Bu önsöz gerçekten beni derinden etkiledi. Karakterin yaşadığı travmatik olaylar o kadar yoğun ki, okurken insanın içi burkuluyor. Bir çocuğun, kendi ailesini böyle bir trajediyle kaybetmesi ve ardından hem fiziksel hem de ruhsal olarak bu kadar büyük bir değişim geçirmesi, hikayeyi daha da çarpıcı hale getiriyor. Cezaevinden kaçıp özgürlüğe koşma çabası, aslında hem kurtuluş hem de son derece hüzünlü bir yolculuk.
Ama asıl etkileyici olan, intihardan sonra başka bir dünyada karanlık bir tanrının mirasını devralma kısmı. Burada hikaye bambaşka bir yöne gidiyor ve bu gerçekten çok heyecan verici. Karakterin karanlık ama bir o kadar da güçlü bir geleceğe adım atması, tam bir fantezi dünyası açıyor. Ayrıca, her şeyin o karanlık temaya rağmen bir şekilde tatlı bir sona bağlanacakmış gibi hissettirmesi de hoş bir ayrıntı.
Genel olarak, böyle ağır ve karanlık bir hikaye anlatılırken insan bir yandan da karakterin içsel yolculuğuna tanık oluyor ve empati kuruyor. Eğer devamı bu şekilde derin ve sürükleyici olursa, bu kitap kesinlikle ilgimi çeker.