştı. Elini kanlı gözünden çekti. Kılıcını çekti ve sıkıca tuttu. Çok kararlı ve azimli karakterinin ardından söyledi, bunu ödeyeceksin!
Zhuxin buna aşırı fazla sinirlenmiş ve kendi en iyi versiyonunu savaş haline sokmaya hazırlamıştı. Her şeyini bu yaratığa vermeye hazırdı.
Aşırı hızla ileri atıldı ve kılıcını savurdu. Yenn geriye sıçradı. Ama düşünüyordu, hala mi fiziksel saldırı?
-İPLİK!
Yenn bunu duyunca şaşırdı, hı?
fıışşkkk..
Kolu kopmuş ve kanlar sıçramıştı. Ve fark etti ki bir ip tarzı şeyin düğümlenme aşaması yüzünden böyle olmuştu. İplik kendi kendine bağlanırken onun kolunu sıkmış ve ince olduğu için kesebilmişti.
Yenn kolunu savurdu ve bu sırada kolu iyileşti. Ama Zhuxin'in durmaya niyeti yoktu. Havaya zıplamış ve uçan kılıç saldırısı yaparak kılıcını onun kalbine doğrultmuştu. Ve ona geçirmek istedi. Tam bu olacakken Yenn ışınlanarak kaçtı. Başka bir ağacın yanında belirdi.
Yenn koluna bakıyordu. Ve bir anda ipler belirip onu ağaca yapıştırdı. Zhuxin 20 metre öteden ipleri tutuyordu eliyle ve hızlıca çekti. Ağaçla beraber Yennde bu çekme eylemi ile uçmaya başlamıştı. Zhuxin ipleri bıraktı. Ağaç ile Yenn beraber yapışık durumda iken yere yapıştılar. Zhuxin aşırı sinirliydi ve bu işi kendisi halletmek istiyordu.
Koşmaya başladı onun düştüğü tarafa. Ama bir ses, bir yere mi gidiyorsun?
Zhuxin kayarak durmak istemişti. Bunu yapmış ama tam duramamışken Yanındakinin Yenn olduğunu anlamıştı. Yenn onun boğazını tutup fırlattı. Elini yönlendirdi ve bu sırada rüzgar kılıç misali esmeye başlayıp Zhuxin'e yönlendirildi. Zhuxin Baskılanmasını devreye soktu ve bu darbe ona zarar veremedi.
Zhuxin yere indi. Bu sırada Yenn gülümsedi, demek baskılanmanı devreye sokacak refleks verebiliyorsun.
Zhuxin tek gözüyle savaşmaya devam etmek istiyordu. Ama hiç bir zaman iki göz ile görüşü olmayacaktı. Tek gözü ile uzağı zor görüyordu.
Kılıcını ters çevirdi. Bunu gören Yenn direk ileri atılmak istedi. Çünkü bunun anlamını anlayabiliyordu. Hızlıca kılıcı tuttu. Ama şu sözleri duydu,
BASKI BÜYÜSÜ, 3. AŞAMA: IŞILDAMA.
Yenn bunu görünce çok şaşırmıştı, KUTSAL KARA ZİNDAN.
Zhuxin direk ışınlandı ve kara zindan sadece ışıldama tekniğinin oluşturduğu küçük güneşi kapsadı. Dışarıya sızamayan ani ölüm radyasyon tekniği boşa gitmişti.
Zhuxin bunun işe yaramadığını görmüş ve çok fazla baskılanma kaybetmişti. ona bakıyordu.
Zhuxin kılıcını ters çevirdi yine, Ama Yenn yine ileri atıldı. Onun kılıcını tutmak istedi. Zhuxin kılıcı bırakıp havaya sıçradı. Aklında bir plan vardı çünkü.
Yenn kılıcı bozmaya çalışırken kendisi havada elini ona yönlendirdi, İPLİK.
fışşş.
aşırı hızla bir ip ileri doğru gitmiş ve tam Yenn'in sağ gözünden içeri girmişti. Yenn acıya dayansa da elini sağ gözüne götürdü. Şaşkındı çünkü böyle bir intikam beklemiyordu.
Zhuxin yere indi ve ona dik dik bakmaya başladı, daha bitirmedim.
Anında ileri atılırken Yenn sinirle bağırdı, daha ne yapacaksın ha?
Yenn onu durdurmak için baskılanmasını devreye soktu. Ama Zhuxin onun baskılanmasından daha fazla enerji kullandı.
Darbe minimuma indi çünkü fark çok azdı. Kılıcı eline sadece bir çizik olacak kadar girmişti. Yenn bunu gördü ve sırıtmaya başladı, elimdesin!
Yenn elini ona yöneltti, esinti!
FOOOOĞĞĞŞŞŞŞŞ..
Delicesine hızda ilerleyen rüzgar oluştu. Zhuxin bu rüzgarın etkisi ile uçmaya başladı. Çok hızla yer değiştiriyordu. O kadar hızlıydı ki orman bitiverdi. Artık bir denize kadar gelmişti bile.
-Deniz mi?
Yenn havada belirdi ve elini ona doğru savurdu. Bu sırada iki tane kılıç misali rüzgar Zhuxin'e yönlendirildi. Zhuxin donuk gözüyle bakarken baskılanmasını devreye soktu. bu kılıç misali rüzgarlar onu kesemedi ama itme gücü yüzünden denize düştü.
Yenn havada rüzgarı sayesinde durmayı başardı. Denize girmek istemiyordu çünkü rüzgar denizin içinde pekte etkili olamazdı.
Zhuxin yavaşça yükselmeye başladı. En sonunda Yenn'in karşısında durmayı başardı. Yenn bu sırada tek bir şey düşünüyordu. İkisi de tek göz kalmıştı.
-hava da durabiliyor mu?
Zhuxin hafif bir sırıttı ve söyledi. Artık bu tekniği kullanmak istiyordu. Çünkü buna denk bir rakibinin olduğunu görebiliyordu. Ama bu tekniği yüzünden biraz egosu da devreye girmedi değildi.
-SAF İNDİRGEME!
Bunu duyar duymaz Yenn'in surat ifadesi değişti ama anında Zhuxin kelimelerine devam etti,
-SINIRSIZ AĞ DEĞİRMENİ!
Gözle görülemeyecek sayıda, her şeyi kesip biçen tonlarca ip yukardan salınmaya başladı. O kadar fazlaydı ki bu ipler gözünün önünde sanki tonlarca örümce ağının olduğunu görür gibi olurdun. Her şeyi kesip biçerdi bu ipler ve bir istisnası yoktu.
Yenn ne ara kılıcın ters durup tekniğin şartları yerine getirildi anlamıyordu ama. Zhuxin denizin dibini boylarken bunu yapmıştı.
Teknik tam ve yüzde yüz aktifliğini korumazken ve yapı taşı tam anlamıyla tamamlanmadan, Yenn Zhuxin'e tam öldürme arzusu ile ileri atıldı. Avucunu açtı ama hava bile kızıl misali renk saçıyordu.
BİR KAPTANIN İNDİRGEME TEKNİĞİ, HAVANIN RENGİNİ Mİ DEĞİŞTİRİYORDU?
Zhuxin'e doğru avucunu açtı ama, sayılamayacak iplik çoktan yeryüzüne inmişti. Bu inme aşırı hızlıydı. Bütün bir orman ve her şey, ipler yüzünden kesilmiş. aşırı fazla ip yeryüzüne yağmur gibi yağmıştı ve kesmeye devam etmişti. Ve artık ormanın kapsadığı alan olan yer küre artık gözükmüyordu. Yok edilmişti. Yenn en az bin parçaya ayrılarak hayata veda etti.
Zhuxin'in yapı taşı denizin içindeydi bu yüzden görülemedi. Ama büyü yasasına göre görüş alanı mesafesi içinde oluyordu. Yenn sadece Zhuxin'in denize girmesi ile, göremediği şeyler yüzünden yenilmişti. Ama Zhuxin'in aldığı yara da ağırdı, sonuçta tek gözü kör olmuştu.
Yapı taşı bozuldu ve havanın rengi normale döndü. Zhuxin havada öylece duruyorken ışınlanma kullandı ve yok edilmeyen ve orayı kapsamayan yer yüzüne indi. Aslında bunu yapmak istememişti ama yaptı.
Etrafına baktı. Yürüyordu ve kimseyi göremiyordu. Gözünü kaybettiği için üzülse de, bir safkanı indirmeyi başarmıştı. Bu da kendisine bir umut vermişti.
İlk yorum yazan sen ol!
Henüz yorum yapılmadı