Heather sıklıkla bize geliyordu. Yaz tatiline girdiğimiz için işe artık sabahları gidebiliyorduk, akşama sadece biz kalmıyorduk. Ama patronum bana iki hafta dinlenmem için izin vermişti, bu yüzden sürekli evdeydim.
Babaannemin eşyalarını toplayıp ihtiyaç sahiplerine verdim, dolapta küflenmiş yemeklerini çöpe döktüm. Masaya resmini koydum ve koltuğa oturdum.
Heather benim için onun kanlarını yerden temizlemişti, yastığa bulaşan kan lekesi ile uğraşmamayı tercih ederek çöpe atmıştık. Birazdan gelirdi, birlikte Wayne’nin basın açıklamasını seyredecektik. Bittiğinde ise hemen yanımıza gelecekti, yani bize öyle söylemişti.
Yaşadığımız yerde sosyal hizmetler bana destek göstererek beni evden almayacaklarını söylediler. Onlarla konuştuk, yaşıma göre ne kadar olgun olduğumdan bahsettiler. Bu yüzden sosyal hizmetlerin denetimi altında evde yalnız yaşayabilecektim. Zaten birkaç ay sonra reşit olacaktım.
Heather kapıyı çaldığında kalkarak açtım. “Hoş geldin.”
“Hoş buldum, başladı mı?” Ayakkabılarını çıkardı ve benimle birlikte arkamdan geldi. Koltuğa oturdum ve haberleri açtım. “Hayır.” Telefonumu açıp Wayne’ye yazdım. “Hadi ama, ne zaman çıkacaksın?”
“Birazdan, birazdan. Dayansana.” Telefonu kapattım. “Yaz ayı olduğu için işler hep çok yoğun, çok yoruluyorum!” Koltuğa uzandı. Bana dönerek baktı. Babaannemin ölümü hakkında konuşmama kararı aldık onlarla. Ama Heather bana sürekli böyle baktığında hep bir şey ima ediyordu. “Acıktın mı? Yemek var.”
“Hayır, molada yemiştim.” Başımı sallayarak onayladım. Saate baktığım an ekranda Wayne’nin babası belirdi. “Aha.”
“Sevgili vatandaşlarım, burada herkesin heyecanla beklediği açıklamayı yapmak için bulunuyorum. Umarım hepiniz çok iyisinizdir Biliyorsunuz, birkaç gün önce biricik oğlum Wayne’nin okul mezuniyeti vardı, maalesef ki yeni yaptırdığımız müzik sınıfında bir takım sorunlar çıktı. Okulda birkaç kendini bilmez dengesiz öğrenci, bir anlık hırsla benim oğluma saldırmışlar. İnsanlar oğlumun ve benim başarımı sürekli kıskanır durur ama bu kadarı da fazla!”
“Tanrım, yemin ediyorum gerçekleri bilmesem şu adamın iyi bir baba olacağına inanacağım.”
“İki yüzlü.”
“Benim oğlumun hiçbir suçu yok.” Gülümsedim. “Aferin lan, ben söyledim ona bunu.”
“O gün orada ki beş öğrenci hakkında ağır olmayacak şekilde üstlerinden gelindi. Wayne’den özür dilediler, aileleri üzerine söz vererek bir daha hiç kimseye ve hiçbir zaman böyle bir muamele yapmayacaklar. Benim bir milletvekili olarak öğrencileri ezme gibi bir niyetim asla yoktur, ama bir daha böyle bir şey kime olursa olsun yaşanırsa bu kadar hafif bir ceza ile kalmayacaktır. Teşekkür ederim.”
Kendi işleri ile ilgili şeyler de söyledi, yaklaşık bir yarım saat konuşma yaptı. “E hani? Wayne çıkmayacak mı?” Telefonumu açtım ve Wayne’yi aradım. “Neden sen konuşma yapmıyorsun? Bir şey mi oldu?”
“Hayır, son anda vazgeçildi, babamın konuşması daha yararlı olacakmış, söylenmesi gereken her şeyi söyledi zaten.” Kumandayı koltuğa fırlattım. “Ahhh! Ben bu kanalı seni seyretmek için açtım, izleme kazandırmak için değil!” Güldü. “Birazdan geleceğim, bensiz yemek yemeyin!”
“Tamam, hızlı gel! Görüşürüz.” Telefonu kapattı ve cebime attım. Televizyonun kanalını değiştirdim. “Ahh, bu yaz tatile gitmek çok istiyorum.” Heather’a baktım. “Her sene gidiyorsun zaten, asıl benim gitmem lazım.” Kazadan beri hiç tatile gitmemiştim, zaten fırsatımız bile olmamıştı.
Ayağa kalkarak camı açtım, içerisi oldukça sıcaktı. Bir sigara yaktım ve kalçamı duvara yasladım. “Belki bu sene gidebiliriz, üçümüz, ne dersin?” Güldüm. İçime çektiğim sigaranın dumanını üfledim. “Paramız yok ki Heather.”
“Offf, biliyorum lanet olsun.” Sırt üstü yattı ve bacaklarını koltuğun kenarına kaldırdı. “Keşke bizde Wayne gibi zengin olsaydık, ahhh, eğer o kadar zengin olsaydım yemin ediyorum çok şımarık bir kız olurdum. Wayne nasıl değil anlamıyorum.”
“Her şey para değil ki, Wayne’nin istediği de zenginlik değil. Ufacık bir sevgi ile şımarabilir, ki bence buna çok ihtiyacı var.” Derin bir iç çekti. “Keşke istediği hayata sahip olabilseydi.”
“Keşke bende.” Bana baktı. Omuzlarımı kaldırdım. “En azından birbirimize sahibiz. Üçümüz olmasaydık ben ne yapardım bilmiyorum.”
“Çoğunlukla Wayne sanırım, o olmasaydı biz ikimiz neredeyse bu kadar samimi olmayacaktık.” Başımı sallayarak onayladım. “Biraz uyuyacağım, Wayne geldiğinde beni uyandırmayı unutmayın.” Onayladığımda sırtını döndü. Cama dönüp sigaramı içmeye devam ettim, o sırada yolu seyrediyordum. Birkaç komşu geçerken nasıl hissettiğimi ve neler yaptığımı soruyordu. Bir ihtiyacım olup olmadığını merak ediyorlardı. “İyiyim, iyiyim, gerçekten.”
“Bir şey olduğunda her zaman kapımıza gelebilirsin.” Baş parmağımı kaldırıp onayladım ve gülümsedim. “Sağolun, sağolun. Hoşçakalın.” Uzaklaştılar. Sigaramı aşağı attım ve camı açık bıraktım. Koltuğa geri uzandım ve açtığım televizyon kanalını seyrederken bende uyuyakaldım.
Sonra bir boğulmayla uyanıverdim. “Lan!” Hızla yerimden kalktığımda Heather ve Wayne gülüyordu. Wayne’nin elinde ufak bir kova vardı, üstüme su dökmüşlerdi. Koltuğun arkasındaydı, onu hızla yakaladım ve koltuğa çekerek yatırdım. Suratımdan ve saçlarımdan üstüne sular damlıyordu.
Kovayı aldım ve Heather’a uzattım. “Buz gibi bir tane doldur, çabuk.” Heather aldığında hemen mutfağa girdi. Çeşmeden su doldurduğunu duydum.
“Heather, hayır!” Kalkmaya çalıştı, üstünde dururken omuzlarına baskı yapıyordum ve artık kalkamıyordu. “Özür dilerim! Aidan! Yapma.” Başımı iki yana salladım. “Böyle adam mı uyandırılır? Şimdi eğlenme sırası bende.” Altımdan kalkmaya çalıştı ama nafileydi. Onu bırakmayacaktım. “Şakaydı şaka! Hem yaz günü ne güzel serinledin işte!”
“Sende serinleyeceksin işte.” Heather geldi ve bana uzattı. Kovayı tuttuğumda elim içine girmişti. Birazını Heather’ın suratına vurdum. Çığlık attığında güldüm. Wayne’ye döndüm. “Hazır mısın?” Tek elimle tuttuğum için biraz daha zorlaşmıştı tutması. “Değilim! Bu yüzden—“ Suyu suratına döktüm. Anında nefesini tutmuştu ve sular gittiğinde derin bir nefes aldı. Gülerek üstünden indim. Islak saçlarımı geriye attım.
Öksürmeye başladığında güldüm. “Nasılmış? Nasılmış?” Kaşlarını çatarak bana baktı. “Sana pizza yok.”
“Pizza mı aldın? Hani? Nerde?” Mutfağa ilerledim. Kutuyu açtığımda kocaman bir pizza karşıladı beni. Gözlerim parıldadı. “Ooooo!” Heather benim saçımı çekti. “Ahhh!”
“Sana yok.”
“Hayır, var. Var değil mi Wayne?”
“Yok.” İçecekleri ve pizza kutularını aldılar. Salona gidip koltuğa oturdular. Onları uzaktan seyrettim. Bensiz gayette hoş yiyorlardı. Wayne’nin yanına giderek oturdum ve eline vurdum. “Ahh!” Elinden düşen pizzayı alarak yemeye başladım. “Hainsiniz siz, beni ıslatmak sizin planınızdı. Bedelini ödettim diye ben mi kötü oldum? Asıl size yok pizza.” Heather’ın önündeki kutuyu kapatıp kendi karşıma çektiğim ikinci kutunun altına koydum.
İlk yorum yazan sen ol!
Henüz yorum yapılmadı