Aynı günün akşamı çıkmama on dakika kalmıştı. Heather bugün erkenden çıkıp bütün işleri bana kitlemişti, çok yorulmuştum. En sonunda her yeri temizledim ve dükkanı kilitleyip çıktım.

“Ahhhh, sonunda ya… hiç bitmeyecek sandım!” Bir sigara yakarak içmeye başladım. Tam ilerlemeye başlayacakken Wayne’nin geldiğini gördüm. “Aaaa! Wayne’m gelmiş!” Gülümseyip el salladım. Yaklaştıkça yüzünün düşük olduğunu ve yanağının morardığını gördüm. Gülüşüm soldu ve kaşlarımı çattım. “Lan… bu ne? Kim yaptı bunu?”

“Sakin ol.”

“Kim yaptı diyorum.”

“Babam.” Kaşlarımı çattım. “Ne?” Elimde ki sigarayı aldı ve içti. “Oturalım mı biraz?” Başımı sallayarak onayladım. Dükkanın yakınındaki bir parka yürüdük. Banka oturduk. “Nasıl yaptı? Neden yaptı?”

Sigarasını içerken hiçbir şey söylemedi. “Wayne.”

“Seninle arkadaşlığımı kesmeyeceğimi söyledim. Sonra kavga etmeye başladık, en sonunda yine yaptı yapacağını.”

“Yine? Bunu sık sık yapıyor mu?” Tekrar bir sigara yaktığını gördüm. Diğerini yürürken bitirmiş, üstüne bir tane daha yakmış ve onuda bitirince bunu yakmıştı. Canı sıkkınken çok sigara içtiğini fark ettim.

Soruma cevap vermedi ama bu evet demek oluyordu. “Onu şimdi varya!” Ayağa kalkacakken beni tuttu. “Aidan, ne yapabilirsin? Ona karşı hiçbir şansın yok, liseli değil ki, milletvekili. Kincidir, sana taktı mı seni öldürür ve üstünü kolay bir şekilde kapatır. Hem merak etme, alışkınım ben.”

“Alışıkınım da ne demek ya? Neden kamuoyuna yayınlamıyorsun?!”

“Evet, mantıklı! Yayınlayayımda beni daha çok dövsün, hatta sokağa atsın değil mi? Merak etme dedim ya, önemli değil.” Böbürlenerek konuştum. “Nasıl merak etmeyeyim ya… Seni hiç önemseyen bir arkadaşın olmadı mı?!

“Hayır.” Sessiz kaldım, bir şey diyemedim. “Yarın okula nasıl gideceksin?”

“Kapatıcı sürerim, belli bile olmaz. Daha önce çok yaptım.”

“Ahhhh, inanamıyorum ya! Kaçırayım mı seni? Ha? Babaannem sana da bakar, he? He? Olmaz mı? Tabii sen fakir hayatı yaşamak istemezsin, değil mi?”

“Fakir falan değilsin, emin ol elimde olsa senin hayatını yaşamak isterim. İnsanlar zengin baban var diye mutlu sanıyorlar.”

“Wayne, sen bu yüzden mi… uyuşturucuya başladın?” Başını sallayarak onayladı. “Babamla her kavga ettiğimizde sinirlerim bozulur içerim.”

“Şimdi?..”

“Hayır, yapmadım. Yanına gelmem gerektiğini söyledin, bende öyle yaptım. İyi geldi.”

“He he, gerçekten iyi bir arkadaşım.” Gülümsedim. Aramızda biraz sessizlik oluştu, ama ben o sesizliği yine bozdum. “Dostum, bizde kalsana bugün.”

“Ne? Emin misin?”

“Evet, ne olacak ki?”

“Babam… gerçi babam evde olup olmadığımı fark etmiyor…”

“Eee, gel işte!” Biraz çekindi ama sonrasında onayladı. Birlikte ilerlemeye başlamışken saate baktım. “Ahh ya, otobüsü kaçırmışız.”

“Ne otobüsü ya? Şöförü çağırıp gideriz, hemen şurada zaten.”

“Zengin olmanın en iyi yanlarından.” Telefonunu çıkarıp adamı aradı ve parka gelmesini söyledi. Adam hemen geldi ve arabaya binerek bizi eve götürdü. İnerken, “Babama hiçbir şey söylemiyorsun, tamam mı?”

“Merak etmeyin Bay Wayne.”

“Sabah aynı okul saatinde gel.” Onayladı ve indik. Kapıyı anahtar ile açarken sordum. “Baban benimle konuşmamı istemiyor, eğer devam edersen seni daha çok dövecek. Ne yapacaksın?”

“Babamla seni tanıştırıp iyi bir insan olduğunu göstermem gerekiyor, eğer seni tanırsa seni seveceğini düşünüyorum.” Güldüm. N’oldu, dercesine bana baktı. “Babanın beni sevmeyeceğine yemin edebilirim.”

İç çektiğinde içeri girdik. Babaannem uyuyordu, sessizce odaya çıktık. “Nereden biliyorsun? Seni bir kere ben sevmişim—“

“Ne?”

“Ne, ne?”

“Ne dedin sen az önce?”

“Seni bir kere ben sevmişim dedim—“ Hızla elimi onun boynuna sardım ve kendime çektim. “Ahh, n’apıyorsun?!”

“Benim canım arkadaşım! Beni sevdiğini biliyordum, ahhhh! Günlerdir kendime bunu sorup duruyordum, Wayne acaba beni seviyor mu, sevmiyor mu diye! Biliyordum işte, biricik arkadaşım!!” Saçlarını karıştırdım, kaçmaya çalıştı ve becerdide. Saçları dağılmıştı. Hemen düzeltti.

“Yapmasana, saçlarımı bozuyorsun.” Parmaklarıyla saçlarını düzeltmeye devam etti. Güldüm.

Yanağındaki morluğu tekrar gördüğümde suratımı astım. “Ahhh, şunu gördükçe kanım kaynıyor.” Sessiz kaldı.

Dolaptan yatak yapmak için bir yorgan çıkardım, onu yere serdikten sonra üstüne yastık koyup bir de örtünmek için battaniye attım. “Sen yatakta yat, ben yerde yatarım.”

Bütün gün fazladan çalıştığım için inanılmaz yorgundum, yattığım gibi uyuyabilirdim ama Wayne ile biraz vakit geçirmek istiyordum. “Sana kıyafet vereyim.”

“Sorun değil, bunlara yatabilirim.”

“Babaannem kirli kıyafetlerle yatağa girilmesinden nefret eder.” Dolaptan bir tişört ve kapüşonlu çıkardım. Ona uzattığımda tuttu ve suratını ekşitti. “Lan, sen benden iğreniyor musun? Kirli değiller daha iki gün önce yıkandı!”

“Yoksa o kumaş sende kaşıntı mı yapıyor?”

“O ne be?”

“Zenginler öyle değil mi? Kumaş seçmiyor musunuz?” İç çekti ve üstünü çıkarmaya başladı. Sırtındaki morlukları gördüğümde gözlerim irileşti. Gövdesindede birkaç tane vardı, hatta bacaklarındada. “Yuhhh.”

“Ne?”

“Babanı döveyim mi? Sorun değil, birkaç ay yatarım.”

“Kes sesini Wayne, babaannen ne yapacak? Hem sadece birkaç ay yatacağını falan mı sanıyorsun?” Ne yazık ki o haklıydı, babasıyla ters düşmemeliydim. Dediği her şey mantıklıydı. Hemen konuyu dağıtmaya çalıştım.

“Hayır, gerçekten neden suratını ekşittin? Benden nefret mi ediyorsun? Kıyafetimden hastalık mı kapacaksın?”

Verdiğim kıyafetler ona biraz büyük gelmişti, sonuçta benden biraz ufaktı. Bu onu komik ve sevimli gösteriyordu.

“Az önce seni sevdiğimi söyledim ya Aidan, bir anlığına oluşan mimikti. Sen hep böyle alıngan mısın?”

Yerden ayağa kalkıp tekrar saçlarını karıştırdım. Beni itekledi.

“Benim biricik dostum!”

“Yapmasana ya!”




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu