Bana yine enjeksiyon yaptılar, uyandığım anda nefes alamadığım için bir sakinleştirici ve bir paliperidon.

Bu sefer sakin bir uykudan uyandığımda Alina yatağın kenarına oturmuş kalkmamı bekliyordu. Sanki annem başımdaydı, kahvaltıya ya da okula gitmem için beni uyandırıyordu.

Bana baktı ve gülümsedi. “Daha iyi misin?” Başım ağrıyordu, gözlerimi ovaladım ve oturur bir pozisyona geçtim. Başımı sallayarak onayladım. “Bana kâbusundan bahsetmek ister misin?”

“İstemiyorum. Sadece buradan gitmek istiyorum. Burası benim cehennemim oldu, bu duvarlar bana dar geliyor artık. Burada kalmak istemiyorum.” Dudaklarım kurumuştu, sanki uyurken Wayne’nin kalması için bağırıp durmuştum.

Kenardaki bardağa uzanıp suyu başıma diktim. “Yarın kontrollerin olacak, eğer gerçekten gitmeye hazırsan ve bende bundan eminsem buradan gidebileceksin ama bunun garantisini veremem Aidan. Seni öylece göndermek istemiyorum, sana yazdığımız ilaçları içip içmeyeceğinden hiç emin değilim.” Boşalan bardağı eski yerine geri koydum.

“İçeceğim, hayatıma devam edeceğim.” Alina beni dikkatle dinlemeye başladı. “Üstümdeki sorumluluğu ve vicdan azabını bir türlü atamıyorum, suçluluk duygusu ile boğulup duruyorum. Bunu hiçbir tedavi düzeltmeyecek. Ancak Wayne’nin benden istediği son şey buydu, hayatıma devam edip asla vazgeçmemem. Onun için yaşayıp ruhunu her zaman benimle birlikte yaşatacağım. O gitti, ne kadar istemesem bile hayatıma devam etmek zorundayım.”

Alina gülümsüyordu. Yumuşak, sıcak eliyle benim elimi tuttu ve sıvazladı. “Aidan, hiçbir şey senin suçun değil, bunu bilmelisin, kendine haksızlık etme. Sen daha çocuksun, yaşadığın şeyler hafif değil ama gerçekten güçlüsün ve özelsin. Kendini suçlayarak veyahut vicdan azabı çekerek hayatında hiçbir şey değişmeyecek, eğer kabullenirsen hayatta daha da mutlu olursun.”

“Hayatta mutlu olmak bana bencilce geliyor, yapamam. Eğer kabullensem bile hiçbir şey değişemeyecek, ben bir daha asla mutlu olamam, denemeyeceğim bile. Bir insan bir kere ölüyor, ben birinde dirildim, ikinciye gücüm yok.”

“Eğer birincide dirildiysen, ikincidede bunu yapabilirsin. Birlikte yapabiliriz Aidan, herkes her zaman ikinci bir şansı hak eder derler, o şansı hak ediyorsun. Kendine ikinci bir şansı vermelisin.” Elini ittirerek çektim ve ona baktım. Başımı iki yana salladım. “Israr etme, bu asla olmayacak. İstesem bile olmaz.”

***

Koltukta öylece uzanırken etrafı seyrediyordum. Bir yerlerde tekrardan Wayne’yi görmeyi umuyorum ama o asla bir daha gelmeyecek. Sadece resimlerde ve anılarımda kaldı.

Alina içeri girdiğinde karşı koltuğa oturdu, yüzünde yine sıcak bir ifade vardı. Elinde dosyası vardı. Biraz karıştırdı ve bana baktı. “İki ay boyunca sana uyguladığımız enjeksiyon’a ve ilaçlara iyi bir tepki veriyorsun, vücudun tedaviyi kabul etti. Bu ilaçlara verdiğin düzenli yanıtlar senin taburcu olabileceğini gösteriyor.” Gözlerim parıldadı, buradan çıkacaktım! Oturur bir pozisyona geçtim ve tüm dikkatimi ona verdim.

“Ama buradan çıktığında ilaçları içmeyi kesmeyeceksin. Üç adet ilaç yazdık, sana ayda bir yaptığımız, halüsinasyon, paranoya, sanrılar gibi psikotik belirtilerin devam etmesin diye enjeksiyonun tableti, duygularını ve travmalarını bastırmak için antidepresan ve uykusuzluğun için sakinleştirici. Bunları düzenli kullanacaksın ve iki haftada bir, en az bir iki yıl sürecek kadar psikiyatri polikinliğine geleceksin.”

İç çektim ve gözlerimi devirdim. Sırtımı koltuğa yasladım. “Yani hâlâ sizin gözetiminizde kalacağım, öyle mi? Bu hastaneden çıktım sayılmaz ki. Hem ya kontrollere gelmeyi reddedersem ne yapacaksınız?”

“Kontroller senin iyiliğin için Aidan, ilaçları düzensiz bir şekilde alırsan psikolojik durumun tekrardan aynı duruma dönebilir. Biz sadece ilaçları düzenli alıp almadığını kontrol edeceğiz, eğer düzenli almazsan tekrardan kendine ya da etrafa zarar verme gibi durum oluşabilir; bu da demek oluyor ki yasal müdahale uygulanacak. Seni tekrardan tedaviye almak zorunda kalacağız.”

“Hay sikeyim ya.” Eğer buraya tekrar yatmak istemiyorsam o ilaçları düzenli bir şekilde içmem gerekiyordu. Ne kadar süre kullanacağımı bilmiyordum ama buradan gerçekten nefret ediyordum, sanki Wayne, burda ne kadar durursam bana o kadar kızıyormuş gibi hissediyordum. “İlaçları düzenli kullanacağına söz verebilir misin? Seni içim rahat edecek bir şekilde gönderebilir miyim buradan?”

Başımı yere eğdim ve biraz düşündüm. “Evet, bana güvenebilirsin.” Ona baktığımda gülümsedi. “Sanki buradan çıktığımda hastaneye gidecekmişim gibi hissediyorum, Wayne bir şekilde iyileşmiş beni bekliyordu güneşli bir günde, bahçede. Koşa koşa gidiyorum, onu gördüğümde duruyorum ve soluklanıyorum. Sonra dayanamayıp koşa koşa ona sarılıyorum. Gülmeye başlıyor, nefes alamadığını söylüyor. Çekiliyorum ve ağlamaya başlıyorum ona bakarken. Ela gözleri parıldarken onları da ne kadar özlediğimi fark ediyorum. Yüzünde saf bir gülümseme var, tertemiz ve çok mutlu. Sonuna her şey yoluna girmiş gibi.”

Bu anı gözlerimi kapatıp hayal ettiğimde gülümsemeye başladım, gözlerim yaşarmıştı. “Ama buradan çıktığımda patronum ve Heather beni kapıda bekliyor olacak, Heather bana sarılacak. Wayne değil. Hava kapalı olacak, soğuk soğuk esecek rüzgâr. Belki de senin dediğini yapmam gerekecek, Wayne’nin mezarını ziyaret edip onunla son bir kez vedalaşmam gerekecek. Ama bunu ne zaman yapabilirim bilmiyorum, sanki onun mezarına değilde, kendi mezarıma gidiyormuş gibi hissediyorum. Tüm hayatım, tüm neşem, tüm anılarım orada gömülü. Bunu nasıl yapabilirim bilmiyorum Alina.”

“Acelen yok Aidan, hazır olduğunda onu ziyaret etmelisin. Eminim bu seni rahatlatacaktır.” Başımı sallayarak onayladım. “Ne zaman buradan çıkacağım?”

“Yarın. Heyecanlı mısın?” Başımı iki yana salladım. Belki de beni bekleyen Heather değilde Wayne olsaydı heyecanlanırdım. Sanki buradan çıktığımda kötü bir kâbustan uyanacakmışım gibiydi.




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu