Üç sene geçti, on beş yaşındayım. Liseye geçmiştim. O günden sonra bir daha intihar etmeye kalkışmadım, babaannemi öyle gördükten sonra ve bana dedikleri şeylerden sonra korktum. Cesaret edemem. Denemedim bile.

Biraz dövüş sanatlarına yatkınlaştım, babaannem kafamı dağıtmam için sporlarla ilgilenmemi söylemişti.

Her ne kadar karnım ağrısa bile severek dövüşüyordum. Çünkü biraz olsa bile düşünmek zorunda kalmıyordum, iyi oluyordu.

Lise ikideydim ve derslerim berbattı ama okulda çoğu kişi beni tanıyordu, bazı kişilerle aramızda samimiyet vardı. Hatta en yakın arkadaşlarım, Eva ve Ethan, genelde onlarla takılır olurdum.

Okulda pek zorba yoktu ancak olanları da kendimce hallederdim. Üç sene boyunca spor ile ilgilendim ve bu boşuna değildi. İnsanlara yardım etmeyi seviyordum, masum bir insanın dayak yemesine asla izin vermezdim!

Ayrıca spor ile ilgilendiğimden dolayı vücudum biraz daha gelişmişti, boy atmıştım ve az çok yapılanmıştım.

Ancak babaannemin emekli maaşıyla geçinmek zorlaşmaya başladı, reşit olmadığım için beni işe alan hiçbir yerde yoktu. Bu yüzden hırsızlık yapmaya başlamıştım, kendimden bu yüzden nefret ediyordum. Ancak kendime şöyle bir söz verdim, “Bir gün çaldığım her şeyin iki katını onlara geri vereceğim.”

Mirasımı kullanamıyordum fakat kullanabileceğim yaşa geldiğimde hepsini geri ödeyeceğim.

Babaannem bu paraları nereden bulduğumu soruyordu, ben ise bir işe girdiğim hakkında yalan söylüyordum. Belirli bir saatte evden çıkıp belirli bir saatte geri dönüyordum, sanki çalışıyormuşum gibiydi.

Babaanneme yalan söylediğim içinde kendimden nefret ediyordum. Hatta utanıyordum, bir gün öğrenirse bana çok kızacağınıda biliyorum ve öğrenecektide. Ama bunu yapmam gerekiyordu, aç kalıp hastalanmasına izin veremezdim. Ya da duş alamayıp pis gezmesine izin vermem.

Kendisine yeni kıyafetler ve eşyalar almasını istiyorum çünkü benim hayatımı kurtaran kadını, bana bir anne olan babaannemi kraliçeler gibi yaşatmak istiyorum.

Şapkamı takarak kapüşonumu kafama çektim. Akşam saat dokuzdu, market neredeyse kapanacaktı ve kimse yoktu. Bu saatlerde genelde etrafta sakin olurdu.

Camdan içeriye baktığımda çalışan yaşlı bir kadın gördüm, dudağımı ısırdım ve emin olup olmadığımı düşündüm. “Ahh, sikeyim ya, neden bir teyze olmak zorunda ki?..”

Vazgeçmek üzereydim ama bugün babaannem faturayı ödeyememişti. “Geri vereceksin Aidan, geri vereceksin tamam mı? Teyze fark etmeyecek bile, bunu babaannen için yapıyorsun…”

Derin bir nefes alıp içeri girdim. Teyze gülümseyerek hoş geldiğimi söyledi. “Of ya… yapamayacağım.”

“Ne dedin genç?” Yutkundum ve gülümseyerek ona baktım. Ne yapacağım… ne yapacağım… “Hoş…hoş buldum dedim…” Ellerimi cebime koyarak ilerlemeye başladım. Reyonları gezerken rastgele bir ürün seçtim.

Kasaya ilerlerken tüm kalbimi suçluluk duygusu kaplıyordu. Ürünü teyzenin önüne koydum, cebime elimi atıp az kalan paramı çıkardım.

Ama ürün verdiğim paradan ucuzdu, bu yüzden para üstü verecekti.

Teyze parayı alıp kasayı açtığında hemen kasanın önündeki bir şeyi devirerek yere dökülmelerini sağladım. “Ahhh! Özür dilerim! Özür dilerim…”

Teyze gülümsedi ve yere baktı. “Önemli değil, olur öyle.” Kasa açık kaldığında eğildi, hızla kasaya uzandım ve tüm parayı topladım.

Hemen parayı cebime attım ve marketten çıktım. Ellerim titriyordu, kendimi kusacak kadar kötü hissediyordum. Arkama baktığımda teyzenin çoktan fark ettiğini anladım. Dudağımı ısırdım.

Hemen kaçmaya başladığımda teyze bağırmaya başlamıştı. “Yardım edin! O çocuk paramı çaldı! Yardım edinnn!”

“Çok özür dileriiiimmmm! Aaaahhh!” Bağırdığımda koşmaya devam ettim ama arkama baktığımda çoktan iki yetişkin peşime takılmıştı.

Daha önce hiç böyle olmamıştı, gözlerim genişlediğinde daha hızlı koşmaya başladım. “Gel lan buraya!”

Önüme döndüğümde karşıma çıkan koca kaldırım taşına çarptım ve yere düştüm. Dizlerim acıdı ve avuçlarım soyuldu. İki yetişkin, kalçamın üstüne oturduğumda çoktan karşımda belirmişti.

Bu sefer çok kötü çuvalladım.

Biri yumruk attı, diğeri cebimi karıştırıp tüm parayı aldı. Birkaç yumruk daha attığında patlamış dudağımı sildim. “Özür dilerim… gerçekten özür dilerim… parayı geri vere-“ Karnıma bir tekme attığında bağırdım, yaram inanılmaz bir şekilde acımıştı.

Evet dövüşle ilgileniyorum ama bu ikisi koca adamlardı! Ayrıca iki kişilerdi, onlara asla karşılık veremezdim! O kadar da güçlü değildim…

“Parayı geri verecekmiş utanmadın mı lan yaşlı kadının marketini soyarken!” Tekrar karnıma vurduğunda nefesim kesildi, sanki yaram patlayacaktı.

“Tüm para burda mı? Ha! Burda mı!?” Nefesimi toplarken karnıma sarılmıştım. Birkaç defa öksürdüm, yarama inanılmaz bir ağrı saplanmıştı tekrar. “Evet… evet yemin ediyorum, hepsi orada…”

Biri beni kaldırdı. “Göster.” Hırkamın fermuarını açtım ve kıyafetlerimi salladım. Bol paçalarımıda salladığımda bir şey düşmemişti. “Ayakkabılarını çıkar.”

“Ne ara sokmuş olabilirim? Hemen kaçmaya başladım.” Elini kaldırıp vuracakmış gibi yaptı. “Çıkar dedim lan!”

Korktum. Hemen ayakkabılarımı çıkardım ve aşağıya doğru salladım. Bir şey düşmedi. “Gördün mü? Yok işte.” Adam kabullendiğinde ayakkabılarımı geri giydim.

“Lütfen polise haber vermeyin… lütfen. Yemin ediyorum bir daha yapmayacağım.”

“Çocuk reşit değil, bırakalım gitsin. Yazık.”

“Olmaz, aynısını tekrar yapacak. Polise söylemesek bile iyice dövmemiz lazım.” İkisi aralarında bir tartışmaya girdi. Eğer şimdi kaçmazsam başım fena halde belaya girecekti, üstelik babaannem öğrenecekti.

Ama kaçarsam da az önce ne olduğunu biliyorum, kesinlikle bu ikisi beni yine yakalar. Ve şu an yapacaklarından daha fazlasını yaparlar.

“Reşit değil, hem özür diledi, bir daha yapmayacak. Tüm parayı da geri verdi, bırakalım gitsin. Döversek bizim de başımız belaya girer.”

Diğeri, bir diğerine göre daha insaflı davranıyordu.

“İyi.” Gülümsedim. “Bir şartla.” Telefonunu çıkardı ve beni çekmeye başladı. Arkadaşının cebindeki paraları çıkardı ve kameraya gösterdi.

“Bu çocuk bir yaşlı teyzenin marketinden para çaldı, şapkanı ve kapüşonunu çıkar.”

“Yapma-“

“Çıkar!” Çıkardım. “Bu çocuğu görürseniz dikkatli olun. Yoksa değerli eşyalarınız kaybolur. Reşit olmadığı için polise şikayet edemiyoruz, ben onu dövdüm ve adam ettim. Bir daha yapmayacaksın, değil mi?” Başımla onayladım.

“Yapmayacağım.” Telefonu indirdi. “Git şimdi.”

“Ne yapacaksın o videoyla.”

“Haberlere vereceğim, bu sayede bir daha yapamayacaksın.” Bu daha da kötüydü! İlerde işe girmeme bile engel olurdu! “Hayır, hayır lütfen. Lütfen yapmayın.” Gülümsedim.

“Bakın ailem öldü, babaannem ile tek yaşıyorum. Faturayı ödeyemediği için evde üşüyoruz, reşit olamadığım için işe de giremiyorum. Eğer bu videoyu paylaşırsanız hiçbir yer beni işe almaz, lütfen. Lütfen yemin ederim, bir daha asla yapmayacağım.”

İnsaflı olan diğerini tuttu. “Bırakalım gitsin, yazık çocuğa.” Diğeri çok kaba görünüyordu. Sanki iyi polis, kötü polislerdi.

“Niye inanıyım ona, bende iki saniyede senaryo uydururum.”

“Senaryo değil, gerçekten!” Gözlerim dolmaya başladı, yaptığım şey için oldukça pişmanlık duymaya başladım. “Lütfen yalvarırım! Babaannemin açlıktan ölmesine izin veremem ya da üşümesine izin veremem!”

Ağladığımda biraz vicdana geldiler. “Gerekirse gelin babaannem ile tanışın ama lütfen ona bir şey çaktırmayın, çok üzülür! O teyzeye de yemin ederim bir işe girdiğimde ya da ailemin mirasını kullanabildiğimde geri verecektim!”

Biraz sessiz kaldılar. “İyi tamam.” Güldüm. “Teşekkür ederimmm! Teşekkür ederim!!!” Göz yaşlarımı sildim, neredeyse sarılacaktım.

Yumuşak görünümlü bana fazlasıya acımıştı. Omzumu tuttu. “Bir iş arıyor olmalısın değil mi?” Başımı sallayarak onayladım. “Gel benim dükkanımda çalış ama eğer paramı çaldığını fark edersem seni fena pataklarım, ona göre.”

Gözlerim parıldadı. “Gerçekten mi?!” Onayladı. “Telefonunu ver bakayım.” Çıkarıp verdim ve bir şeyler yazmaya başladı. “Bu benim numaram, akşam sana adresi ve kaçta gelmen gerektiğini yazacağım.”

Adama sıkıca sarıldım. “Çok teşekkür ederim efendimmmmm!!!!!! Size çok minnettarım!!!” Güldü. “Tamam, tamam. Ama sakın bir daha böyle bir şey yapmayacaksın.”

Çekildim ve bir asker gibi selam verdim. “Söz veriyorum, bir böyle bir şey yapmayacağım!” Omzumu sıvazladı. “Yarın görüşürüz o zaman.”

“Görüşürüz efendim!” İkiside uzaklaştılar ve geldikleri yöne gittiler. Teyzeye parayı geri vercek olmalılardı.




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu