Gözlerini hafiften kaldırdı. Saat sabahın beşiydi ve alarmı çalıyordu. Eliyle bir tane yumruk çaktı ama alarmı kıramamıştı. Bu acı ile ayağa kalkıp elini tutmaya başladı. Doğruldu. Çıplak vücudu yüzünden her bir kası belli oluyordu. 1.95 boyunda biriydi.

-Uyandın mı tatlım?

- Sırtında gezinen elleri hissedebiliyordu. Arkasını döndü, ayakta mıydın?

-Seni izliyordum.

Şaşkın ve dik bir bakış attı, beni mi izliyordun?

Gülümsedi, çok tatlı uyuyordun.

Bunu duyunca biraz utanmıştı. Ama kendi adamlığını biraz önde tuttu, biliyorsun işlerim var. Erken kalkmamın tek nedeni bu.

- Benim için adamını öldürmene hayran kaldım açıkçası. Tatlım.

Dik bakışlarının içinde yumuşak biri vardı, biliyorsun tehlikeli bir görev verildi. Görevin parası aşırı yüksek olduğu için, karşımda ki fark etmez. O parayı alıp beraber bir yazlığa taşınacağız. Bütün ömrümüz boyunca yetecek kadar para. Artık tehlikeli görevlere çıkmama gerek kalmaz.

Elini gezdirirken saçlarına uzandı, bunun son görevin olacağına söz verir misin. Böylece senin için bir daha endişelenmem.

Göz temasından kaçınmadı ve onun ellerini tuttu, endişelenme balım. Onu yenip bu mesleğime bir son vereceğim.

Ayağa kalktı ve sırtına ceketini geçirdi. Bu sırada yorgun gözlerle bakıyordu.

Işığı yaktı, yorgun bir yüzün var. Tatlı duruyor.

-Ekipmanları almaya gideceğim. Kayıt dışı olacağı için bu saatte anlaştık. Senin için geri döneceğim merak etme.

Gülümsedi ve yatakta uzanmaya başladı, endişelenmiyorum. Sadece, görevi bitirdikten sonra taşınmamızı hayal etmeye başladım. Görevi başarabileceğini biliyorum.

Hafif sırıttı ve biraz egosu devreye girdi, onu yeneceğim ve para ödülünü alacağım.

Kapıyı açıp çıkmaya başladı. Telefonunu çıkardı ve bir arama yaptı.

-Alo.

-Hazırım ve sana doğru geliyorum. Hazırlan.

Telefonu yere atıp telefonu çiğnedi ve telefon paramparça oldu. Kapıyı açıp çıkarken sevgilisi kapıyı tuttu, sağlam geri dön. Evimin erkeği.

Gülmesini tutamadı. Ama bir şey diyememişti. Utanmıştı, hadi kapıyı kapat.

Merdivenlerden hızlıca indi ve kendi evinden uzaklaşmaya başladı. Heryer karanlıktı. Gideceği yer çokta uzak değildi. Ve hızlı hızlı yürüyordu. Karanlık bir hava ve kimse bir şey çakmazdı.

En sonunda bu yere gelmişti. Karşısında bir sürü çanta ve 5 adam duruyordu. En önde biri duruyordu ve eliyle dur işareti yapmıştı. Bunu görünce durdu.

Belinde ki silah çok belli oluyordu. Bütün çantaları fırlattı ve bu sırada söyledi, fazla yaklaşma. Biz gittikten sonra çantaları alabilirsin.

Bu adamlar her şeyin farkındaydı. Günümüzde en çok nam salan bir suikastçıydı. Ve kendilerine bir oyun oynanmasını istemeyenler buna dikkat ederdi.

Yüzleri dönük bir şekilde uzaklaşırlarken bunu bekledi Giray.

Onlar gittikten sonra yavaştan yürüdü ve çantaları eline aldı. Kendi kendine söylenmeye başladı, lala allalal la lal al al allal alal al la la.

Bu bir şarkı tonuydu Aslında. Aleti çantadan çıkarıp havaya fırlattı. Alet havada durmaya başladı ve aktif edildi.

Hafif sırıttı ve gülümsemeye başladı. Peki. Başlıyorum. Yerini de biliyorum.

Elinde küçük bir alet daha vardı. Elini kaldırıp ona baktı. Sadece lanet enerjilerini algılayan bu alet onun yerini bizzat gösteriyordu. Ama bir değil bir sürü lanet enerjisini algılamış ve çoğunun bir yerde toplandığını fark etmişti

-Bir çöl mü? Hıh. Fazla da uzakta. Oraya nasıl gideceğim ki?

Yürümeye başlarken bütün kıyafetlerini giyinmişti, sanırım büyü aleminde ışınlanma diye bir şey var. Bu kıyafetler sayesinde temel sıradan büyüleri kullanabileceğim. Üstümde ki alet ve cebimde ki alet sayesinde, baskılanma sıfırlayacağım ve benim ekipmanlarımın yaydığı enerjiyi hissedemeyecekler.

-Pekala! Işınlanma kullanıp o konumun biraz uzağına ışınlanacağım.

.......

BÖLÜM NOTU

annnnanı avradını aşkla ilgili şeyler yazarken cringe damarım patladı. Okurken sizinki patlamaz umarım. Yarın iş var bölümü ikiye bölüp kısa tutacağım.




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu