Wayne ile sahilde indik. Bugün çoğunluğun mezuniyeti olduğu için çokta kalabalık değildi. Birlikte kumsala ilerledik ve yere oturduk. Karnım öyle bir ağrıyordu ki şu an kesinlikle bir ağrı kesicisine ihtiyacım vardı. Elimi karnıma koydum.

“Çok fena çuvalladım.” Denizi seyrederken başımı Wayne’ye çevirdim. “Neden çuvallayasın? Senin suçun yok.”

“Babam öğrenirse mahvoluruz, Jacksonlar çoktan habercilere her şeyi anlatmıştır.” Derin bir iç çekti. Morali epey bir bozuktu. Kolumu onun omzuna attım. “Ben halledeceğim, merak etme.”

“Nasıl yapacaksın?” Bana döndü ve göz göze geldik. “Akşam babanla konuşacağım, her şeyi olduğu gibi açıklayacağım. Sen hiçbir şey yapmadın, onlar sürekli seni zorbalıyordular ve yine yaptılar, sırf basına rezil etmek için.” Başını sakin deniz dalgalarına geri çevirdi. “Jackson nasıl bir herif ya? Böyle bir şeyi nasıl yapabilir? Üstelik mezuniyetini bu kadar önemserken?”

“Belgesi sonuçta çıktı, bir şey olmayacağını zannediyor ama baban kesinlikle bunun altında kalmaz, sınavını mahveder. Nasıl bir hırs yaptıysa şerefsiz.” Sessiz kalarak cevap vermedi. “Moralini bozma.” Kolumu onun omzundan çekerek sigara paketimden bir dal aldım ve yaktım. Onu Wayne’ye uzatarak kendime bir yenisini yaktım.

İkimizde dalgaların sesiyle sessizce sigara içmeye başladık. Sanki birbirimize demek istediğimiz bir şeyler vardı ama kimsenin diline gelmiyordu.

“Özür dilerim.”

“Özür dilerim.” İkimizde aynı anda söylediğimizde birbirimize baktık. “O gün adilik yaptım, ağzıma gelmeyecek şeyler söyledim. Seni kırmak istememiştim.”

“Sorun değil haklısın. Bende sözümü tutmadım ve seni düşünemedim. Dediğim şeyler içinde üzgünüm.” Gülümseyerek sigaramın külünü düşürdüm.

Telefonum çaldığında arayan Heather’dı. Açarak kulağıma koydum. “Hey.” Ağlıyordu. “Aidan… ne yapacağız?” Hemen aklıma babaannem geldi. Sigarayı attım ve korkarak n’olduğunu sordum. “Babaannen… kalp krizi geçiriyor…” Ayağa kalktım. “Ne diyorsun sen? Doktorlar geldi mi?”

“Evet, bayağıdır müdahale ediyorlar… sürekli durup geri çalıştı ama şu an hiçbir… tepki vermiyor!” Wayne n’olduğunu sorup duruyordu. “Tamam, geliyoruz.” Telefonu kapattım. “Gidelim hadi.”

Onun omzuna vurdum ve birlikte koşmaya başladık. Hızlı koştuğum için sürekli ayakkabılarım kumda kayıyordu. Kaldırıma çıktığımızda gelen geçen hiç taksi yoktu. “Hadi! Hadi!!!!! Hiç mi taksi yok??!”

Wayne telefonunu çıkarıp şöförünü aradı. “Çok hızlı ve acil bir şekilde sahile gelmelisin! Çok acil!”

“Sikerim babamı, umrumda değil çabuk ol! Aidan’ın babaannesi kötü durumda, hızlı olman lazım!” Telefonu kapatıp cebine attı. Benim omzumu tutarak sıvazladı. “Sakin olmaya çalış.”

“Deniyorum… deniyorum…” Hiç taksi gelmiyordu. On dakika geçmişti, Wayne’nin şöförü hemen karşımızda durduğunda arabaya atladık. “Çabuk ol, çabuk!” Bacağımı sallamaya başladım, ellerimi ısırırken aklıma gelmemesi gereken şeyler geliyordu. Oraya vardığımda babaannem ölmüş olacaktı.

Wayne elimi tuttu ve ağzımdan indirdi. Bacağımın üzerine koyduğunda elimi tutup sıkmaya devam etti. Bacağımı sallamayı kestiğimde tutmaya devam ediyordu. Ona baktım. Başını salladı.

“Daha hızlı ol lan!” Aceleyle sürmeye başladı. Hastaneye geldiğimizde kapıyı açarak çıktım. Wayne de arkamdan geliyordu, kapıyı kapattı ve hastaneye girdik. Merdivenlerden ikişerli bir şekilde çıktım. Odasının önüne geldiğimde Heather ağlamaya devam ediyordu. Ona baktım ve omuzlarını sımsıkı tuttum. “Bir şey oldu mu? Bir gelişme var mı?”

Cevap vermedi, kapının açıldığını duyduğumda çabucak oraya yöneldim. Doktor içeriden çıktığında bir şeyler söylesin istedim, derin bir iç çekip suratını ovalıyordu. “Siktirin gidin lan.”

“Üzgünüz Aidan.” Doktoru ittirdim. “Elinizden gelen bu mu? Nasıl doktorlarsınız siz?” Hemşireleri ittirdim ve babaanneme baktım. Cihazın sesi kulaklarımda yankılanıyordu, sesler boğuklaşıyordu. Babaannemi tutup salladım. “Babaanne, uyan! Uyan yalvarıyorum!” Gözlerimden yaşlar akmaya başladığında hıçkırmaya başladım. Daha da salladım. “Babaanne! Uyanmalısın! Beni böyle bırakamazsın! Sen olmadan nasıl yaşayacağım? Nasıl döneceğim eve! Kalk!”

Beni çeken hemşireyi ittirdim. “Uyan.” Hıçkırarak yere çöktüğümde yüzümü onun koluna yasladım. Kolunu tutarken hıçkırmaya devam ettim. “Nasıl döneceğim? Neden bırakıyorsun beni?… Bencillik yapma ve kalk! Kalk!” Wayne beni tutarak çektiğinde babaannemden ayrılamıyordum. Güçlükle beni çekmeye devam ediyordu.

“Bir şeyler yap, uyansın.” Wayne’ye baktım. Aynı şekilde ağlıyordu, eğilerek bana sarıldı ve yüzümü omzuna yasladı. “Ellerinden geleni yaptılar.” Hıçkırmaya devam ettiğimde saçlarımı okşadı. Heather yanımıza gelerek bize sarıldı.

Babaannem morga götürülmek için kaldırıldığında ayağa kalkarak görevlileri tuttum. “Yapmayın, lütfen, yalvarırım. Götürmeyin. Babaannem soğukta çok üşüyor, üşümesin diye sürekli çalışırım. Lütfen. Yalvarırım, lütfen götürmeyin.” Wayne beni tekrar çektiğinde çarşafla üstünü örttüler, müdahale edecektim ama Wayne beni bırakmıyordu. Yatakla birlikte odadan çıkardılar. “Lütfen…”




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu