Birkaç gün daha evde kaldık, babası ile ne konuşacağımıza karar verdik. Daha sonra şöför bizi evden aldı ve Wayne’nin evine götürdü.

Babasının odasına girdiğimizde çok sinirli görünüyordu, Wayne arkamda saklanıyordu. “Yine sen, yine sen!” Babasına cevap veremiyordum, bende en az Wayne kadar korkuyordum ama kendim için değildi, Wayne içindi. “Bakın—“

“Kes sesini, Wayne ile beni yalnız bırakacaksın.” Başımı iki yana salladım ve reddettim. “Bunu kabul etmeyeceğim, seni onunla yalnız bırakmam.” Sinirle güldü ve ayağa kalktı. Karşıma geldi, gözlerimiz buluştu. “Sen kimsinde benimle böyle konuşuyorsun?”

“Aidan Acker.” Bana bir tokat attı, ona dönüp tekrar baktım. Wayne yerinden sıçrayıp öne atılmıştı ama onu tuttum. “Eğer sinirini çıkaracak birisi arıyorsan, o kişi benim. Wayne zaten zor bir dönemden geçiyor, onu döverek daha da moralini bozmana izin vermeyeceğim.” Tekrar güldü, adamın kanı kaynıyor olmalıydı.

“Ne kadar vasıfsız bir oğlansın lan sen?“ Cevap vermedim ve sadece yumruklarımı sıktım. “Baban kim senin?”

“Babam yok.” Kaşlarını çattı. “Annene söyle o zaman, buraya gelsin.”

“Annemde yok. Kimsem yok, sadece Wayne var. Onuda elimden almana izin vermeyeceğim.” Sinirle çenesini tutarak ovaladı. “Onu senin elinden alacak ben miyim sence? Halk kendisini öldürmesini istiyor, açıklama yapması gerekirken saklanıp duruyor.”

“Senin suçun.” Tekrar göz göze geldik. “Tüm bunların sorumlusu sensin, biliyorsun değil mi? Eğer bu çocuğa bir şey olursa bil ki senide yakacağım, onun ardından seni gönderirim, anladın mı? Milletvekili demem alayınızı pişman ederim.”

Wayne beni uyarmak için bileğimi tuttu ve çekti. “Bırak.” Bileğimi çekerek geri aldım. Babasına geri döndüm. “Beni tehdit ediyorsun, öyle mi? Yürek mi yedin?”

“Aynen öyle. Hiç kimsem yok benim, laf yapmıyorum.” Tişörtümü kaldırdım ve yara iziyle vücudumdaki diğer izleri gösterdim. “Görüyor musun? Dediğim şeyler şaka değil, bu kazada oldu hepsi, ailemin öldüğü. Daha yeni babaannemi kaybettim. Sence benim kaybedecek bir şeyim var mı?”

Sessiz kaldı, bir şey demedi. “Bu çocuğa tekrar bir şey yap, bir elini kaldır, her şeyini kamuoyuna yayacak, anladın mı? Wayne salak olabilir ama ben değilim.” Wayne beni cimciklediğinde ona baktım, salak dediğim için sinirlenmiş olmalıydı. “Ne var, öylesin. Adam kamuoyundan korkuyor, niye bunu ona karşı kullanmadın?”

“Denemedim mi sence?” Babasına döndüm, dişlerini sıkıyordu. “O zamanlar yalnızdı, işe yaramamış olabilir. Ama artık ben varım.” Wayne’ye döndüm ve elimi sırtına koyarak onu ittirdim. “Gidelim hadi.”

Babası bize seslendi. “Yarın basına açıklama yapacaksın! Duydun mu?!”

“Tamam.”

Odadan çıktığımızda içeriden yüksek sesli bir gümbürtü geldi. Güldüm. “Keşke bunu daha önce yapsaydım.”

“Teşekkür ederim.”

“Hadi sahile gidelim, biraz kafa dağıtmak istiyorum. Heather’ı da çağırırız, bugün izin günü.” Başını sallayarak onayladı. Evden çıktığımızda şöför ona nasıl olduğunu sordu. “Aidan sayesinde daha iyiyim.” Bana gülümseyerek baktı, saçlarını karıştırdım.

Yine de kendimi hâlâ suçlu hissediyordum. Ayağımdaki taş çözülmemişti. Babasını halletmiştik ama halk’ı nasıl halledeceğimiz hakkında hiçbir şey yoktu aklımda.

Wayne için halk her zaman vahşi bir kurt gibi olmuştur, saldıracak bir şey bulduklarında asla durmazlar. Açıklarını ararlar, doğru an için beklerler, o an geldiğinde ise hiç acımayarak katlederler.

Bu halk’ın içinden bazı insanlar uysal bir kurt gibi olacak ama diğerleri vahşi kurt olmaya devam edecekler, gözü dönmüş bir kurt olacaklar. Masum kuzunun bacağını kapıp bırakmayacaklar, ona acı çektirip öldürene kadar ısıracaklar.

Arabaya bindik, şöför sahile sürdü. Sahile gelmeden önce kendimize üç soğuk bira aldık. Heather bizi orada çoktan bekliyordu, meraklı ve telaşlıydı, babasının Wayne’ye ne yaptığını merak ediyordu.

“Sonunda geldiniz, n’oldu? Bir şey var mı bir yerinde?” Heather, Wayne’yi kontrol etmeye başladı. Kollarına bakıyor, yüzünü tutmuş bir sağa bir sola çeviriyordu. “İyiyim, bir şey olmadı.”

“Emin misin? Neden bana hiç haber vermediniz? Öldüm meraktan!”

“Babasıyla konuştuğumuz gibi buraya geldik, neden haber verelim? Geldik işte.” Heather ağır gözlerle bana baktı. Wayne’ye sarıldım, o da bana geri sarıldı. “Her şey yoluna giriyor.” Heather’ı da bize sarılması için çağırdım ama o elimi ittirdi. “İstemiyorum.”

“İyi.” Wayne’ye iyice sarıldım, o da sımsıkı sarıldı. “Yarın basın açıklamasından sonra daha da iyi olacak.” Başını sallayarak onayladı. Çekildi ve yere oturduk. Poşeti açarak herkese biralarımı uzattım. “Kimse yok değil mi lan? İyi bakın etrafa.”

Üçümüzde baktık, hava zaten karanlıktı Wayne’nin tanınması zordu. Sohbet ettik, güldük eğlendik. Wayne asla komik olmayan şakalarından bahsetti, Heather okulunun ilk günlerinden bahsetti.




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu