Okula geldik. Wayne’nin omzuna kolumu sardım. “N’apıyorsun?”
“Arkadaşın değil miyim?” Sessiz kaldı. Dersin ortasında sınıfa girmiştik. Bu kadar geç kaldığımız için özür diledik. Ayrıca kendimi sınıfa tanıttım ama herkes beni zaten tanıyordu.
Duvar tarafına, Wayne’nin arkasındaki sıraya oturdum. En arkadaydık. Wayne’yi tehdit eden çocuklar ona bakıp duruyordu. Wayne onlara bakmıyordu. Önündeki arkadaşları ile konuşuyordu.
Ama Wayne’nin eski arkadaşları o kadar konuşuyorlardı ki hoca defalarca uyarmasına rağmen susmuyorlardı. Diğerleri dersini dinleyemiyordu. “Aloo! Size susun diyor duymuyor musunuz lan!” Herkes ve onlar dahil bana dönüp baktılar. “Susun dedim size.”
Sustular. Wayne bana döndü. Bende ona baktıktan sonra başımı sıraya koydum. “Videoları silmeleri için ne yapacaksın?” Sırtını duvara yaslayıp bana baktı. “Teneffüste görürsün.”
Bir süre sonra zil çalmıştı. Birkaç kişi dışarı çıkarken arka kapıdan koridora gitmek için ilerleyen Wayne’nin hasımlarının önüne burnumu kaşıyarak geçtim. “Ne istiyorsun?”
Dört kişilerdi. Hepsi benden ürkmüştü. “Sen Jackson’sın değil mi? Bunların arasında senin sözün geçiyor.” Başıyla onayladı. “Herkes çıksın!” Sınıfa bağırdım. “Duymuyor musunuz! Çıkın dedim lan size!” Herkes birkaç saniye içinde çıktı.
Wayne arkamdaydı. Sınıfta altı kişiydik. “Ne yapacaksın? Beni mi döveceksin? Dört kişiyiz, ne yapabilirsin?” Onu tutarak fırlattım ve sıralara çarparak yere düştü. Arkadaşlarından birisi bana saldırmak için bir yumruk savurduğunda eğilip altından geçtim ve burnuna vurdum, diğerinin ise hemen karnına. Dördüncüye baktığımda korktuğunu gördüm.
Jackson’a yaklaşarak eğildim. Saçını tutup bana bakmasını sağladım. “Ne istiyorsun?”
“Wayne’nin sende bir videosu varmış.”
“Ne— neyden bahsediyorsun? Yok öyle bir şey.” Güldüm. “Bana yalan söyleme lan! Kendisi söyledi! Videoyu paylaşacağız diye tehdit edip çocuğun paralarını yiyormuşsunuz! O parayla ne boklar yediğinizi tahmin edebiliyorum.”
Bir şey demedi. “Göster o videoyu.” Wayne konuştu. “Aidan.”
“Göster Jackson.” Wayne bir şey demedi. Cebinden çıkardığı telefonundan videoyu açtı ve bana çevirdi.
Işıklı ve gürültülü bir ortamda Wayne bariz bir şekilde uyuşturucu çekiyordu. İki yanındada kız vardı. Uyuşturucuyu gösterip, “Harika lan bu!” diyordu. Wayne’ye dönüp baktım. Utanıp başını eğdiğinde Jackson’a dönüp telefonu elinden aldım. Hemen videoyu sildim. Çöp kutusundanda.
“Videoyu sildim ve eğer, eğer bu videonun yayınladığını görürsem ya da bir başka yedeği olduğunu öğrenirsem telefonu kafanda kırar, sana yediririm. Wayne’ye başka bulaşmayacaksınız, yoksa karşınızda beni bulursunuz. Suratınızı dağıtırım. Duydun mu?”
Başını korkuyla salladı. Telefonu onun suratına fırlatarak ayağa kalktım. “Hepiniz iğrençsiniz. Tek onlar değil Wayne, sende öylesin. Biriniz para için tehdit edersiniz, diğeriniz zıkkım içer.” Başımı iki yana salladım. Sınıftan çıktım, Wayne arkamdan koştu. “Aidan!”
“Wayne!” Durdum ve ona baktım. Yanıma geldi. “Ne bu tripler?”
“Sinir oldum sana, yediğin boka bak.”
“Yediğim boktan sana ne.” Başımı iki yana salladım. “Aptalsın, her şeyin çözümü uyuşturucu değil, biliyorsun değil mi?”
“Benim için öyle.” İç çekerek ilerledim. “Nereye gidiyorsun?”
“Eve, zaten geç kalmıştık okula.” Benim yanıma koşarak bana yetişti. “Beni yalnız bırakma.”
“Niye? Sildim videoyu işte.”
“Yine de bırakma, dayak yemek istemiyorum.”
“Sende gel benimle o zaman.” Başıyla onayladı. Birlikte okuldan çıktık ve bir parka geldik. Birlikte sigara içtik. “Nasıl herkes senden bu kadar ürküyor?”
“Bilmem. Ürküyorlar işte biraz üzücü bir şey ama iyi dövüştüğümü biliyor olsa gerekler. Zamanında okuldaki tüm zorbaları dövüyordum.” Böbürlenerek söyledim. “Peki ya arkadaşlarınla neden konuşmayı kestin?”
“Aslında ben kesmedim, ikisi sevgili olduğundan beri suratlarıma pek bakmıyorlar.” Kolumu onun omzuna sarıp kendime çektim. Sigara neredeyse onun üzerine düşüyordu. Korktu. “Hem artık sen varsın, benim yeni arkadaşım.” İç çekti. “Bence sende hiç şikayetçi falan değilsin.”
Sessiz kaldı. “Ama ya sen?” Kolumu çektiğimde dönerek bana baktı. “Ne?”
“Riskli olduğunu bile bile neden uyuşturucu içiyorsun? Hemde klüplerde, kamera önlerinde.”
“Videoya çektiklerini bilmiyordum. Ayrıca kafamı boşaltıyor, kullanmadığımda etraf sessizleşiyor. Hakkımda bilmediğin çok şey var.” Güldüm. “Kafanı boşaltmak için son çare uyuşturucu mu? Mesela ben çalışarak, dövüşerek falan yapıyorum, denesene.”
“Neden çalışayım? Hem o da haber olur, kamuoyun diline düşecek aptalca bir şey yapmamalıyım.”
“Hah, böyle diyorsun ama klüplerde kamera önlerinde, iki yanında kadınla, on yedi yaşında uyuşturucu çekiyorsun. Sana bir kere kafanı temizleyecek, al, unutursun her şeyi diye uzatmışlar sende içmişsin sonra ona inanıp bağımlısı olmuşsun.”
“Seni—“
“Ne var? Öyle değil mi? İki uyuşturucu çekince dertlerin kaybolmuyor, onları düzeltmek için çabalayınca kayboluyor.”
“Hiçbir şey bildiğin yok, boş boş konuşma.” Sessiz kaldım. “Seninde hiçbir şey bildiğin yok Wayne, bende çok şeye katlanmak zorunda kaldım. Çok huysuzsun. Bence bu kadar göt korkusundan sonra uyuşturucunun yanına bile yaklaşmamalısın.”
“Hala klüplerde uyuşturucu çektiğimi mi sanıyorsun? Bırak uyuşturucuyu, klübe bile girmiyorum.”
“Vay be.” Gözlerini devirdi. “Hadi kalkta bize gidelim.”
“Ne?”
“Babaannem çok iyi yemek yapar, seni onla tanıştıracağım.” Güldü. “Ya hadi, gel.” Onayladı ve kalktık. “Aaaaa! Siktirrr!” Bileğinden tutup koşmaya başladım. “Aidan! Ne yapıyorsun!?”
“Otobüs! Otobüssss!”
“Ya şöförü çağırırız, ne otobüsü!” Otobüs durduğunda hemen binip kartımdan iki tane bastım. “Dostum—“ Ona döndüğümde kapüşonunu başına çekmiş başını aşağıya eğmişti. Saklanmaya çalışıyordu. “Aahh, doğru… Alkollü mekanlarda utanmıyorsun ama otobüste utanıyorsun, ah dünyam vah dünyam.”
Birlikte bir koltuğa oturduk, o cam kenarına geçti. “Otobüste suratını gizliyorsun, ama okulun devlet okulu.”
“Arkadaşlarım için oraya geçmiştim.”
“Bence senin için pekte arkadaş değiller, eminim ki paran için kullanıyorlar seni.”
Sessiz kaldı, o da bunu biliyor olmalıydı. “Neyse, önemli değil. Artık biz kankayız, heh!” Yine bir şey demedi, genel olarak sessiz bir oğlandı. Ya da şu anlık çekingen davranıyordu.
Eve geldiğimizde yine saklana saklana inmişti. Anahtarla kapıyı açarak içeriye girdim. “Babaanne, ben geldim.” Ayakkabılarımı çıkarıp ceketimi astım. “Amanın Aidan, erken gelmişsin oğlum.” Gülümseyerek yanaklarını öptüm. “Zaten birkaç saat geç kalmıştım, erkenden geleyim dedim. Ha babaanne, bu arkadaşım Wayne.”
“Merhaba.”
“Hoş geldin oğlum, gel hadi içeri.”
“Yemek yaptın mı babaanne?”
“Evet~ en sevdiğinden hemde.” Babaannem içeri geçerken Wayneye dönüp baktım. Ayakkabılarını çıkarıp montunu asmıştı. “Babaannem ile tek yaşadığımı da biliyor olman gerek.”
Başını sallayarak onayladı, benim hakkımda çoğu şeyi öğrenmiş olmalıydı. “Ebeveynlerin..”
“Evet, öldüler.” Derin nefes aldım, alışmıştım ama hala çok zordu.
Birlikte içeri geçtik. Mutfaktaki masaya oturduk. Bir şey söylemedi. Bende pek konuşmak istemedim. Babaannem sıcak yemekleri önümüze koydu, mis gibi kokuyordu, neredeyse ağzımın suyu akacaktı.
“Ellerine sağlık babaanne! Ben başlıyorum!” Hızla yemeğe başladım.
“Daha iki saat önce yemek yemiştik, nasıl bu kadar acıktın?”
“Aidan hep böyledir, yemek yemeden duramaz. Özellikle benim yemeklerime karşı koyamaz. Al bakalım, bunlarda senin Wayneciğim.”
“Teşekkür ederim efendim.” Waynede yemeğe başladı. Ağzım doluyken konuştum. “Ahh boboonno gono horoko yopmosson.”
Güldü. “Ağzına yemek varken konuşmasana!” Dedi Wayne. Babaannem de ona hak verdi. Koca lokmamı yuttum. “Ne var! Kendimi tutamadım!”
Yemekleri yedik, daha sonra Wayne kalkması gerektiğini söyledi. “Ben gitmeliyim artık, yemek için çok teşekkür ederim.” Babaannem gülümseyerek rica etti ve vedalaştılar.
Kapı önünde ayakkabılarını giyerken ciddi bir ses tonu takındım. “Wayne, uyuşturucu konusunu düşün tamam mı? Bırakmaya çalış, gerekirse canın çektikçe beni çağır. Hemen gelirim, kafanı dağıtırım, tamam mı?”
Sessiz kaldı. “Bir şey deseneeeee.”
“Tamam… deneyeceğim.” Gülümsedim. “Konuşuruz sonra tamam mı? Bir şey olursa çalıştığım yere gelebilirsin, biliyorsun yerini zaten.” Başını sallayarak onayladı. “Hoşçakal.”
“Bayy.”
İlk yorum yazan sen ol!
Henüz yorum yapılmadı