Saçlarımı kestirdim. Kısalardı ama yine de önüme düşüyorlardı.

Dürüst olmak gerekirse, saçlarımı kestirince hiçbir şey değişmedi.

Aksine her şey çok daha kötü olmaya başladı. Her şey başa sarıyordu. Çıyanlar ortalıkta geziyor, karanlık gölgeler köşelerden bana bakıyor, kafamdaki sesler susmuyor ve o korkunç ben geri dönüyordu.

Katil. İçimdeki katil, vahşi Xanthus buradaydı. Bana tekrar kendimi ya da başka birilerini öldürmemi söylüyordu.

Doktorla olan terapilerimi evden kaçarak aksatıyordum. Çünkü her defasında doktorun arkasında onu görüyordum. O hemşireyi. Beti benzi atmış, ölü gibi gözleri masmavi, boğazındaki yara izi.

Korkuyordum. Korkuyorum. Hiçbir şey iyi olmuyor.

İlaçlarımı düzenli alamıyorum çünkü bıraktığım yerde yoklar ya da zihnim bana bir oyun oynuyor.

Neden her şey tam yoluna girerken bozuluyor? Neden çıyanlar hala burada?..

Uyuşturucuya tekrardan ihtiyacım var. Tekrardan uyuşturucu alıp onları susturmam gerekiyor. Ancak Sheldon'a söz verdim, bir daha içmeyeceğime dair.

Odamda oturuyordum. Masamda uyuklamışken Sheldon beni dürterek uyandırdı. Yerimden sıçramıştım.

"Xanthus, iyi misin?"

Ona baktım. Bir anlığına iyi değilim demek istedim. İyi değilim. Değilim. Her şey başa sarıyor Sheldon, tekrardan ölüyorum ve bu sefer bundan çıkamam.

"İyiyim."

Elini omzuma koyup yüzüme endişeli bir ifadeyle baktı.

“Emin misin?.. Hiç iyi durmuyorsun."

Suratıma yalandan bir gülümseme takındım.

"Gerçekten iyiyim, sadece biraz dinlenmem gerekiyordu."

Başını sallayıp onayladı ama pek inanmış gibi değildi o. Ona baktığımda sormak istediği bir şey var ancak soramıyormuş gibi hissettim. Ne olduğunu direkt anlamıştım.

“Sheldon bak, doktordan kaçmamı hoş bulmuyorsun ama... ben daha fazla yapamam, tamam mı? Terapide bir süreye kadar... sana daha fazla yük olmak istemiyorum, inanılmaz derecede para veriyorsun ve ben bunu artık kaldıramıyorum."

Sheldon itiraz ettiğinde lafını kestim.

“Lütfen. Ben artık iyiyim, gerçekten. Artık ihtiyacım yok."

Onu ikna edebilmek için uzun uzun baktım. En sonunda iç çekti ve başını sallayarak onayladı.

"Ancak bir şartla dostum. En azından haftada bir, iki gün gelecek, tamam mı?"

Onayladım, en azından bunu yapabilirdim, hemde Sheldon başka bir şekilde ikna olmayacaktı.

"Anlaştık o zaman, şimdi biraz yatağına yatıp dinlen, boynun ağrır."

Tekrardan onayladım ve ayağa kalkarak yatağıma geçtim, Sheldonda odadan çıkarak kapıyı yarım bıraktı.

Işığı çoktan kapattığında sırtımı aralık kapıya döndüm çünkü oradaki uzun ve siyah cüsse bana bakıyordu.

Döndüğüm anda ise karşımda dikilmiş diğer cüsseleri gördüm, resmen üstüme çökmüşlerdi.

Göğsümde bir daraltı oluşuyordu, nefes almamı zorlaştırıyordu.

Kalkıp ilaçlarıma uzandığımda ilaçlar birer çıyandı. Elimde gezerken parmaklarımın aralarından inip kolumun içine giriyorlardı.

Hızla kolumu salladım. Yere düştüler, haplarda.

Almaya korkuyorum. Ya birisi eğildiğimde kolumu tutarsa? Hemen yorganımın altına girerek başıma kadar çektim.

Korkudan titriyordum, çıyanların iğrenç bacaklarını tekrardan hissettim. Odamda geziyorlar. Bacaklarının seslerini duyabiliyordum.

Ağlamaya başladım, tekrar bir küçük çocuk gibi. Her şeyin yeniden başa sarmasına engel olamıyorum. Çıyanlar beni bir gün en sonunda yiyecekler. Bir çıkış yolu yok.




novebo yorum yok

İlk yorum yazan sen ol!


Henüz yorum yapılmadı

Novebo discord sunucusu