Hastane çıkışına kadar Alina bana eşlik etti. Tam da tahmin ettiğim gibi Heather ve patronum Antony, beni arabanın önünde bekliyordu. Wayne’nin bana aldığı saati bileğime geri taktım, abimden kalan kolyeyide tekrar boynuma geçirdim. Kolyeyi okşayıp saati düzelttim. Tek kolumdaki çantayı düzelttim ve onlara baktım, daha beni fark etmemişlerdi.
Gözlerim ister istemez ortalıkta Wayne’yi aramıştı. Kabullendim ama istemiyordum, bir yerlerde hâlâ onu görmek istiyordum.
Antony beni gördüğünde Heather’a söyledi, Heather arkasını döndüğünde gözleri parıldadı, kocaman gülümsedi ve üzerime koşmaya başladı. Boynuma atladı ve sımsıkı sarıldı. Yavaşça beline sarıldım, oldukça zayıflamıştı. Ama iyi görünüyordu.
“Offf ya, seni nasıl özlediğimi anlatamam!!” Bir anda ağlamaya başladığını fark ettim. Onu ittirdim ve çekilerek ona baktım. “Niye ağlıyorsun? Buradayım ya işte.” Kaşlarını çattı ve göz yaşlarını sildi. “Hâlâ aynı öküzsün.”
Alinaya döndüm. “Teşekkür ederim.” Başımı salladım, o da gülümsedi. “Kontrollere gelmeye unutma, tamam mı? İlaçlarını düzenli iç.” Başımı sallayarak onayladım.
Antony’ye baktığımda göz göze geldik, kollarını göğsünde birleştirmişti. Kalçasını arabaya yaslamıştı, yanına ilerlemeye başladım. Arabadan çekildi ve elini uzattı. Tutarak tokalaştık, elimi tuttu, kendine çekti ve sarıldı. Sırtıma gülerek vururken konuştu. “Bana attığın o kafadan dolayı özür borçlusun, biliyorsun değil mi?” Çekilip ona baktım ve başımı eğdim. “Haklısınız, özür dilerim. Farkında değildim.”
“Şimdi iyisin ya, problem yok. Özlettin kendini.” Başımı salladım. “Gidelim mi?” Onayladı ve birlikte arabaya bindik. O sırada Heather, Alina ile sohbet ediyordu. Patronla arabaya bindik ve kornaya çaldı, Heather veda ederek arabaya bindi.
Her zaman ki gibi öne oturdum, Heather arkadaydı. Antony arabayı sürmeye başlamışken Heather bana nasıl olduğumu sorup durdu. “İyiyim, daha iyi. Normalim artık herhalde.”
“Sana nasıl davrandılar orada? Kötü müydü? Üstüne geldiler mi? Çok sessizleşmişsin, benimle konuşmuyorsun. Bana mı kızgınsın yoksa? Özür dilerim, ben sadece senin iyiliğin için yapmıştım. Daha iyi olmanı istiyordum, karşımda eriyip—“
“Yeterli Heather. Kızgın falan değilim. Ayrıca hastanede iyi davrandılar bana, bir sıkıntı yok.” Sustu. Patronum bana baktı, bende ona baktım. “Değişmişsin.” Başımı cama çevirdim ve dışarıyı seyretmeye başladım. “Öyle mi?”
“Wayne gitti, giderkende yanında neşeli, gürültülü eski Aidan’ı götürmüş.” Heather yüksek sesli bir şekilde patronumuza katıldı. “Ne bekliyordunuz? Wayne öldü diye hayatıma devam etmemi falan mı? Hastaneye yattım ve tüm eski benliğimi kazandım mı? Buraya kadar, daha fazla mutluymuşum gibi davranmayacağım; bunu yapmaktan bile yoruldum.”
İkiside bir şey demedi. “Arabayı sürmek ister misin?” Ona baktım. Araba sürmeyi bana Antony öğretmişti, canım ne zaman sıkkın olsa bana her zaman arabayı kullandırtırdı. Çünkü arabası çok iyiydi ve beni motive ederdi, harika bir BMW modeliydi. “Hayır, istemiyorum. Eczaneye gidebilir miyiz? İlaçlarımı almam gerekiyor.”
Başını salladı ve onayladı. En yakın eczaneye gittik, ilaçlarımı aldık ve evin yoluna koyulduk. İkiliyle hastanede geçirdiğim süreçten ya da benim nasıl olduğumdan konuşup duruyorduk, genelde onlar soruyordu. Bu konu hakkında konuşmaktan çok sıkılmıştım, neredeyse arabadan atlayacaktım. “Restorandın işleri nasıl?”
“Bayağıdır yoksun, yeni elemanlar aldık ama sen gittikten sonra işler çok durgun.” Patrona baktım. “Geri dönmen için değil bu evlat, kendini ne zaman hazır hissedersen o zaman işe geri dönebilirsin. Döndüğünde senin için iyi haberlerim var, önceden dediklerimi artık uygulayacağım.” Başımı pencereye geri çevirdim. Büyük ihtimalle beni müdür falan yapacaktı. Ya da müdürlüğe yakın bir şey.
“Bana acıdığın için mi?”
“Hayır, artık kurulu bir düzenin olsun diye. En azından masa silmekten başka bir görevin olur. Seni daha iyi hissettireceğine eminim, inat etme ve iyice düşün. İşe döndüğünde daha detaylı konuşuruz.” Cevap vermedim. Ne yaparım, ne ederim bilemedim.
Buradan, bu kasabadan çekip gitmek istiyordum, uzaklaşmak istiyordum. Ama bir yandanda bunu yapamayacak gibi hissediyordum, çünkü Wayne ile olan tüm anılarım burada. Onu orada yalnız bırakmamışım gibi şimdide ölüsünü arkamda bırakıp gidemem, daha fazla bencilce davranmak istemiyorum bu hayatta.
Ne Heather benle konuşuyordu, ne ben onunla. Benimle konuşmak için çabalamıştı ama ben sadece cevap verip durduğumdan sohbetimiz ilerlememişti. Aslına bakılırsa artık birileriyle konuşmak, tanışmak, sohbet etmek bile korkutucu geliyordu. Sanki hayatımda kimi bir yere koysam gidecekmiş gibiydi.
Heather’ı da bu yüzden kendimden uzak tutmalıydım.
Eve geldik. Ailem öldü, bu evin karşısında durdum. Babaannem öldü, tekrardan bu evin karşısında durdum. Bu sefer öleceğini asla düşünmediğim Wayne öldü ve yine bu evin karşısında duruyorum. Sevdiğim herkes toprağın altındayken ben bu evin karşısında, kanlı canlı duruyorum sürekli.
Çantamdan çıkardığım anahtarı deliğe sokarak açtım. İçeri girdim. Temiz hava doluydu, etraf topluydu ve içerisi aydınlıktı. “Senin için topladık, daha temiz ve daha güzel.” Heather’a bakıp teşekkür edercesine başımı salladım. “Güzel olmuş, ellerinize sağlık.”
Ayakkabılarımı çıkarıp ceketimi askılığa astığımda çantamı yere koydum. En son buraya girdiğimde Wayne koltukta uyuyakalmıştı, ya da bir aralar öyleydi.
İçerisi çok sessizdi ama bir çok anı vardı. Her bir köşede. Mutfakta üçümüzün yaptığı yemekler, Wayne ile koltukta uyuyakalışlarımız; yerde oturmuş televizyonda izlediğimiz saçma sapan bir film. Wayne’nin babası her habere çıktığında sövüşlerimiz. Kavgalarımız, fikir uyuşmazlığımız… her şey. Babaannem her zaman kızardı televizyonun önündeki sehpada yemek yediğimizde ama biz her zaman Wayne ile burada yere oturup yemeklerini yerdik.
Koltuğa oturdum. Heather’a döndüm. “Sigaran var mı?”
“Ben sigara kullanmıyorum ya Aidan.”
“Pardon.” Wayne’nin her zaman vardı.
Antony paketini çıkardı ve bir sigara ile çakmak uzattı. Heather camı açtığında sigarayı yaktım ve bacaklarımı sehpaya uzatırken küllüğü kucağıma alıp başımı arkaya yasladım.
Hastane boyunca hiç sigara içemedim.
İlk yorum yazan sen ol!
Henüz yorum yapılmadı