“Bu ilaçları kullanmalısın, daha ne kadar süre reddedeceksin? Bunu yaparak sadece kendine zarar veriyorsun.” Koltukta uzanırken Alina karşımdaydı, birkaç haftadır hiçbir ilacı içmiyordum ve onunla sadece terapi yapıyorduk.

“Aidan, sen zeki bir oğlansın, ne yaşadığının sende farkındasın, kendine bazı şeyleri kabullendirmen gerekiyor. Aileni kaybettiğinde ne yaptın?” Bacağımı dizimin üstüne attım ve ellerimi başımın altına koydum.

“Beni kurtaran babaannemdi, genellikle ailemin ölü cesetlerini etrafta görürdüm, kâbuslarımda o kazayı defalarca kez yaşardım. Bana ait olmayan bu canın bedelini ödemek zorunda kalırdım. Bu zamana kadar ne yaşadıysam üzerimde taşıdığım bu ağır sorumluluktan.”

“Üzerinde hiçbir sorumluluk yok, olması gereken oldu, abin kendi rızası ile seni kurtarmak istedi.” Sessiz kaldım. “Abinin ölmesi senin suçun değil, eğer burada olsaydı hiç pişman olmadığını sana söylerdi.” Yutkundum, hiçbir şey dememeye karar verdim. Belki öyle olabilirdi ama ben bir türlü bu şekilde hissedemiyordum.

“Birkaç gündür uyumadığını görüyorum, neden uyumuyorsun?”

“Her seferinde aynı kâbus.”

“Bana biraz bahseder misin?” Gözlerimi kapattım. “Wayne ile ilgili. Onun evindeyiz, odasındaki lavaboda onu kanlar içinde buluyorum, bileklerini ilk yan yan kesmiş sonra üstlerinden dikey bir şekilde kesmiş. Bu şekilde dikilmelerinin daha zor olacağını biliyor, işini garantiye almak istemiş. Onu kucaklayarak evden çıkarıyorum, merdivenlerden indiriyorum, öncesinde ceketimi onun kollarına sarmışım, kanama yavaşlasın diye.”

Gözlerimden yaşlar aktı, bacağımı dizimin üzerinden indirdim ve başımın altındaki ellerimi yüzüme yasladım, ağlarken birinin beni seyretsin istemiyorum. “Heather yanımda, ambulansın gelmesini beklerken Wayne’yi kucağıma almışım, sımsıkı tutuyorum onu çünkü bırakırsam kollarımın arasından uçup gidecek.”

“Derin nefes al.”

“Hüngür hüngür ağlıyorum ama bir yandanda gülüyorum, iyi olacağını söylüyorum, Wayne’nin iyi olacağını kendime defalarca kez tekrarlatıyorum. Uzanıyorum, sıcak almına uzun bir öpücük konduruyorum. Ambulans geliyor, ambulansta kalbi duruyor ama geri çalıştırılıyor. Birlikte hastaneye gidiyoruz, hâlâ elini sımsıkı tutuyorum gitmesin diye.”

“Aidan. Sakin ol.”

“Sonra uyanıyorum, etrafa bakıyorum, bunun sadece bir kâbus olduğunu anlıyorum ama Wayne burada mı diye görmek istiyorum, sonra onu görüyorum, burada ve benimle; rahatlıyorum.” Şiddetle çarpan göğüsüm rahatladı, gözlerimi açtığımda onun yüzünü görünce sakinleştim oturur pozisyona geçtim. Dirseklerimi dizlerime yasladım ve ellerimi yüzüme koydum.

“O kâbusu görmek istemiyorum, defalarca ve defalarca buna katlanmak zorunda olmaktan nefret ediyorum.” Alina bir süre sessiz kaldı, kucağında duran defterine baktı. Kalemi defterin üzerine koydu ve ellerini üstüne yerleştirdi. Arkasına yaslandı, bana baktı.

“Aidan, belki de gerçekten bununla yüzleşme zamanı gelmiştir.” Kaşlarımı çattım. “Sende bunun farkındasın, onun bir kâbus olmadığını biliyorsun. Bunların gerçekten yaşandığını biliyorsun.”

“Kes sesini, gerçekten yaşanmış olsaydı hatırlardım, ailemin ölümünü hatırladığım ve kabullendiğim gibi. Bu sadece bir kâbus, böyle bir şey yaşanmadı, Wayne benimle birlikte.”

“Bilinçaltın sana o günü hatırlatmaya çalışıyor, Wayne’nin ölümünü kabullenmediğin için o gün sana sadece bir kâbusmuş gibi geliyor.”

“Saçmalamayı kes, sende herkes gibi konuşuyorsun.” Başını iki yana salladı, hâlâ çok sakin bir pozisyonda oturuyordu. “Ben sadece sana yol gösteriyorum, benim amacım bu. Sana yardım ediyorum. Wayne’yi burada tutarak eline ne geçecek? Yaşadığı bu zalim dünyada onu daha fazla tutarak ona zarar vermiyor musun? Gitmesine izin vermeyerek bu zulme katlanmaya devam etmesini mi istiyorsun?”

Wayne’yi burada zorla tutuyormuşum gibi hissettirdi bana, öfkemin damarlarımdan geçtiğini hissetmeye başladım. Saçlarımı ovalayarak yüzümü kapattım. “Sus artık, böyle konuşma.”

Sırtını koltuktan çekti ve dikleşti. “Wayne eğer kalmak isteseydi bu yolu tercih eder miydi Aidan? O gün gerçek olmasaydı, kâbusun bu kadar net olur muydu?” Öfkem vücudumda durmaya dayanamayarak kendini serbest bıraktı, Alina’nın üstüne bilinçsiz bir şekilde fırladığımda kendini savunmaya geçmişti. Vücudumu ittirmeye çalışıyor, omuzlarımı elimle sıkıyordu. Kolumla boğazına baskı yaparken onun gözlerine bakakaldım. “Yalan söylüyorsun, herkes gibi, herkes gibi sende onu benden almaya çalışıyorsun.”

“Ben seni… kurtarmaya… çalışıyorum.” Hemşireler odaya daldığında beni geriye çektiler. Alina boğazını tutup sıvazlarken öksürüyordu. İki kişi kollarımdan beni tutarken, bir diğeri karşımdaydı. Enjektöre bir sıvı doldurmaya başladı. Beni bırakmaları için çırpınmaya çalıştım ama bir türlü yapamıyordum.

Alina, hemşirenin elinden enjektörü kaptı, havayı aldı ve bana baktı. “Koltuğa oturtun, sen bacaklarını tut.” Gülerken başımı iki yana salladım. Erkek hemşireler bir hayli güçlüydü, bu halimle onlara asla karşı koyamazdım. “Sakinleştiricilerden bıkmadın mı? Beni bununla iyileştirebileceğini mi sanıyorsun?”

Bana yaklaştı, sehpaya oturdu ve şortumu sıyırarak uyluğumu açtı. “Hayır Aidan, bu sakinleştirici değil.” Kaşlarımı çattım. İğnenin ucunu uyluğuma soktuğunda yavaşça ilacı kaslarıma saldı. “Paliperidon, sana iyi gelecek. Farkına varmanda yardımcı olacak.”

“İstemiyorum…”

“Üzgünüm, kendine böyle acı çektirmene göz yummayacağım.” İğneyi uyluğumdan çıkardı ve hemşirenin verdiği pamukla baskı yaptı. “Bana başka çare bırakmadın ama emin ol bu senin için daha iyi olacak.”

“Neden bana bunu yapıyorsunuz?” Hemşireler beni bıraktığında koltukta öylece oturmaya devam ettim. Kalkmaya mecalim yoktu, sadece arkama yaslanıp oturmak istiyordum. Başımı arkaya yasladım. “Eğer sizin dediğiniz olsa bile neden onunla kendi dünyamda yaşama iznim yok?” Gözlerimden usul usul yaşlar aktı, yanağımdan süzüldüler.

İlaç başımı döndürüyordu, beni sersemletiyordu. “Çünkü o dünyanın içinde yaşamak sana sadece zarar veriyor.” Başımı kaldırıp Alina’ya baktım. Elindeki pamuğu hemşireye uzattı. Elini yüzüme koyup yanağımı okşadı. “Seni o dünyadan çekip kurtaracağız. Bu Wayne’yi senden koparmak anlamına gelmiyor, bu Wayne’yi artık özgür bırakman gerektiği anlamına geliyor. O gitse bile her zaman seninle, anılarının içinde yaşayacak.”




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu