1. Bölüm
**1. Sahne: Ahmet’in Kendini Tanıtması**

*İç mekan: Ahmet’in evinin oturma odası. Ahmet, yalnız başına bir sandalyede oturuyor, kameraya doğru konuşuyor.*

**Ahmet:** (Sakin bir sesle)
Merhaba. Ben Ahmet. 35 yaşındayım, bir polis memuruyum. Ama bu işte ne kadar başarısız olduğumu kendim de biliyorum. Evet, bir polis memuru olmama rağmen kendimi hiç güçlü hissetmedim. İşe başladım, ama her geçen gün kendimi daha fazla küçülüyormuş gibi hissediyorum. Ne kadar çaba göstersem de, sonuçlar hep aynı. Başarı, hep diğerlerinin elinde. İşimde iyi olmayı, etkili bir polis olmayı hayal ettim ama gördüm ki, bu hayaller sadece hayal olarak kaldı. Kendimi ifade edemiyorum, fikirlerimi doğru bir şekilde aktarabilmekte zorlanıyorum. Belki de bu yüzden, işimden keyif almak yerine, sadece görevimi yerine getiriyorum. Hayatımda büyük bir boşluk var ve bu boşluk her geçen gün daha da büyüyor. İnsanlar benimle dalga geçiyor, bana gülüyor, başarısız olduğumu söylüyor. Herkesin gözü önünde aşağılanmak, insanı içten içe kemiriyor. Ama işte buradayım, yine de devam ediyorum. Çünkü başka bir yol göremiyorum. Belki bir gün her şey değişir, belki bir gün bir fark yaratabilirim. Ama şu an, sadece buradayım. Ve buradaki sessizliğin içinde kaybolmuş durumdayım.

*Ahmet konuşmasını bitirir ve kameraya son bir bakış atarak sahne sona erer.*

---

**2. Sahne: Karakolda Cem’in Başarısı ve Ahmet’in Aşağılanması**

*İç mekan: Karakolun büro kısmı. Komiser Sarp, ofisteki tüm personele Cem’in başarılarını duyurur. Ahmet, başını eğmiş şekilde durmaktadır.*

**Komiser Sarp:** (Yüksek sesle) Arkadaşlar, önemli bir gelişme var. Cem, bu sabah çok zor bir cinayet davasını başarıyla çözdü. Kendisini tebrik ediyorum. Gerçekten müthiş bir iş çıkardı.

*Cem, kendinden emin bir şekilde gururlu bir tavırla gülümser. Diğer memurlar alkışlar, Cem’in sırtını sıvazlar. Ahmet, Cem’e yaklaşarak elini uzatır.*

**Ahmet:** (Gülümseyerek) Cem, tebrikler. Gerçekten harika bir iş başardın.

**Cem:** (Alaycı bir şekilde) Ahmet, senin tebriklerin gerçekten komik. Başarılarımı sayende mi öğreniyoruz? Neyse, teşekkür ederim.

**Ahmet:** (Sakin kalmaya çalışarak) Ne demek, Cem. İşinizi gerçekten takdir ediyorum.

**Cem:** (Gülerek) Ahmet, gerçekten kendini ifade etmede zorlanıyorsun. Belki de biraz daha dikkatli olsan, belki sen de bir gün başarıyı tadarsın. Ama şimdilik, benden uzak dur.

*Ahmet, sinirlerini zor tutarak yüzünü gizlemeye çalışır. Ofisin yanındaki tuvalete gider.*

**Tuvalet İçin Ahmet’in İç Konuşması:**

**Ahmet:** (Kendine konuşarak, sinirle) Yine aynı şey. Ne zaman bir şeyler başarsam, ya da bir çaba göstersen, hemen altında kalıyorum. Cem’in ne yaptığı umurumda değil. Ama işte, her zaman bir adım geride kalıyorum. Herkes benden yukarıda, ben ise sadece bir köşe başında bekliyorum. Bu işte beni kimse ciddiye almıyor. Herkesin gözünde ben sadece bir başarısızım. Belki de haklılar. Belki de bu işte hiç bir yere gelemedim. Ama bu düzeni bir gün değiştirmek zorundayım. Yoksa bu şekilde yaşamaktan daha kötü bir şey yok.

*Ahmet, derin bir nefes alarak tuvaleti terk eder.*

---

**3. Sahne: Selin ile Öğle Arası Sohbeti**

*İç mekan: Karakolun yemekhane kısmı. Ahmet, bir tabak yemekle yalnız başına oturur. Selin, tabaklarıyla yanına gelir.*

**Selin:** (Yemek yerken) Ahmet, Cem’in bu sabahki başarısını duydun mu? Gerçekten müthiş bir iş çıkarmış. Senin gibi başarısızların yanında nasıl parlıyor, değil mi?

**Ahmet:** (Gergin bir şekilde) Evet, duydum. Gerçekten başarılı bir iş başarmış.

**Selin:** (Alaycı bir şekilde) Evet, senin başarısızlıkların yanında Cem’in başarıları daha da göze çarpıyor. Bazen bu kadar büyük bir fark yaratmak zor olabilir.

**Ahmet:** (Kendini savunmaya çalışarak) Benim de bir çabam var, ama...

**Selin:** (Keserek) Ama her şeyin altında kalıyorsun. Cem gibi olmayı denedin mi? O zaman belki bir fark yaratabilirsin. Ama bu şekilde devam edersen, sadece başarısızlığınla anılacaksın.

*Ahmet, gözlerini kapatarak kendini toparlamaya çalışır. Gözleri yaşarmış gibi görünür.*

**Ahmet:** (Kendine konuşarak) Her şey bir yana, bu kadar aşağılanmayı hak ediyor muyum? Neden sürekli bu şekilde hissettiriliyorum? Belki de bu işte gerçekten bir yere varamam. Belki de kendimi hiç ifade edemeyeceğim.

*Selin, Ahmet’in yanından uzaklaşır.*

**Selin:** (Arkasını dönerek) O zaman Cem ile yemek ye, belki onda sana biraz moral verir.

*Ahmet, derin bir nefes alarak kendine konuşur.*

**Ahmet:** (Yalnızken, kendi kendine) Belki de haklı. Neden uğraşıyorum ki? Kendimi hep bu köşede hissediyorum. Belki de her şeyin değişmesi gerekiyor. Bir yol bulmalıyım.

*Ahmet, yemekten kalkar ve tuhaf bir şekilde düşünceli bir şekilde yemekhane bölümünden ayrılır.*

---

**4. Sahne: Annesi ile Telefon Görüşmesi**

*İç mekan: Ahmet’in evinin oturma odası. Ahmet, telefonla annesiyle konuşmaktadır.*

**Anne:** (Telefondan) Oğlum, günün nasıl geçti?

**Ahmet:** (Yorgun bir şekilde) Her zamanki gibi anne. Berbat geçti. İşte, yine başarısız oldum. İçimdeki boşluk, her geçen gün daha da büyüyor.

**Anne:** (Endişeli bir şekilde) Canım, üzülme. Her şeyin bir çözümü vardır. Bu dönem geçecek.

**Ahmet:** (Hüzünle) Keşke babam gibi güçlü olabilseydim. O kadar kolay bir şekilde her şeyi hallederdi. Benimse hiçbir şeyim yok.

**Anne:** (Öfkeli bir şekilde) Sakın onun adını ağzına alma. Senin baban... O bir seri katildi. Sen onun gibi olma. Senin başka bir yolun var.

**Ahmet:** (Sert bir şekilde) Ne var bunda? En azından ezik de değildi. Başarılıydı, güçlüydü.

**Anne:** (Sinirli bir şekilde) Sen de onun gibi olacaksın diye bir şey yok. Kendine gel. Senin bu yolun değil.

**Ahmet:** (Öfkeli bir şekilde) Tamam, tamam. Anne, bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum. Yeterince zor bir gün geçirdim. Görüşürüz.

*Ahmet, telefonu kapatır ve derin bir nefes alır.*

**Ahmet:** (Kendine konuşarak) İşte yine bir başka tartışma. Hiçbir şey değişmiyor. Hep aynı kısır döngü. Belki de tek çözüm bu. Bir şeyler yapmak gerekiyor.

---

**5. Sahne: Bira Arayışı**

*İç mekan: Ahmet’in evi, mutfak. Ahmet, dolabı açar ve içindeki bira kutularını kontrol eder. Bira kalmadığını görür.*

**Ahmet:** (Sinsice) Off, bir işim de rast gitmiyor. Sonunda birayı da bulamadım. Gerçekten müthiş bir gün.

*Ahmet, montunu alır ve dışarı çıkar. Soğuk havayı hissederken, kendini rahatlatmak için bir içki almayı düşünür.*

**Ahmet:** (Kendine konuşarak) Ne yapacağım? Bir bardağım bile kalmadı. Belki dışarıda bir şeyler alırım. Yine de, bu işte bir rastlantı olmalı.

---

**6. Sahne: Tekel Bayi**

*İç mekan: Tekel bayi. Ahmet, sinirli ve gergin bir şekilde içeri girer. Tekel bayi sahibi Hakkı, Ahmet’i görür ve endişeli bir şekilde yaklaşır.*

**Hakkı:** (Nazik bir şekilde) Merhaba, iyi akşamlar. Bir sorun mu var, ağabey?

**Ahmet:** (Kızgın ve yorgun) Merhaba. Evet, aslında biraz sorun var. Aklım biraz dağınık. Bu gün pek iyi geçmedi.

**Hakkı:** (Sakin bir şekilde) Anladım. İşte, bazen günler zor geçer. Ama umarım düzelir. Neyse, ne almak istersin?

**Ahmet:** (Düşünerek) İki bira ve bir paket sigara. Teşekkürler.

**Hakkı:** (Kısa bir süre düşündükten sonra) Tabii. Ama böyle bir gün geçirdiğinde, biraz moral almak isteyebilirsin. Belki biraz dinlenmek ya da dışarıda yürüyüş yapmak iyi olabilir. Yani, işin stresini bir kenara bırakıp biraz rahatlaman gerekebilir.

**Ahmet:** (Sıkılmış bir şekilde) Evet, belki de haklısın. Ama şu an içki ve sigara istiyorum, başka bir şey düşünemiyorum.

*Hakkı, Ahmet’e istediği ürünleri verir. Ahmet, parayı öder ve kafası karışmış bir şekilde dükkanın önüne çıkar.*

---

**7. Sahne: Tinerci ile Karşılaşma**

*İç mekan: Tekel bayiden çıkan Ahmet, karanlık bir sokakta yürürken, karşısına bir tinerci çıkar. Tinerci, sarkık giysileri ve bozuk görünümüyle dikkat çeker.*

**Tinerci:** (Kızgın ve tehditkar bir şekilde) Cüzdanını ver.

**Ahmet:** (Şaşkın ve endişeli) Ne? Neden?

**Tinerci:** (Bıçağı göstererek) Cüzdanı ver. Yoksa işimiz kötü olabilir.

*Ahmet, tinercinin boğazına bıçak dayadığını görünce korkar. Cüzdanını çıkartır.*

**Ahmet:** (Titrek bir şekilde) İşte, cüzdanım. Al.

*Bir anlık cesaretle, Ahmet tinercinin bıçağını elinden hızlıca alır ve tinercinin boynuna saplar. Tinerci yere düşer, Ahmet’in içindeki öfke ve adrenalin patlar. Ahmet, paniğe kapılır ve cinayet bıçağını alarak hızla evine döner.*

---

**8. Sahne: Ahmet’in Evi ve Rüya**

*İç mekan: Ahmet’in evi. Ahmet, eve döner ve kendini kötü hisseder. Bıçağı temizler ve bıçakların olduğu çekmeceye koyar.*

**Ahmet:** (Kendine konuşarak) Ne yaptım? Bu bıçak burada iz bırakmaz. En azından burası anlaşılmaz.

*Ahmet, biraları alıp içmeye başlar ve yavaşça uykuya dalar.*

*Rüya sekansı:*

*İç mekan: Ahmet, babasının hapiste olduğu karanlık bir hücrede görünür. Babası, demir parmaklıkların arkasında, oldukça yorulmuş ve üzgündür.*

**Babası:** (Ahmet’e dönerek) Ahmet, neden bu kadar eziksin? Kendi potansiyelini ortaya koymalısın. Bu şekilde devam edemezsin. Güçlü olmalısın.

**Ahmet:** (Korkmuş ve çaresiz) Ama nasıl yapabilirim? Bu kadar zor.

**Babası:** (Silahını göstererek) Bu silah, bu gücü temsil ediyor. Senin de bir yolun olmalı. Kendi gücünü bulmalısın.

*Ahmet, uyanır ve hemen kıyafet dolabından babasının ona emanet ettiği kaçak silaha bakar. Yüzünde kötü bir tebessüm oluşur.*

**Ahmet:** (Kendine konuşarak) İşte bu. Belki de bu silah, bana ihtiyacım olan gücü verebilir. Bir şeyler değişmek zorunda.

---

**9. Sahne: İş Yerindeki Olay**

*İç mekan: Karakol. Ahmet, geç kalmış ve komiser Sarp, ofiste herkesin önünde onu azarlamaktadır.*

**Komiser Sarp:** (Öfkeli bir şekilde) Ahmet, yine geç kaldın. Bu şekilde çalışmaya devam edersen, iş yerinde yerin kalmayacak. Herkesin önünde seni küçük düşürmek zorunda kalıyorum.

**Ahmet:** (Sakin ama üzgün) Özür dilerim komiserim, bir aksilik oldu. Bir daha böyle olmayacak.

*Komiser Sarp, Ahmet’i umursamaz bir şekilde gönderir ve Cem ile Selin ofisteki bir köşede konuşurlar. Ahmet, Selin’in Cem ile sevgili olduğunu öğrenir.*

**Selin:** (Cem’e dönerken) Cem, seni bu yüzden çok seviyorum. Her şeyde başarılısın ve benim için çok değerli birisin.

**Cem:** (Gülümseyerek) Ahmet, senin gibi başarısızlardan uzak durmak lazım. Selin gibi biriyle olmak, hayatın güzelliğini gösteriyor.

**Ahmet:** (Üzgün bir şekilde) Anladım, Cem. Ben sadece... (Konuşmayı keser ve uzaklaşır.)

*Komiser Sarp, Ahmet’i bir olay yerine çağırır.*

**Komiser Sarp:** (Önemli bir şekilde) Ahmet, hemen olay yerine gelmelisin. Cem, işte geç kaldığın için burada değil. Seninle gelmek istiyorum.

**Cem:** (İsyanla) Neden Ahmet ile gitmek zorundayım? Ben de gelebilir miyim?

**Komiser Sarp:** (Net bir şekilde) Ahmet, geç kaldığı için buraya geliyor. Sen başka bir iş yap. Ahmet ile bu olayı inceleyeceğiz.

*Ahmet ve komiser Sarp olay yerine gelirler. Ahmet, olay yerinde, dün gece öldürdüğü tinerciyi görür. Etrafta polisler, dedektifler, haber kameraları vardır. Ahmet cesedin başına geçer.*

**Ahmet:** (Kendine konuşarak) Bunca zaman aşağılandım, küçümsendim. Ama şimdi sıra bende. Cem, Selin, komiser Sarp ve diğerleri, artık başınıza çok iş açacağım. Her şey şimdi başlıyor. Planım artık hayata geçiyor.

*Ahmet, içindeki öfke ve karanlık duyguları dışa vurur, planını gerçekleştirmek üzere adımını atar. Bölüm burada sona erer.*

---




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu