“Ne zamandan beri sadece Wayne’nin sözünü dinler oldun! Birazda beni dinlesene!”

“Çünkü Wayne beni dinler oldu, sen yokken o benim ailem oldu. Burada beni yapayalnız bırakmadı.”

“Yapayalnız bırakmadı mı? Wayne burada değil Aidan! Kaç defa söylemem gerekiyor?! İki ay önce öldü o! Kollarını kesti, intihar etti! Kendi ellerinle onu evden çıkardın!” Tanrım, bu çok kötü bir fikirdi. Çok kötü bir fikirdi! Neden bunu söyledim? Kaşlarını çatıp üstüme yürüdü tekrar. “Ne dedin sen?” Beni öldürecek… beni öldürecekkkkkk!

Yakamı tutup duvara yasladı, diğer bir eliyle saçımı tutarak çekti. Acıyla sızlandım. “Wayne eğer öldüyse nasıl görüyorum onu? Nasıl ona dokunuyorum? Nasıl benimle konuşuyor, ha!?” Bağırdığında sıçradım. “Sende diğerleri gibisin, yalan söylüyorsun! Beni korkutmaya çalışıyorsun, Wayne’yi kıskanıyorsun, onu benden almaya çalışıyorsun!” Gözlerimi sımsıkı kapattım, beni öldürmemesini diledim.

“Neden böyle bir şey yapayım? İkinizde benim arkadaşımsınız! Sadece senin için endişeleniyorum! Onu kaybettiğim gibi senide kaybedemem!” Saçlarımı ve yakamı bıraktı. Birkaç adım geriye gitti. “Bizden uzak dur Heather.” Kaşlarımı çattım, kafam karıştı. “Ne?”

“Seni görmek istemiyorum. Wayne’nin öldüğünü düşünüyorsun, kafayı mı yedin sen?” Güldüm, sinirlerim bozuldu. Kafayı yiyen ben miydim? Yoksa o muydu? Kim kafayı yemişti?.. Yoksa ben gerçekten yedim mi? Ya Wayne ölmediyse?… “Çık. Geri gelme bir daha. Bir daha görmek istemiyorum seni.”

“Aidan—“ Kolumdan sıkıca tuttu ve sürüklemeye başladı. Kolumu çekmek için direndim ama çok sıkı tutuyordu, canımı oldukça yakıyordu. “Bıraksana!” Kapıyı açtığında onu ittirdim ve kolumu çektim. “Bencil piç seni, ben senin iyiliğini düşünüyorum!”

“Ya he, siktir git hadi.” Sırtımdan beni ittirdi ve evden kovdu, kapıyı kapattı. Ağzım açık kaldı. Bir süre kapıya bakakaldım. “Şaka mı yapıyor bu ya?” Kaşlarımı çattım ve saçlarımı düzelttim. “Ne hâlin varsa gör be! Geber orada, umrumda bile değilsin!”

İçeriden hıçkırık sesleri duyduğumda suratımdaki ifade yumuşadı. Derin bir iç çektim, ağlamamak için dişlerimi sıktım. “Aidan, özür dilerim.” Kapıya yaklaştım ve yere oturdum. “Seni oradan çıkarmak için elimden geleni yapacağım, sen iste ya da isteme. Seni kurtaracağım, duydun mu?”

“KAYBOL GİT LAN!” İçeriden Aidan’ın sesi yükseldiğinde yerimden sıçradım. “Öküz.” Ayağa kalktım ve kalçamı çırptım. “Uyuz ya.”

BÖLÜM NOTU

bu bölümde birkaç sıkıntı çıkmış anlamadım tekrar kontrol edince fark ettim biraz kısa o yüzden kusura bakmayın 55. bölümün devamı direkt. :”




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu